İKV, 5. YILINDA TÜRKİYE-AB MUTABAKATI DENEYİMLER & ÖNGÖRÜLER BAŞLIKLI BİR WEBİNAR DÜZENLEDİ
İKV, İGAM Academy işbirliğiyle 18 Mart 2021 tarihinde “5. Yılında Türkiye-AB Mutabakatı Deneyimler & Öngörüler” başlıklı bir webinar düzenledi. Webinarın açış konuşmalarını İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, İGAM Başkanı Metin Çorabatır ve AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Bölüm Başkanı Eva Horelova gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü İKV Genel Sekreter Yardımcısı M. Gökhan Kilit ve İGAM Academy Koordinatörü ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nihal Eminoğlu’nun yaptığı webinarda, T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı mutabakatın 5’inci yılına ilişkin özel hitap gerçekleştirdi.
Webinarın ilk açış konuşmasını gerçekleştiren İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye-AB Göç Mutabakatı’nın Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya geçişini engellemek amacıyla kabul edildiğini ve vize serbestliği, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve mülteci iş birliği gibi hedefleri olduğunu belirtti. Türkiye’nin AB’den uzaklaştığını ve yeni fasıllar açılmadığını belirten Başkan Zeytinoğlu, Gümrük Birliği’nin güncellenmediğini ve vize serbestliğine ilişkin 72 kriterden 66’sının tamamlandığını dile getirdi. Türkiye’nin barındırdığı 4 milyondan fazla mülteci ile AB’nin yükünü önemli ölçüde azalttığını ifade eden İKV Başkanı, sözlerini burada noktaladı. Webinarın ikinci açış konuşmasını yapan İGAM Başkanı Metin Çorabıtır, mutabakatın panik ortamında hazırlandığını, aradan geçen beş yılda Türk sığınma sisteminin güçlendiğini ve mültecilerin korunmasının arttığını vurguladı. Çorabatır, Türkiye’den giden mültecilerin durumuna ilişkin fazla veri olmadığını belirtirken, yeni açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nın önemine de değindi.
Webinarın üçüncü açış konuşmasını yapan AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Bölüm Başkanı Eva Herolova, Türkiye’nin AB ile terör, iklim krizi ve mülteci sorunu gibi ortak konularda bağı olduğunu ifade etti. Türkiye-AB ilişkilerinde tekrar güven inşa edilmesinin amaçlandığını belirten Herolova, Suriye’deki sorunların henüz bitmediğini ve AB’nin mülteci konusunda Türkiye’nin çabalarını takdir ettiğini vurguladı. Anlaşma kapsamında mültecilerin sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçları için 6 milyar avronun Türkiye’ye tahsis edildiğini belirten Herolova; vize serbestliği, Gümrük Birliği ve üyelik müzakereleri gibi konulara da değindi.
Webinarın özel hitabında konuşan T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, anlaşmanın altı temel boyutu olduğunu ve %80’inin Türkiye-AB İlişkilerine, %20’sinin ise göçe dayandığını vurguladı. Katılım perspektifinin önemine değinen Kaymakcı, Kıbrıs konusunda AB’nin objektif bir yaklaşım izlemesi gerektiğini ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin gecikmesindeki nedenin siyasi olduğunu ifade etti. Vize serbestliği konusunda altı kriter kaldığını belirten Büyükelçi Kaymakcı, Türkiye-AB zirvelerinin askıya alınmasını eleştirdi. Diyaloğun ve karşılıklı iletişimin önemine değinen Kaymakcı, Türkiye’nin mülteciler için toplamda 40 milyar avro harcama yaptığını, AB’nin ise FRIT kapsamında Suriyeliler için harcadığı rakamın bugün itibariyle 3,6 milyar avro olduğunu vurgulayarak sözlerini noktaladı.
Panelin ilk konuşmacısı olan Prof. Dr. Howard Duncan, konuşmasında göç krizinin kimsenin istediği şekilde çözülemediğini söyleyerek bunun temelinde iki sorun olduğunu vurguladı. Bunlardan ilkinin, zengin ülkelere vize olanağı olmadığı için insanların kaçarak gitmeye çalışması olduğunu belirten Howard Duncan, ikincisinin AB’nin 2015 yılında da görüldüğü gibi böyle bir akıma hazır olmaması olduğunu ifade etti. Son olarak, uluslararası camiada bağlayıcı bir mülteci anlaşmasının yapılmasının mümkün olmadığını söyledi.
Panelin ikinci konuşmacısı olan Avrupa İstikrar Girişim Kurucu Başkanı Gerald Knaus, mutabakatın önemine dikkat çekerken, bugün, Türkiye’nin kimseyi geri almaması ve AB tarafından da gelişmeye yönelik bir adım atılmamasından dolayı mutabakatın artık komada olduğunu vurguladı. AB’nin Türkiye’ye maddi açıdan daha fazla destek olması ve mülteci kabul etmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca Mart 2020’den bu yana Yunan adalarına gelen mültecilerin sayısının azaldığını açıklarken, bu adalarda mültecilere sunulan kötü koşulları da eleştirdi.
AB-Türkiye Forumu Genel Sekreteri Laura Batalla Adam, anlaşmanın kriz ortamında imzalandığını söylerken, 2020 yılında Türkiye’nin kapıları açmasıyla yeni bir krizin eşiğine gelindiğini fakat bu krizin atlatıldığını ifade etti. İki tarafın da birbirine ihtiyaç duyduğunu fakat farklı bakış açılarına sahip olduklarını ifade eden Adam, mutabakat çerçevesinde mültecilerle ilgili olmayan şeylere yoğunlaşıldığını söyleyerek ilişkilerin geleceği açısından diğer konuların mülteci konularından ayrılması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin bu mültecileri nasıl entegre edeceğine ve topluma kazandıracağına, AB’nin de bu konuda Türkiye’ye nasıl destek olacağına yoğunlaşması gerektiğini ifade etti.
Bir diğer konuşmacı, Prof. Dr. Kemal Kirişçi ise mültecilerin barındıkları ülkelerde yardıma muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde durabilmeleri ve o topluma yük olmadan vergi ve tüketimleriyle ekonomiye kazandırılmaları gerektiğinin altını çizdi. Türkiye-AB Mutabakatı’nın bu ruhu yansıtmadığına dikkat çeken Kirişçi, mülteci nüfusu fazla olan ülkelere dış ticarette kolaylıklar sağlanarak bu ülkelerin ekonomisine ve gelişmesine katkıda bulunulması gerektiğini ifade etti.
Panelin beşinci konuşmacısı Prof. Dr. Murat Erdoğan, mutabakatın ikili ilişkiler için olan önemine değinerek Türkiye’nin AB ile iş birliği yapabileceğini ortaya koyduğunu ancak siyasi iş birliği yerine sadece mali iş birliği söz konusu olunca bunun sonuçlarının Türkiye’ye olumsuz yansıdığını ifade etti. Erdoğan, Türkiye’deki mültecilere halen gidecekler gözüyle bakılması nedeniyle uzun süreli ulusal plan yapılmamasının doğru olmadığını belirterek konuşmasını sonlandırdı.
Panelin son konuşmacısı İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, mülteci krizi konusunda iki tarafın sahip olduğu farklı bakış açılarına değindi, AB’nin göçmenleri nasıl sınır dışı tutmaya yoğunlaştığını, Türkiye’nin de bu konuyu dış politika konusu yapmaya yoğunlaştığını ifade etti. Farklı hedeflerin ikili ilişkilere olumsuz yansıdığını belirten Nas, bütüncül bir yaklaşımın çok önemli olduğunu, pozitif gündemde ikili ilişkiler ve göçün önemli konular olduğunu vurguladı. Webinar, katılımcıların sorularının cevaplanmasının ardından son buldu.
Toplantının video kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT