ORTAK TARIM POLİTİKASI
Tarım, son derece hayati bir işlev olan beslenme ile doğrudan bağlantılı olmasının yanı sıra bu işle uğraşan insanları ve toplulukları da kapsayan, ekonomi ve toplum için temel unsurlardandır. AB’de tarımla uğraşanlar aynı zamanda kırsal yaşamın sürdürülmesi, ürünlerin işlenmesi, çevrenin korunması, hayvan refahının korunması gibi katkılar da sağlarlar. AB’de yaklaşık 14 milyon çiftçi ve 4 milyon gıda üretiminde çalışan işçi bulunmaktadır. Tarım ve gıda sektörü birlikte tüm AB’de istihdamın yüzde 7’sini, AB GSYİH’sının yüzde 6’sını oluşturmaktadır.
AB’nin 1962’de uygulamaya koyduğu Ortak Tarım Politikası (OTP) ile tarımsal verimliliğin artırılarak, tüketicilere istikrarlı ve uygun fiyatlarla gıda temin edilmesi ve çiftçilere de adil yaşam standartları sağlanması amaçlanmıştır. OTP’ye zemin hazırlayan faktörlerin başında, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da ortaya çıkan gıda yetersizliği tehlikesi ve buna karşı gıda arzının güvence altına alınıp dışa bağımlılığın azaltılması, o dönemde çalışan nüfusun büyük bir kısmını oluşturan çiftçilerin gelir düzeylerinin korunması ve arttırılması, üye ülkeler tarafından uygulanmakta olan ulusal tarım politikaları ve piyasa mekanizmaları arasındaki derin farklılıkların giderilmesi gerekliliği gelmektedir. Bunun yanında, sanayi mallarının Topluluk içinde oluşturulan gümrük birliği kapsamında serbest dolaşımından ötürü avantajlı konuma geçen Almanya ile nüfusunun yaklaşık yüzde 25’i tarım sektöründe istihdam edilmiş olan Fransa arasındaki dengesizliğin giderilmesi isteği de OTP’nin gündeme gelmesinde rol oynamış bir diğer etkendir.
AB’nin ilk ortak politikası ve AB bütçesinin en büyük bölümünü oluşturan OTP, tarım ve toplum, Avrupa ve çiftçiler arasındaki ortaklığı sağlamaya çalışmaktadır. Bu politikanın amacı, yüksek kalitede tarımsal üretimi ve tarımla uğraşanların hayat kalitelerini artırmak, teknik yeniliklerin ve buluşların kullanılmasını ve modernleşmeyi sağlamak, gıda güvenliğini ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak, kırsal ekonomiyi canlı tutmak ve bunları yaparken çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasını da sağlamaktır. Bu politikayla birlikte, çiftçilere maddi yardımda bulunularak çeşitli olumsuzlukların aşılması, tarımsal makinelerin alınması, yeni tekniklerin uygulanması ve çevreyi korumaya yönelik teşvikte bulunulması da sağlanmaktadır.
Tüm AB üye ülkeleri Avrupa tarım pazarının bir parçası olarak OTP’yi uygulamaktadır. Bu politikanın toplu bir şekilde uygulanması, bütçesel kaynakların daha iyi kullanılmasını sağlayarak milli politikalara da katkıda bulunmaktadır. OTP, AB’nin Tek Pazar anlayışına ortak kurallar koymakta, pazarın değişkenliğine dikkat çekmekte, Avrupa tarımında yapılan reformların uygulanmasını sağlamakta ve ortak bir ticari politika yaratarak AB’nin diğer ülkelerle tek bir ticari ortak olarak hareket etmesini sağlamaktadır. AB aynı zamanda, tarımla uğraşanlara teşkilatlanma ve işbirliği yapma gibi imkânlar sağlayarak üreticilerin pazardaki ağırlıklarını artırma, rekabeti tetikleme gibi konularda da etkili olmaktadır.
Ortak Tarım Politikası’nın üç temel boyutu vardır: Pazar desteği, gelir desteği ve kırsal kalkınma. Tarım, hava ve iklime diğer sektörlerden daha çok bağlıdır. Aynı zamanda talebin karşılanmasındaki küçük gecikmeler, fiyat ve tüketimde büyük etkiler gösterebilmektedir. Bu sebeple, ilk boyut olan pazar desteği, tarımda istikrarın ve güvenliğin sağlanması için büyük önem taşır. İkinci boyut olan gelir desteği ise tarımla uğraşan kesime doğrudan gelir yaratmakla birlikte, çevresel kamu mallarının sağlanmasını güvence altına alır. Kırsal alanlarda karşılaşılan zorlukların azaltılması ve bölgesel kalkınmanın sağlanması için kırsal kalkınma boyutu da oldukça önemlidir. Üç boyut birbirleriyle bağlantılı olmakla birlikte, ancak birlikte uygulandığında genel bir sürdürülebilirlik sağlanabilir. İlk iki boyutun bütçesi AB bütçesinden sağlanmakta olup, üçüncü boyutun bütçesi üye ülkeler tarafından finanse edilmektedir.
AB vatandaşları, tarım politikalarından yararlanan en önemli halkayı oluşturur. Tarım politikaları sayesinde marketlerde tüketicilere çeşitli fiyatlarda çeşitli ürünler sunulmaktadır. Çoğu AB ülkesinde, ortalama bir aile aylık gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini yiyecek tüketimine ayırır. Aynı zamanda, gıda güvenliği politikası kapsamındaki ürünlerin etiketlenmesi ve takip edilebilirliğinin kolaylaştırmasıyla ilgili kurallar sayesinde, tüketicilerin bilgilendirilmesi de sağlanmaktadır.
AB, sadece üyeleri için değil, diğer ülkeler için de büyük bir pazar oluşturmaktadır. AB, dünyanın en büyük yiyecek ithalatçısı olup gelişmekte olan ülkelere, ürünlerini AB pazarında satma imkânı vererek kalkınmalarına destek olmaktadır. Aynı zamanda, komşularıyla ve gelişen ülkelerle ikili ticaret ve ekonomik ortaklık anlaşmaları da yaparak dayanışma sağlamaktadır.
OTP’nin yasal çerçevesi, Roma Antlaşması tarafından çizilmiş OTP’nin amaçları; teknik ilerlemenin desteklenmesi ve tarımda verimliliğin artırılması, üretim faktörlerinin, özellikle de işgücünün optimal kullanımının ve verimliliğinin arttırılması, tarımsal sektörü çalışanlarının gelir düzeyinin artırılması, piyasa istikrarının sağlanması, düzenli bir ürün arzının garanti altına alınması, tarım ürünlerinin tüketicilere uygun fiyatlarla ulaştırılmasının sağlanması olarak sıralanmıştır.
OTP, üç temel ilke üzerine inşa edilmiştir. “Tek Pazar” ilkesi, Üye Devletlerde tarım ürünlerinin serbest dolaşımını engelleyen tüm kısıtlamaların kaldırılarak bir Tek Pazar oluşturulmasını öngörmekte, bunu için ortak fiyat ve rekabet kurallarını, Üye Devletlerde istikrarlı bir döviz kurunu ve dış pazarlara karşı sınırlarda ortak bir koruma anlayışını gerektirmektedir. İkinci olarak “Topluluk tercihi” ilkesi ile AB içinde üretilen ürünlere öncelik tanınması amaçlanmaktadır. Bu ilke doğrultusunda AB’de üretilen tarım ürünleri, üçüncü ülkelerden yapılan ithalata karşı korunurken, ihracat söz konusu olduğunda bu ürünlere sübvansiyon verilmektedir. Son olarak “ortak mali sorumluluk” ilkesiyle, OTP kapsamındaki tüm harcamaların Üye Devletler tarafından ortaklaşa üstlenilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda Topluluk bütçesi içerisinde “Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu” FEOGA oluşturulmuştur.
Zaman içerisinde değişiklik geçiren OTP’nin geleceği konusunda ı Ocak 2018 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından yasal düzenlemeler önerilmiştir. Özellikle Yeşil Mutabakat kapsamında Birliğin öncelikleriyle uyumlu bir OTP oluşturulması için AB kurumları arasında gerekli uzlaşının sağlanması ve 1 Ocak 2023 itibarıyla yeni OTP’nin yürürlüğe girmesi öngörülmektedir. 2021-2027 dönemi için OTP’ye 387 milyar avro kaynak ayrılmıştır. Bu kaynağın özellikle Yeşil Mutabakat hedefleri dikkate alınarak, organik tarım alanlarının, biyoçeşitliliğin artırılmasına, hayatlarını çiftçilikten kazananların desteklenmesine, tarımda inovasyonun artırılmasına harcanması planlanmaktadır.
TEMEL POLİTİKA ALANLARI
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT