TÜM VATANDAŞLARA VİZE SERBESTLİĞİ ESAS OLMALI
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, son 3 takvim yılı itibarıyla yıllık ortalama ihracatı 1 milyon doların üzerinde olan mal ihracatçısı firmaların temsilcilerine, ihracat tutarlarına göre değişen sayıda hususi damgalı (yeşil) pasaport verilmesine ilişkin gelişme hakkında açıklamalarda bulundu.
İKV Başkanı Zeytinoğlu, ihracatçıların vizesiz seyahat edebilmesi açısından yeşil pasaport verilmesinin faydalı olacağını düşündüğünü belirtti:
“İhracatçılar açısından rahatlama yaratacak olan yeşil pasaport uygulamasını olumlu değerlendiriyoruz. Pratik bir yöntemle en azından büyük ihracatçıların Schengen alanı gibi ihracat pazarlarına girişlerinde kolaylık sağlayacaktır.”
“Schengen Alanı için tüm Türk vatandaşlarına vize serbestliği esas olmalı”
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye’nin ihracatının yarıya yakınını yaptığı AB’ye kısa süreli seyahatler için vize uygulamasının kaldırılması hususuna da değindi ve esas olanın vize serbestliği diyaloğunun tamamlanarak, vizesiz Avrupa amacının gerçekleştirilmesi olduğunu vurguladı:
“AB üyeliğine aday ve gümrük birliği ortağı bir ülke olarak AB ülkelerine seyahat ederken vize bariyeri ile karşı karşıya olmamız kabul edilemez. 2013 yılında başlatılan vize serbestliği diyaloğu kapsamında Türkiye bu konuda önemli adımlar attı ve 72 kriterin 65’ini tamamladı. Kalan kriterlerde anlaşma sağlanamadığından süreç sürüncemede kaldı ve geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleşeceğini umduğumuz vize serbestliği gerçekleşmedi. AB’nin bu konuda daha fazla vakit geçirmeden adım atmasını bekliyoruz. Ancak bunun için iki taraf arasında diyalog ve müzakerelerin devamı gerekiyor”.
“İKV vizesiz Avrupa hedefinin takipçisi olmaya devam edecek”
İKV’nin ilk olarak Almanya tarafından vize uygulamasının başlatıldığı 1980’den bu yana vizelerin kaldırılması konusunda girişimlerde bulunan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu hatırlatan Zeytinoğlu, vize uygulamasının haksızlığına ve vizelerin kaldırılmasının AB ile ilişkiler açısından önemine de değindi:
“Benzer süreçler yürüten Gürcistan ve Ukrayna’nın AB’ye vize serbestliğinin arifesinde olduğu bir dönemde, Türk vatandaşlarına yönelik haksız vize uygulamasının sürmesinden dolayı büyük bir memnuniyetsizlik taşıyoruz. Hem Türkiye’nin hem de AB’nin, vize serbestliği gibi ilişkileri canlandıracak bir başarı hikayesine her zamankinden fazla ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Türkiye-AB Vize Serbestliği Diyaloğu, taraflar arası iletişimin ve birlikte çalışma deneyiminin artmasına yönelik önemli bir fırsattı. Bütün bu kazanımlara rağmen, gerçekleştirilen reform hamleleri, imzalanan geri kabul anlaşması ve uygulamadaki mülteci uzlaşısı; vize serbestliği ile taçlanmadığı takdirde, tamamen eksik bir çaba olarak kalacaktır.”
“Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulaması, ekonomik, siyasi ve insani zararlar doğurmaya devam ediyor”
Avrupa Komisyonunun en güncel verileri, 2015 yılında Türk vatandaşları tarafından 900.789 Schengen vize başvurusu gerçekleştiğini gösteriyor. Yani en iyimser hesapla, Schengen vize uygulamasının bir yılda Türk vatandaşlarına 54 milyon avronun üzerinde mali külfet doğurduğu söylenebilir. Öte yandan AB, Türkiye ile Mülteci Uzlaşısı çerçevesinde fonladığı 27 insani yardım projesinden her birine 1 ile 8 milyon avro arasında bütçe ayırdı. Türk vatandaşlarının Schengen vizesine ayırdığı tutar dikkate alındığında; aslında doğrudan 10’un üzerinde, farklı insani yardım projesinde kullanılabilecek bütçenin, vize gibi haksız bir uygulamayla boşa gittiğini görüyoruz. Vize uygulaması büyük ölçekte hem ekonomik hem siyasi hem de insani olumsuz etkiler doğurmaya devam ediyor.
“Vize düğümü ancak tarafların karşılıklı olumlu siyasi iradesiyle çözülebilir”
İKV Başkanı Zeytinoğlu, son dönemde vize serbestliği diyaloğunda girilen tıkanıklığın siyasi iklimden kaynaklandığını ifade etti ve tarafları uzlaşıya dayalı bir söylem değişikliğine çağırdı:
“Sürecin sürüncemede kalmasında, genel siyasi konjonktürün büyük etkisi var. Tarafların karşılıklı olumlu siyasi irade göstermesi ve uzlaşı ikliminin doğması halinde çok hızlı şekilde vize serbestliği düğümünü çözecek adımların atılacağına inanıyorum. Siyasi iklimin değişimi ise ancak söylem değişikliğiyle sağlanabilir. Öncelikli olarak AB’nin dayatmacı yaklaşımı bir kenara bırakması ve modern müzakere tekniklerine uygun şekilde, karşı tarafın toplumsal hassasiyetlerini de göz önüne alması gerekiyor. Türk tarafı ise vize serbestliği sürecindeki reform yorgunluğundan çıkmalı ve her reform hamlesinin külfettense kazanım olduğunu hatırlamalıdır.”
Güncel durumda Türkiye-AB Vize Serbestliği Diyaloğunda girilen tıkanıklığın sebep/sonuçlarını derinlemesine analiz etmek ve bu tıkanıklıktan çıkış yolları aramak üzere İKV Uzmanı Ahmet Ceran tarafından hazırlanan “Vize Serbestliği Diyaloğunda Hasar Kontrolü: Vizesiz Avrupa Neden Hayal Değil?” başlıklı değerlendirme notuna buradan ulaşılabilir.
Ayhan ZEYTİNOĞLU
İKV Başkanı
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT