AVRUPA GÜNÜNDE, AB’NİN BİR BARIŞ PROJESİ OLDUĞUNUN YENİDEN HATIRLATILMASINA İHTİYAÇ VAR
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 9 Mayıs Avrupa Günü vesilesiyle bir açıklamada bulundu. Başkan Zeytinoğlu tüm Avrupa’nın 9 Mayıs Avrupa gününü kutladı ve Avrupa değerlerinin bugün her zamankinden de fazla anlamlı ve geçerli olması gerektiğini vurguladı. Başkan Zeytinoğlu, Türkiye’nin AB konusunda çalışan en eski sivil toplum kuruluşu olan İKV’nin, İstanbul AB Bilgi Merkezi olarak konser, konferans ve forumlar ile Avrupa Gününü tüm hafta boyunca kutladığını belirtti. Dünyanın sancılı bir değişim ve dönüşüm döneminden geçmekte olduğunu vurgulayan İKV Başkanı, bu dönemde AB’nin bir barış ve demokrasi projesi olarak varlığının büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi: “Dünyamız giderek globalleşir ve dünyanın her bir ucu birbiriyle daha fazla bağlantılı hale gelirken, gerilim ve fay hatları da giderek belirginleşiyor. ABD’nin Başkan Trump ile birlikte, çok taraflı liberal dünya düzenini sarsacak adımlar atması, AB gibi yapılanmaları da zor bir durumda bıraktı. İklim değişikliği ile ilgili Paris Anlaşması, Trans-Pasifik Ortaklığı ve Trans-Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı gibi girişimlerden çekilmesine son olarak İran ile Nükleer Anlaşmadan çekilmesi de eklendi. Bilinen parametreleri değiştiren ve güçler dengesinde çalkantılara yol açacak bu adımlar karşısında AB’nin bir barış, demokrasi ve işbirliği projesi olarak güçlü bir şekilde devam etmesi büyük önem taşıyor. Nitekim ABD Başkanı Trump’ın dünkü açıklamasına karşı Avrupa Komisyon Başkan Yardımcısı ve Dış ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin nükleer anlaşmanın arkasında duran açıklaması, AB’nin uluslararası sorunların diplomatik ve barışçıl yöntemlerle çözümüne verdiği desteği ortaya koyuyor. Günümüz dünyasında bu tavır birleştirici olmalıdır.”
“AB Türkiye ile Fark Yaratabilir”
Başkan Zeytinoğlu sözlerine Türkiye ile AB ilişkilerinin zor bir dönemden geçmesine rağmen önemini koruduğu tespiti ile devam etti:
“Giderek fay hatlarının keskinleştiği ve gerilim noktalarının arttığı günümüz Dünyasında AB’nin Türkiye’yi de yanına alarak güçlenmesi ve tüm dünyaya önemli bir mesaj vermesi gerekiyor. Bu mesaj “AB değerlerine sadıktır ve bunları ayrımcılık yapmadan tüm aday ülkelere uygulamaktadır” olmalı. Türkiye’nin üyeliği önündeki suni engeller kaldırılmalı ve tüm aday ülkelere uygulanan kriterleri yerine getirdiği takdirde üye olacağına dair güçlü bir siyasi irade ortaya koyulmalı. Bu durumda Türkiye’nin de normalleşme sürecinde AB hedefi tekrar itici bir rol oynayacaktır. Türkiye’yi de içine almış bir Birliğin, günümüzün globalleşen Dünyasında hala belirleyici, fark yaratıcı ve yön verici konumda olduğunu kanıtlayabilir”.
“AB, Popülizmin Panzehridir”
Son olarak, çeşitli AB ülkelerinde yükselişte olan popülist hareketlere de değindi ve AB ideali ve AB değerlerinin bu hareketlerin panzehri olacağını da vurguladı:
“Çeşitli AB ülkelerinde yükselişte olan popülist akımlar, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, otoriterlik gibi kavramlardan besleniyor. AB idealine de karşı çıkan bu akımlar, Avrupa’nın son 70 yıldaki kazanımlarını da ortadan kaldırabilecek bir tehdit oluşturuyor. Bunlara karşı AB’nin değerlerine sarılarak, bu değerlerin din, dil, ırk ayrımı olmadan herkes için geçerli olduğunu uyguladığı politikalar ile kanıtlaması gerekiyor. Son olarak, aralarında eski Cumhurbaşkanlarından Sarkozy’nin de olduğu yaklaşık 300 ileri gelen Fransız’ın, Kuran’ın bazı ayetlerinin değiştirilmesi yönündeki manifestosu, AB değerlerine bir karşı çıkış da içeriyor. AB’nin inandırıcı olabilmesi için, böyle çıkışlara karşı, AB değerlerinin arkasında durması gerekli. Ancak bu tarafız ve eşitlikçi tutumu sergileyebilirse yükselen popülizmin panzehri olabilir”.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT