SİYASİ DİYALOĞUN DEVAMI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ AÇISINDAN KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR

İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, bugün yapılan “Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog” toplantısı hakkında bir açıklamada bulundu. Başkan Zeytinoğlu, siyasi diyaloğun devam etmesiyle gerek Türkiye’de AB reform sürecinin gerekse dış ve güvenlik politikası alanındaki işbirliğinin olumlu etkileneceğini belirtti. Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi:

“Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog toplantısının olumlu ve yapıcı bir atmosferde geçmesi önemlidir. Görüş ayrılıkları olsa da işbirliği yapma ve ilişkileri geliştirme yönünde bir iradenin olması sevindirici. Dışişleri Bakanımız ve Başmüzakerecimiz Sayın Çavuşoğlu’nun Türkiye’nin aday ülke olduğuna vurgu yapmasını, fasılların açılması, gümrük birliği modernizasyon sürecinin başlatılması ve vize serbestliği için kriterlerin yerine getirilmesindeki kararlılığını destekliyoruz. Bu alanlarda ve özellikle üyelik sürecinde hareketlenme sağlanması Türkiye için olduğu gibi AB için de önemli bir kazanım olacaktır”.

İKV Başkanı Zeytinoğlu ayrıca AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile Komisyon üyesi Johannes Hahn’ın açıklamalarını yorumladı:

“AB tarafını temsil eden Sayın Mogherini ve Hahn’ın açıklamalarındaki işbirliğine açık ve yapıcı yaklaşımı değerli buluyoruz. Sayın Mogherini Türkiye’nin bir aday ülke ve stratejik ortak olduğunu belirtirken, Sayın Hahn yakın bir komşu kavramını kullandı. Özellikle AB’nin yürütme organı, anlaşmaların bekçisi dediğimiz Komisyon’un Türkiye’nin AB adaylığı ve müzakere sürecinin de takipçisi olması gerekiyor. Yine iki yetkilinin de Türkiye’nin istikrarlı, demokratik ve müreffeh bir ülke olmasına ve yakın coğrafyadaki dış politika ve güvenlik sorunlarında işbirliğine vurgu yapmalarını olumlu olarak değerlendiriyoruz.”

“Türkiye’nin AB’nin Geleceğinde Oynayabileceği Pozitif Role Odaklanmalıyız”

İKV Başkanı Zeytinoğlu son olarak AB ve Türkiye arasındaki yüksek düzeyli diyalog sürecinin devamını dilediği belirtti ve bu süreçlerin katılım müzakereleri, gümrük birliğinin güncellenmesi ve vize serbestliği süreçlerinde de olumlu yansımaları olacağını umduğunu söyledi:

“AB ile siyasi, ekonomik ve enerji gibi alanlardaki yüksek düzeyli diyalog mekanizmaları ilişkilerin normalleşmekte olduğunu gösteriyor. Ancak vakit kaybetmeden bunun ötesine geçerek somut proje ve programlar üzerinde çalışabilmeliyiz. Öncelikle Ağustos ayında yapılan Reform Eylem Grubu sonuçlarında da belirtilen reform adımlarının atılması ve özellikle yargı reformunun gerçekleştirilmesi önemli bir adım olacak. Bunu takiben AB ile bloke olan müzakerelerin tekrar başlatılması, özellikle 23 ve 24’üncü fasılların açılması, gümrük birliğinin güncellenmesi için müzakerelerin başlaması ve vize serbestliğin tamamlanması sonraki hedefler olmaya devam ediyor. Türkiye’yi içine alan bir AB’nin gerek yakın çevrede, gerekse küresel olarak gücüne güç katacağını söylemeye bile gerek yok. Öte yandan, AB’nin içinden geçmekte olduğu süreci de yakından izlemeliyiz. Aşırı sağın Almanya dâhil birçok AB ülkesinde güç kazanması ve merkez partilerin güç kaybetmesi, gelecek Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de bu grupların etkili olacağını gösteriyor. Brexit diğer önemli bir sorun. Brexit sürecini takiben AB’nin kendi kurumsal yapısını reforme ederek daha etkili bir hale sokması gerekiyor. Tüm bu süreçler ve Çin ve Rusya gibi ülkelerin artan etkisi AB’nin karşı karşıya olduğu sınamaları daha çetin hale getiriyor. Bu tablo karşısında yapmamız gereken Türkiye’nin AB için bir sorun değil, bilakis bir kazanç olacağını anlatmak ve AB’nin geleceğinde Türkiye’nin oynayabileceği pozitif rolü ortaya koymak olmalı”. 

2018

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT