İKV, BREXİT’TEKİ SON GELİŞMELERİN TÜRKİYE VE AB’YE ETKİLERİNİ MASAYA YATIRDI

İKV, Friedrich Naumann Vakfı işbirliğiyle 28 Kasım 2018 tarihinde “Brexit, AB’nin Geleceği ve Türkiye” isimli bir toplantı düzenleyerek Brexit müzakerelerinde gelinen son aşamada May hükümeti ile AB-27 arasında sağlanan uzlaşının yarattığı tartışmaları masaya yatırdı.

Açış konuşmasını Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu Ekonomi ve Refah Bölümü Başkanı Nicholas Cannon’ın gerçekleştirdiği toplantının bir araya getirdiği değerli isimler Brexit’in; AB’nin geleceği tartışmalarındaki merkezi konumu ve olası etkileri, müzakerelerin kırılma noktalarının başında gelen Kuzey İrlanda-İrlanda Cumhuriyeti sınır tartışmaları ve son olarak Brexit’in Türkiye için yaratabileceği ticari ve ekonomik etkileri üzerine görüşler paylaşıldı.  Oturum başkanlığını İKV Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu’nun üstlendiği toplantıda Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kaygusuz, Dublin City University Öğretim Üyesi Doç. Dr. Donnacha O Beachain, Ticaret Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Elif Gürsoy, Ford Otosan Kamuyla İlişkiler Koordinatörü Ali Utku Atalay ve İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Denizer konuşmacı olarak yer aldı.

Açış konuşmacısı Nicholas Cannon’ın 23 Haziran 2016 tarihinde gerçekleşen Brexit referandumu sonrasındaki kilit aşamaları özetlediği açış konuşmasından sonra sözü alan Doç. Dr. Özlem Kaygusuz 2010’dan bu yana AB’de yaşanan krizlerin tepe noktasının Brexit olduğunu belirtti. Ulusüstü modelin çalışmadığına dair getirilen eleştirilerden bahseden Doç. Dr. Kaygusuz bütünleşmenin derinleşmesine sürekli olarak direnç göstermiş bir Birleşik Krallık’ın Brexit kararının doğrudan avro ve göç krizine bağlı olmadığı görüşünü dile getirdi. Buna rağmen Brexit dinamiklerinin AB’nin bütününü etkileyen krizlerden bağımsız düşünmenin de mümkün olmadığını hatırlattı. Referandumu bir seçim kazanma taktiği olarak kullanan bir önceki Başbakan David Cameron’ın tamamen tersine dönen taktiğinin aşırı sağ görüşlerin rotasyonuyla şekillenmesiyle ilerleyen Brexit müzakerelerinde prestij kaybeden AB’den ziyade Birleşik Krallık olduğunu da sözlerine ekledi. Monolitik bir yapı olmayan AB’nin Brexit sürecinde ayrılmayı cazip kılacak hiçbir taviz vermeyen bir tavra büründüğünün altını çizdi. Reddedilme riskine rağmen Taslak Anlaşma’da ve Siyasal Bildirge’de sunulan modelin detaylarının incelenmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Kaygusuz, söz konusu Brexit modelinin Ukrayna ile imzalanan derin ve kapsamlı STA ile benzerlikler taşıdığına dikkat çekti.

Devamında sözü alan Doç. Dr. Donnacha O Beachain, İrlanda meselesine yoğunlaşırken Brexit sürecinde medyanın etkisine vurgu yaptı. Ulusal özgürlüğü hatta bağımsızlığı geri alma olarak lanse edilen Brexit sürecinde ortaya atılan görüşlerin şaşırtıcı derecede aşırılıklar barındırdığını dile getiren Doç. Dr. Beachain en başından beri orda olmasına rağmen sürecin sonuna kadar görmezden gelinen Kuzey İrlanda-İrlanda sınırı meselesinin kritik öneminden bahsetti. 25 Kasım’da gerçekleşen Özel Liderler Zirvesi sonunda yayımlanan Siyasal Bildirge’de “backstop” olarak nitelendirilen sınır sorununa sadece tek bir maddede yer verildiğini hatırlatarak varılan uzlaşının belirsizlikleri giderme adına beklendiği kadar yol kat edemediğini söyledi. Kutsal Cuma olarak bilinen 10 Nisan 1998’de İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasında imzalanan “Good Friday Agreement” ile sınırların kaldırılmasının 20’nci yılında “hard border” tartışmalarının yeniden gündeme gelmesinin çok acı olduğunu sözlerine ekledi.

Ticaret Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Elif Gürsoy, konuşmasında Taslak Anlaşma ve Siyasal Bildirge’de öngörülen modelin Birleşik Krallık ile AB-27 arasında Türkiye-AB Gümrük Birliği’ne benzer nitelik gösteren bir gümrük bölgesi kurabileceğini dile getirdi. Menşe kurallarının geçerli olmadığı gümrük birliğinden farklı olarak imzalanacak bir STA’nın hem AB-27 ve Birleşik krallık hem de üçüncü ülkeler için farklı sonuçlar yaratacağını belirten Gürsoy, Bakanlığın çalışma grupları çerçevesinde karşılıklı görüşmeler yaptığını söyledi. Geçiş döneminin sonuna kadar Birleşik Krallık’ın AB mevzuatıyla bağlı olacağını hatırlatarak süreci yakından takip ederek oluşabilecek fırsatları kaçırmamak hedefinde olunduğunu dile getirdi.

Son olarak söz alan Ford Otosan Kamuyla İlişkiler Koordinatörü Ali Utku Atalay ve İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Denizer, Türkiye-AB Gümrük Birliği ile birlikte küresel pazarda rekabet gücü hızla artan ve günümüzde Türk ekonomisine en fazla katkı sağlayan sektörlerin Brexit’teki belirsizliklerden nasıl yara alabileceğini aktardı. Dış ticaret fazlası veren otomotiv ve tekstil sektörlerinde Birleşik Krallık pazarının kritik değerine dikkat çekilirken; Birleşik Krallık ile AB arasındaki ticari ilişkilerin geleceğinin Türkiye’yi doğrudan etkileyeceğini, bu nedenle sürecin çok yakından takip edilmesi gerekliliği vurgulandı.

 

2018

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT