FRANSA VE POLONYA`DAKİ SEÇİMLERE İLİŞKİN BİLGİ NOTU

Fransa’daki Yerel Seçimlerin Galibi Yeşiller

İlk turu 15 Mart 2020 tarihinde gerçekleşen Fransa yerel seçimlerinin ikinci turu koronavirüs krizi nedeniyle 22 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirilemedi. 28 Haziran 2020 tarihinde yeniden sandığa gidilen ikinci tur seçimlerinde alınan tüm sosyal mesafe ve hijyen önlemlerine rağmen katılım oranı düşük kaldı. İlk turda %55,4 olarak kaydedilen katılım oranı, ikinci turda %45’e düştü. Çoğu seçmenin sağlık endişeleri nedeniyle katılmamayı tercih ettiği seçimlerde özellikle ekolojik kaygıları dile getiren adayların ön plana çıktığı görülüyor. Avrupa Ekoloji-Yeşiller Partisi’nin (Europe Ecologie- Les Verts) Bordeaux, Lyon ve Strasbourg’da kazandığı başarılar dikkat çekerken; Paris’te mevcut Belediye Başkanı sosyalist Anne Hidalgo’nun yeniden seçilmesinde çevre odaklı vaatlerinin büyük rol oynadığı belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un merkez sağ Cumhuriyet Yürüyüşü Partisi (La République en Marche-LREM) büyük şehirlerde başarı kazanamadı. Bu nedenle seçim sonuçları Macron’un iklim krizi ve çevre duyarlılığı odaklı politikalara ağırlık vermesi gerektiğine dair bir işaret olarak algılanıyor. LREM’in büyük şehirlerde başarı kazanamaması, 2022’de gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Emmanuel Macron’un yeniden seçilme ihtimalinin azalmaya başladığını da gösterdi.

23-26 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen AP seçimlerinde oyların %13,47’sini kazanan ve 12 üye ile Fransa’yı temsil eden Yeşiller, yerel seçimlerin öne çıkan partisi oldu. Vatandaşların önemsediği konular ve yerel yönetimlerden beklentileri arasında hava kirliliği, trafik, iklim krizi ve diğer sosyal endişeler giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu endişelere cevap verecek nitelikte içerik ve politika önerileri sunmayı başaran Yeşiller, vatandaşların uzun yıllara yayılan siyasi tercihlerini bile değiştirebilmeyi başardı. 1947’den bu yana merkez sağın yerel yönetimde yer aldığı Bordeaux ile 2001 yılından bu yana Sosyalistlerin kazandığı Lyon, bu durumun en belirgin örnekleri. Ayrıca Yeşillerin sol partiler ile oluşturduğu koalisyonlar, Annecy, Grenoble, Poitiers ve Tours şehirlerinde başarı kazandı. Benzer şekilde Montpellier ve Paris’te de Yeşillerin desteği ve politikalarının etkileri, kazanan adayların söylemlerinde kendisini gösterdi.

Seçimlerde Sosyalistler ve Cumhuriyetçiler mevcut şehirlerini koruma eğilimi gösterdi. Sosyalistlerin kazandığı büyük şehirler arasında Brest, Lille, Nantes ve Rennes yer alırken; Cumhuriyetçiler, Toulouse, Aix-en-Provence, Nice şehirlerindeki başarılarını devam ettirdi.

Fransa Başbakanı Edouard Philippe Le Havre şehrinde oyların %58,83’ünü elde etmeyi başardı. Öte yandan Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağ parti Ulusal Birlik (eski adıyla Ulusal Cephe- Front National) Perpignan’da aldığı %53,09’luk oy oranı ile ilk büyük şehrini kazanmayı başardı.

Seçimlerin ardından 29 Haziran 2020 tarihinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İklim için Vatandaş Konvansiyonu kapsamında 9 aylık sürede 149 iklim yasası teklifinin oluşturulduğunu ve bunların 146’sının Parlamentoya sunulacağını duyurdu. Konvansiyon, iklim krizine dair vatandaşların beklentileri çerçevesinde 150 temsilci tarafından yasa tekliflerinin hazırlanması için oluşturuldu. Vatandaşların iklim krizi ve sosyal adalet temelindeki dönüşüm isteklerini katılımcı bir şekilde kanunlara aktarma hedefindeki Konvansiyon, yerel seçimlerin ardından daha da önem kazandı. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Macron’un Konvansiyon çerçevesinde sunulan tekliflerin yasalaştırılması konusunda aktif bir şekilde çalışacağı ve vatandaşlara ekolojik kaygılarını anladığı imajını vermeyi hedefleyeceği düşünülüyor.

 

Polonya’da Çekişmeli Cumhurbaşkanlığı Seçimleri

28 Haziran 2020 tarihinde Polonya’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu gerçekleştirildi. İlk tur sonuçlarına göre mevcut Cumhurbaşkanı Andrzej Duda oyların %43,50’sini almayı başarırken, kendisini %30,46’lık oy oranıyla Rafal Trzaskowski (mevcut Varşova Belediye Başkanı) takip etti. İkinci turu 12 Temmuz 2020 tarihinde yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Andrzej Duda ile rakibi arasında büyük bir çekişme olacağı öngörülüyor.

%64,51 gibi düşük bir katılım oranıyla gerçekleşen ilk tur seçimlerinin 10 Mayıs 2020 tarihinde yapılması planlanıyordu. Ancak koronavirüs salgını nedeniyle alınan önlemler çerçevesinde yeni seçim tarihinin 28 Haziran 2020 olmasına 3 Haziran’da karar verildi.

Nisan ayındaki anketlere göre %50’nin üzerinde oy alarak ilk turda Cumhurbaşkanlığı koltuğunu yeniden kazanabileceği konuşulan Duda’nın oy oranı, mayıs ayında önemli bir düşüş yaşadı. Buna göre 18-19 Mayıs 2020 tarihlerinde Andrzej Duda’nın oy oranı %50’lerden %35-39 seviyelerine indi. Bu ani düşüşün arkasında ana muhalefetteki Sivil Platform Partisi’nin (PO) aday değişikliğine giderek Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski’yi cumhurbaşkanlığı yarışına katması etkili oldu.

2009-2013 yılları arasında AP Üyesi olarak görev alan Trzaskowski, 2013-2014 yılları arasında İdare ve Dijitalleşme Bakanlığı, 2014-2015 yılları arasında ise Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevlerini üstlendi. Aynı zamanda siyaset bilimci olan Rafal Trzaskowski, AB politikalarında araştırmalar yürüttü.

Liberal muhafazakâr görüşleri savunan ve AB yanlısı olan Sivil Platform Partisi, Sejm adı verilen Temsilciler Meclisi’ndeki 460 sandalyeden 119’una sahiptir. Senato’da ise 100 sandalyeden 43’ü Sivil Platform Partisi’ne ait. AP’deki en büyük siyasi grup olan merkez sağ siyasi grup Avrupa Halkları Partisi (EPP)  içerisinde yer almakta ve 18 üye ile temsil edilmektedir.

Seçim sonuçlarına ilişkin analizlerinde Avrupa medyası, AB’nin temel değerlerini zedeleyen Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) seçimlerde öne çıktığına dair eleştirel haberlere yer veriyor. 2015 yılından bu yana Polonya’nın Cumhurbaşkanı görevini yürüten Andrzej Duda, ülkenin hükümet partisi PiS’in üyesi. Ancak son seçimlere PiS desteğiyle bağımsız aday olarak katıldı.

2003 yılından bu yana Jaroslaw Kaczynski’nin başkanlık ettiği siyasi partinin Sejm’de 198, Senato’da ise 48 sandalyesi bulunuyor. Aynı zamanda PiS’in AP’de Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler siyasi grubu içerisinde 25 üyesi var.

Hıristiyan demokrat, milliyetçi, muhafazakâr ve popülist sağ ideolojileri bünyesinde barındıran PiS, gerçekleştirdiği yargı reformlarıyla AB’nin hukukun üstünlüğü ilkelerini ihlal ettiği gerekçesiyle Avrupa Komisyonunun yakın merceği altında. Avrupa Komisyonu, 20 Aralık 2017 yılında nükleer seçenek olarak da adlandırılan 7’nci Madde sürecinin Polonya aleyhine başlatılmasını önerdi. Ülke içinde de çeşitli protestolara ve muhalefete neden olan tartışmalı yargı reformu yasası konusunda ABAD, yüksek mahkeme yargıçlarının emeklilik yaşının düşürülmesine ilişkin mevzuat önerisinin AB hukukuna aykırı olduğuna karar verdi. AB kurumlarının uyarıları ve iç politikadaki tepkilere rağmen yasa tasarısı, Aralık 2019 tarihinde kabul edildi ve Şubat 2020’de yürürlüğe girdi. Tartışmalı yasa, yürütme erkinin kararları ile yargıçlar hakkında disiplin soruşturması başlatılabilmesine ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile yargıçların görevden alınabilmesine izin veriyor.  

Avrupa Komisyonu, 29 Nisan 2020 tarihinde Polonya’ya iki aylık bir süre tanıyarak yürürlükte olan yasa hakkında açıklama yapmasını talep etti. PiS, sürecin en başından itibaren AB hukukuna aykırı düzenlemelerin üye ülkelerde uygulanmasına izin verilmeyeceğini açıklayan Komisyonun eleştirilerini reddediyor. Nitekim söz konusu reformun hukuk sistemindeki yolsuzlukları giderme amacı taşıdığı savunuluyor.

PiS ile AB arasındaki hukukun üstünlüğü tartışmalarında hükümet partisinin desteklediği Andrzej Duda’nın bir kez daha Cumhurbaşkanlığı görevine gelmesi, AB ilkelerini sarsan etkiyi devam ettirecektir. Öte yandan AB yanlısı ve liberal görüşlere vurgu yapan ana muhalefet partisi üyesi Rafal Trzaskowski’nin kazanması ise PiS’in yürüttüğü politikaların vatandaşlar nezdinde meşruiyetinin zedelendiğini ortaya koyacaktır.

2020

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT