İKV, AVRUPA’NIN GELECEĞİ VE TÜRKİYE KONULU TOPLANTI DÜZENLEDİ
İKV, 19 Şubat 2021 tarihinde “Avrupa’nın Geleceği ve Türkiye” başlıklı bir Webinar gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü İKV Genel Sekreter Yardımcısı M. Gökhan Kilit'in yaptığı webinarın açış konuşmalarını İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ile Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı gerçekleştirdi. Başkan Zeytinoğlu ilk olarak, dijitalleşme ve yeşil mutabakatın AB’nin iki önceliği olduğunun altını çizerek, bu alanlarda AB’nin başarılı olması gerektiğini dile getirdi. Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nda konuşulacak konular arasında sosyal adalet, dış politikanın güçlendirilmesi, AB değerlerinin korunması ve sosyal reformların olduğunu belirten Zeytinoğlu, sivil toplumun katılımının bu aşamada çok önemli olduğuna dikkat çekerek Türkiye’nin de bu konular üzerinde katkı sağlamasının gerekliliğini vurguladı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Kaymakcı, Türkiye’nin AB’nin geleceğinde de olacağını belirterek sözlerine başladı. AB’nin hem kurumsal hem de değerleri açısından sorunlarla karşılaştığını ifade eden Kaymakcı, iklim değişikliğinin ve AB Yeşil Mutabakatı’nın tüm Avrupa kıtası için önemli olduğunu, bu mutabakatın aslında sadece çevreyi değil, sosyal yaşamı da düzenleyen bir büyüme modeli olduğunu ve Türkiye’nin de bu hareketin içinde olmasını gerekliliğini vurguladı. Kaymakcı, dijitalleşme konusunda ise 2021-2027 döneminde AB’nin dijitalleşme ile ilgili programlara katılması ve sürece dâhil olması gerektiğini ifade etti. Göç konusunda ise COVID-19 salgını sonrasında daha büyük düzensiz göç dalgası oluşabileceğini dile getiren Kaymakcı, Türkiye’nin bu açıdan vazgeçilmez bir önemi olduğunun altını çizdi.
Panelin ilk konuşmacısı olan Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın, Avrupa’nın geleceği konusunda kapsamlı çalışmaların yapılmasının çok önceye dayandığını belirterek günümüzde ise bu konuda farklı görüşler ve siyasi ayrımların olduğunu söyledi. AB kurumları arasında Avrupa’nın Geleceği Konferansı’na kimin liderlik edeceğini mücadelesinin devam ettiğini, bu konferanstan çıkacak rapor bakımından halkın görüşü ve nitelikli çoğunluğun arasındaki çekişmenin AB bütünleşmesinin başından beri sürdüğünü ifade etti. Dış politika ve güvenlik alanının en büyük sorun olduğuna dikkat çeken Aydın, AB’nin değerlerinde de bozulmalar olduğunu ve fikir birliğinin sağlanamadığını belirtti.
Panelin ikinci konuşmacısı olan TEPAV AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Türkiye’nin Avrupa’nın Geleceği Konferansı’na katılmasının bir gereklilik olduğuna işaret ederek sözlerine başladı. Daha önceki Avrupa’nın Geleceği Konferansları’nın farklı olduğunu ve Türkiye’nin bu konferanslara aday ülke olarak önceden davet edildiğini ve farklı grupların da katıldığını belirtti. Bunun yanı sıra Arısan, ortak göç ve iltica politikası kapsamında hazırlanan yeni göç paktının iyi bir pakt olmadığına dikkat çekerek bu pakt kapsamında üçüncü ülkelerin adeta bir taşeron olarak kullanıldığını ve Macaristan gibi bazı ülkelerin sorumluluk almak istemediğini ifade etti. Bu bağlamda AB’nin insani değerlere saygı gösterme konusunda başarısız olduğuna ve Türkiye AB ile yeni bir mutabakat girişiminde bulunduğunda bu mutabakatın uluslararası hukuka uygun olması, çıkarların ve değerlerin de dengeli olması gerektiğine dikkat çekti.
Panelin üçüncü konuşmacısı olan TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sanem Baykal, AB’nin yapısının ve işleyişinin sorgulanmaya başlandığı bir zaman olduğunu belirterek sözlerine başladı. AB’nin de varoluşsal nedenlerle Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın düzenlenmesine ihtiyaç duyduğuna dikkat çekerek COVID-19 salgınının da AB’nin geleceği yönünde engel oluşturduğunu dile getirdi. Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın çeşitli alanlarda kurucu anlaşma değişikliğinin çok mümkün olmadığını belirten Baykal, AB’nin Avrupalı vatandaşların nasıl bir Avrupa istediğini anlaması, sorunları tahlil edip adım atması gerektiğinin altına çizdi. Bunun yanı sıra, nitelikli çoğunlukla karar almanın AB’yi çıkmaz bir yola sürükleyeceğini, bu bağlamda farklı bakış açılarının oluşturulması ve değerler konusunda da çeşitli adımların atılması gerektiğini ifade etti. Sivil toplum kuruluşları ve farklı kesimleri ikna edecek çabalara ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizen Baykal, AB üyesi devletlerin vatandaşlarının da teşvik edilmesinin önemine değindi. Baykal son olarak, AB’nin mali imkânlar ve kurtarma paketi ile COVID sürecinden başarılı çıktığını, böylece popülist söylemlerin azaldığını ve Yeşil Mutabakat’ın AB’nin bir lider ve kural koyucu olması açısından önemli ve değerli olduğuna dikkat çekti.
Panelin son konuşmacısı olan İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın önemini vurgulayarak sözlerine başladı. AB kurumsal yapısı ve karar alma sürecinin reforme edilmesi gerektiğini belirten Nas, AB’yi “ever-closer union” olarak tanımladı. Bu yönde hedefler koyulması ve daha sonra da belirli ölçülerde harekete geçirilmesi ve Türkiye’nin de bu konuya özel bir önem vermesi gerektiği konusuna dikkat çekti. AB’nin sosyal adalet gibi değerlerine sahip çıkması üstünde duran Nas, sivil toplumun bu sürece katılmasının önemini vurguladı. AB’nin küresel düzey içinde kendine yer bulma arayışına girdiğini, bunun için de rekabetçilik, inovasyon, dijitalleşme ve Yeşil Mutabakat’ın AB açısından büyük bir role sahip olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu yenilik ve süreçleri yakından izlemesi, hedeflerin AB ile uyumlu hale getirilmesi ve hızlı bir şekilde uygulanması gerekliliğine parmak basan Nas, “Euro Barometer” adlı kamuoyu araştırmasının sonuçlarına bakıldığında AB’nin eleştirilere rağmen aslında çevreci, feminist gibi gruplar için başarılı ve bir ilerici güç olduğunu ifade etti. Webinar, katılımcıların soru ve görüşleri ile son buldu.
Toplantı kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT