BİRLEŞİK KRALLIK’IN YENİ KÜRESEL GÜMRÜK TARİFE REJİMİ
Birleşik Krallık yeni küresel gümrük tarife rejimini (UK Global Tariff, UKGT) 19 Mayıs 2020 tarihinde duyurdu. Yeni gümrük tarifeleri, 1 Ocak 2021 itibarıyla, AB’nin ortak gümrük tarifelerinin (EU CET) yerini alacak. UKGT, Birleşik Krallık ile tercihli ticaret anlaşması olmayan ülkelerden ihraç edilen mallara uygulanacak. Birleşik Krallık tarafından yapılan açıklamada ticaretin söz konusu plan dahilinde %60'ının vergisiz olarak yapılacağı belirtildi. UKGT, AB’nin ortak gümrük tarifesine göre daha basit, kullanımı daha kolay ve daha düşük gümrük vergileri sunan bir rejim olacak ve para birimi olarak avro değil, sterlin kullanılacak. UKGT, bürokrasi ve diğer gereksiz engelleri kaldırarak Birleşik Krallık sanayiinin küresel sahnedeki rekabet gücünü artıracak.
UKGT, öncellikle idari yük yaratan gereksiz gümrük tarifelerini ortadan kaldırarak, şirketlerin Birleşik Krallık ile ticaretini kolaylaştıracak ve bunun için %2’nin altındaki tüm gümrük vergileri iptal edilecek (örn. yangın söndürücüler, okul kalemleri ve bahçe aletleri %1,7'den %0'a).
Birkeşik Krallık’ın yeni gümrük tarifelerinin kullanımı da daha kolay olacak. UKGT, tarifeleri alt rakama yuvarlayarak, ticaretle uğraşanların işini kolaylaştıracak (örn. okuma gözlükleri %2,9'dan %2'ye, alarm saatleri %4,7'den %4'e). Ayrıca, UKGT ile birlikte AB’nin ortak gümrük vergisi kapsamında (bisküvi gibi ürünlere) uygulanan karmaşık hesaplamalar rafa kalkacak.
UKGT sürdürülebilir bir ekonomiyi teşvik edecek. Yenilenebilir enerjiyi, enerji verimliliğini, karbon tutma ve döngüsel ekonomiyi desteklemek için 100'den fazla ürün için tarifeler azaltılarak sürdürülebilir bir ekonomi teşvik edilecek (örn. termostatlar %2,1'den %0'a, vakum şişeleri %6,7'den %0'a ve LED lambaları %3,7’den %0’a).
UKGT gelişmekte olan ülkeleri de koruyacak. Gelişmekte olan ülkelerin Birleşik Krallık pazarına tercihli erişimini desteklemek için vanilya (%6), sinirotu (%16) ve nevresim takımı (%12) gibi mallar üzerindeki gümrük tarifeleri korunacak.
UKGT uluslararası ithalatı da teşvik edecek. Zeytin ve dondurucu gibi, Birleşik Krallık’ın üretmediği ya da az ürettiği ürünlerden gümrük tarifeleri kaldırılacak (örn. Antep fıstığı %1,6'dan %0'a ve pamuk ipliği %4'ten %0'a). Bu tarifelerin kaldırması, bu ürünlerin Birleşik Krallık’a ihracatını kolaylaştıracak.
İlaçlar ve çoğu tıbbi cihazlar da (vantilatörler dahil) tarifelerden muaf tutulacak (tariff free). Bununla birlikte, COVID-19 ile mücadele için kullanılan bazı ürünler için tarifeler sıfırlandı. Bu minvalde AB dışı ülkelerden gelen kişisel koruyucu ekipman (personal protective equipment, PPE), tıbbi cihazlar, dezenfektan ve tıbbi malzemeler için tarife ve KDV'den feragat edilecek.
Birleşik Krallık’taki tüketiciler de sıfır tarifeler sayesinde çok sayıda mal için daha fazla seçenek ve daha düşük maliyetten faydalanacak. Bunlar, örneğin:
-Bulaşık makineleri (%2,7'den aşağı)
-Dondurucular (%2,5'ten aşağı)
-Sıhhi ürünler ve tamponlar (%6,3'ten aşağı)
-Boyalar (%6,5'ten aşağı) ve tornavidalar (%2,7'den aşağı)
-Aynalar (%4'ten aşağı)
-Makas ve bahçe makası (% 4,7'den az)
-Asma kilitler (%2,7'den aşağı)
-Kabartma tozu (%6,1'den aşağı), maya (%12'den aşağı), defne yaprağı (%7'den aşağı), öğütülmüş kekik (%8,5'den aşağı) ve kakao tozu (%8'den aşağı) gibi pişirme ürünleri
-Noel ağaçları (%2,5'den aşağı).
Hükümet, tarım, otomotiv ve balıkçılık gibi Birleşik Krallık’taki sanayileri destekleyen bir dizi ürün için tarifeleri sürdürecek. Özetle;
-Kuzu, sığır eti ve kümes hayvanları gibi tarımsal ürünlerde tarifeler sürdürülecek
-Arabalarda %10'luk bir tarife sürdürülecek
-Seramik ürünlerin büyük çoğunluğu için tarifeler sürdürülecek
-Birleşik Krallık tedarik zincirlerine giren 30 milyar sterlin değerindeki ithalatın tarifeleri kaldırılacak. Bakır alaşımlı borular (%5,2'den aşağı), vida ve civatalar (% 3,7'den aşağı) dahil olmak üzere ülke üretiminde kullanılan ürünlere %0 oranında tarifeler belirlenecek.
Türkiye ile ilgili olarak 20 Mayıs 2020 tarihinde Birleşik Krallık’ın Ankara Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada “Birleşik Krallık’ın arzusu, 2020 yılı bitmeden, Birleşik Krallık ve Türkiye arasında bir Serbest Ticaret Anlaşmasını yürürlüğe koyarak, şu anda AB-Türkiye Gümrük Birliği üzerinden ticareti yapılan malların, sıfır gümrük vergisi ile ticaretine devam edilmesidir. UKGT anlaşma kapsamı dışındaki mallara uygulanacaktır.” bilgisine yer verildi.
Birleşik Krallık’ın geçiş sürecini de takiben AB’den tamamıyla ayrılmasının planlandığı 2020 sonunda, Gümrük Birliği ilişkisinin yerini alacak bir serbest ticaret anlaşmasının iki taraf arasında vakit kaybetmeden uygulamaya koyulması ticari kayıp yaşanmaması için elzemdir. Türkiye ile Birleşik Krallık arasında imzalanacak bir STA yalnızca gümrük vergileri ve kotaların azalmasını sağlamayacak, aynı zamanda malların ve hizmetlerin önündeki tarife dışı engellerin aşılmasına da yardımcı olacaktır.
İkili ticari ilişkilerin hacmine bakıldığında böyle bir STA’nın vakit kaybetmeksizin imzalanmasının neden önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor. Geleneksel olarak ülkemizin çok önemli bir ticaret ortağı olan Birleşik Krallık, Türkiye’nin dış ticaretinde fazla verdiği ve ihracatını sürekli artırdığı gelişmiş ülkelerden birisidir. Birleşik Krallık ile ticaretimizde 2001 yılından bu yana fazla söz konusudur. Ticaret Bakanlığı verilerine göre Türkiye-Birleşik Krallık ticaret hacmi 2018 yılı itibarı ile 18,6 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. 2018 yılında Birleşik Krallık’a ihracatta % 15,7, bu ülkeden ithalatta ise %13,7 artış söz konusudur.
DEİK ve Aston Üniversitesi iş birliğiyle hazırlanan “Brexit, Türkiye-Birleşik Krallık-AB İlişkilerinde Siyasi ve Ekonomik Riskler ve Fırsatlar” başlıklı rapora iki ülke arasındaki ticari ilişkilere dair önemli bilgilere yer veriliyor. Rapora gore, Türkiye Birleşik Krallık’a en çok kara ulaşım araçları, giyim eşyası, elektrik makine ve cihazları satmaktadır. Türkiye, 2018 verilerine göre Birleşik Krallık’ın dünyadan ithalatında elektronik, elektrikli makineler ve kablolar, hazır giyim, evtekstili, alüminyum ve demir çelik ürünlerinin bir kısmında ilk 5 ülke arasında yer almaktadır. Ayrıca %25’lik pazar payıyla çamaşır makinesinde Birleşik Krallık pazarında lider konumundadır. Bu ticaret rakamlarına ayrıca üretimde değer zinciri eklenince Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki ekonomik ilişkinin farklı boyutları da ortaya çıkmaktadır. Birleşik Krallık brüt ihracatında katma değer menşei oranları arasında Türkiye’nin oranı %0,2 ile ilk 20 arasındadır. Aynı fotoğraf Türkiye için çekildiğinde, Türkiye ihracatının yurt içi katma değer oranı %83 gözükmekte ve %6 oranla Birleşik Krallık yedinci ülke konumunda durmaktadır. Bu rakamlar, iki ülke ticari ilişkilerinde tedarik zincirinin ne denli iç içe geçtiğinin ve Türkiye’nin genel ihracatının içinde İngiltere’den ithalatın olduğunun da bir göstergesidir. Örneğin, otomotiv sektöründe, İngiltere’de üretilen motor, Türkiye’de taşıtlara monte edilip, tekrar İngiltere’ye (ve diğer ülkelere) satılmaktadır.
Raporda son olarak, dış ticaretin yanında Birleşik Krallık ve Türkiye arasında doğrudan yabancı yatırım karşılıklı olarak devam ettiği vurgulanıyor. 2005-2018 döneminde Türkiye’ye Birleşik Krallık’tan 9 milyar dolar civarında yatırım gelmiştir. İngiliz şirketleri toplam DYY’nin %12’sini sırtlayarak Türkiye’ye yatırım yapan en büyük kaynak olmuşlardır. Aynı yıllarda, Türkiye’den Birleşik Krallık’a yatırım ise 2,3 milyar avro civarındadır. Türkiye’ye yatırım yapan 3000’den fazla şirket arasında BP, Vodafone, HSBC ve Marks & Spencer sayılabileceği gibi, Birleşik Krallık’a yatırım yapan 200’den fazla Türkiye merkezli firmalar arasında Beko, YünSA, Vitra, Vestel, BMC, Desa, Koleksiyon, Söktaş, Goldaş, Sezginler Mücevherat (So Chic), Yakupoğlu, AKG Yalıtım (Çimstone), Armondi Tekstil ve Ramsey bulunmaktadır.
Bütün bu veriler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin Birleşik Krallık ile AB’den ayrıldıktan sonra gecikmeksizin bir STA imzalaması önem arz ediyor. Bu minvalde UND’nin Sesi Dergisi Şubat-Mart 2020 sayısında PwC ve UNCTAD tarafından yapılan iki ayrı çalışmaya atıfta bulunuyor. PwC tarafından Otomotiv Sanayicileri Derneği için yapılan çalışmaya göre, Birleşik Krallık ile bir STA imzalanamaması ve bu sebeple Türkiye’den yapılacak ihracatın DTÖ tarifelerine göre yapılması durumunda, bunun Türkiye’nin GSYH’na bedeli yıllık 3,8 milyar dolar olacak. UNCTAD tarafından yapılan bir diğer çalışmaya göre ise Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması sonrasında bir STA imzalanamaması halinde en büyük zarara uğrayacaklar arasında AB ve Türkiye ilk sırada yer alıyor. AB Birleşik Krallık pazarına yapacağı ihracatta 34,5 milyar dolar kayba uğrarken, Türkiye’nin kaybının ise 2,4 milyar dolar olabileceği öngörülüyor. Öte yandan, anlaşma olmaması durumunda en fazla kazanç yaşayacak ülkelerin başında ise Çin ve ABD geliyor. Çin’in Birleşik Krallık’a yapacağı ihracatın 10,2 milyar dolar, ABD’nin ihracatının ise 5,3 milyar dolar artacağı öngörülüyor. Bu ülkeleri sırasıyla Japonya, Tayland, Güney Afrika, Hindistan, Brezilya, Rusya Federasyonu, Vietnam ve Yeni Zelanda izliyor.
Son olarak Türkiye’nin Birleşik Krallık ile STA imzalaması için önce AB-Birleşik Krallık STA’sının tamamlanması gerekiyor. Yani AB ile aramızdaki Gümrük Birliği sebebiyle Ankara, Londra ve Brüksel arasında bir STA yapılmasını beklemek zorunda. Ancak bu süreç içinde AB ile paralel olarak Birleşik Krallık ile görüşmeleri devam ettirebiliriz. Bu minvalde Ticaret Bakanlığımız Türk iş dünyası ile birlikte İngiliz muhataplarıyla halihazırda önemli çalışmalar yürütmektedir.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT