TÜRKİYE İLE HOLLANDA ARASINDA YAŞANAN KRİZE İLİŞKİN BİLGİ NOTU

Türkiye ile Hollanda arasında meydana gelen ve birçok Avrupa ülkesiyle karşılıklı gerginliğe yol açan diplomatik kriz, son günlerin öncelikli gündem maddelerinden biri olarak öne çıktı. İkili ilişkilerin 17’nci yüzyıla uzandığı Türkiye-Hollanda tarihi, dengeli siyasi ve ekonomik alışverişlerle günümüze kadar geldi. İlişkilerin 400’üncü yıl dönümünün kutlandığı 2012’de her iki ülkede çok sayıda kültürel, ekonomik ve akademik ortak faaliyet gerçekleştirilmiş; taraflar o dönem, “hiçbir radikal fikrin kök salmaması ve ilişkileri zedelememesi” vurgusunda bulunmuştu.

Dışişleri Bakanlığının 2015 yılı verilerine göre 6 milyar dolarlık ticaret hacmi ile Hollanda, Türkiye’ye yatırım yapan ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor. Hollanda Merkezi İstatistik Bürosu’nun 2015 yılı rakamları ise 17 milyon 59 bin nüfuslu Hollanda’da yaşayan Türk nüfusun 397 bin 600 olduğunu gösteriyor. 400 yıldan uzun süredir devam eden Türkiye-Hollanda ilişkilerinde yaşanan en büyük krizin nasıl ortaya çıktığını ve neden her iki taraf arasında diplomatik bir gerilime neden olduğunu anlamak için olayların akışına göz atmakta fayda var.

Karşılıklı Açıklamalarla Gerginleşen Diplomatik Ortam

21 Ocak tarihinde TBMM tarafından kabul edilen ve 16 Nisan’da halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği çerçevesinde Türk Bakanların Avrupa’da yaşayan vatandaşlara yönelik mitingler düzenlemek istemeleri ve bu mitinglerin ilk olarak Almanya’da daha sonra da Hollanda’da iptal edilmesi krizin başlangıç noktasını oluşturdu. Almanya ile başlayan sorun, 15 Mart genel seçiminin arifesinde olan Hollanda ile derinleşti ve karşılıklı suçlayıcı açıklamalarla diplomatik kriz boyutuna geldi.

İlk olarak 2 Mart günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Almanya’nın Gaggenau şehrinde ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de Köln’de yapacağı konuşmalara yasak getirildi. Bunun ardından karşılıklı sert söylemler sonucu, iki ülke arasındaki gerilim tırmandı. Devamında ise, 3 Mart günü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Hollanda’nın Rotterdam kentinde “Referanduma Evet” mitingi düzenleyeceğini açıkladı; ancak takip eden günlerde Hollanda yetkili makamları tarafından, Türkiye’nin siyasi kampanyalarının Hollanda kamusal alanlarında gerçekleşmemesi gerektiği dile getirildi. 8 Mart tarihinde Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun mitinginin iptal edildiği açıklandı; fakat Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu 11 Mart’ta Rotterdam’a gideceğini ve mitinge gelenlerle buluşacağını, Hollanda’ya girmesi engellenmeye çalışılırsa siyasi ve ekonomik yaptırımlar olacağını dile getirdi. Bu açıklamalardan kısa bir süre sonra Hollanda, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun uçuş iznini, “yaptırım tehdidi” nedeniyle iptal ettiğini açıkladı.

Tüm bu olayların yaşandığı 11 Mart günü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Türkiye’nin Düsseldorf Başkonsolosluğu’ndaki bir referandum etkinliğine katıldıktan sonra kara yoluyla Rotterdam’a gideceğini açıkladı. Bakan Kaya’nın programının iptal edilmesinin ve Türk Konsolosluğuna girişinin engellenmesinin ardından Rotterdam’da OHAL ilan edilmesine neden olan gösteriler düzenlendi. OHAL kapsamında göstericilere yönelik muamele büyük bir tepki çekerken, Bakan Kaya Hollanda’dan sınır dışı edildi.

Hollanda’da yaşanan olaylardan sonra İstanbul’daki Hollanda Başkonsolosluğu’nda Türk bayrağının açılması tansiyonu yükselten bir başka gelişme oldu. Daha sonra Türkiye Hollanda’ya, Bakan Kaya’ya olan tutum nedeniyle özür talebinde bulunan ve eylemcilere “orantısız müdahalede” bulunulduğunu vurgulayarak zarar gören vatandaşlar hakkında bilgi isteyen toplam iki nota verdi.

Türkiye ve Hollanda’nın Fikir Ayrılıkları

Tarafların olayların gidişatına ilişkin yorum farklılıklarına ve krize verdikleri tepkilere bakıldığında, her iki taraftaki seçim atmosferinin olayların gelişiminde etki sahibi olduğu göze çarpıyor.

Hollanda, 15 Mart seçimlerine, İslam karşıtı radikal sağ, popülist söylemlerin gölgesindeki bir atmosferde hazırlanırken, Türkiye siyasi gündeminin Hollanda topraklarına taşınmasının, halihazırda var olan farklılıkları daha da artıracağı görüşündeydi. 2008 yılında Türkiye’de uygulanan propaganda yasağını hatırlatan Hollanda yetkili makamları, Türk bakanların kampanya amaçlı siyasi ziyaretlerinin, diplomatik protokollerin ihlaline sebep olabileceğini öne sürdü. Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Türkiye’nin “yaptırım tehditleri”nde bulunması halinde, Türkiye ile müzakere etmeyeceklerini ifade etti.

Türk yetkili makamlar konuya ilişkin olarak, Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi’ne göre diplomatik temsilcilerin dokunulmazlık statüsü olduğunu vurguluyor ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Türkiye Konsolosluk binasına girişinin engellenmesinin, Sözleşme’ye aykırılık teşkil ettiğini savunuyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ekonomik yaptırımların henüz söz konusu olmadığını söylerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda’nın yaptıklarının bedelinin özür dilemekten daha fazlası olduğunu ve hukuki sürecin işlemesi gerektiğini belirtiyor. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un açıkladığı yaptırım kararına göre, Hollanda Büyükelçisi'nin Ankara'ya dönüşü de dâhil olmak üzere Hollanda'dan hiçbir diplomatik uçuşa izin verilmiyor.

Hollanda seçimlerinde radikal sağ ve popülist siyasete karşı kazanılan zaferin ılımlı bir hava estirdiği, AB ülkelerinin Türkiye-Hollanda krizinde Hollanda’dan yana tavır aldığı değerlendirmeleri öne çıkıyor. Öte yandan Türki siyasilerin kendi ülkelerinde referandum mitingleri düzenlemesini doğru bulmayan Almanya, Danimarka ve Belçika gibi bazı Üye Devletler,  Türk siyasiler tarafından kendilerine yöneltilen bir takım sert ifadelerin kabul edilemez olduğunun da altını çizdi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de ittifak üyeleri olan Hollanda ve Türkiye’nin, karşılıklı saygı çerçevesinde hareket etmesi çağrısında bulundu. Temennimiz ekonomik ve siyasi ilişkilerini yüzyıllardır sorunsuz devam ettiren Türkiye ve Hollanda’nın en kısa zamanda gergin diplomatik ortamdan sıyrılarak karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü temel alan bir mutabakata varmasıdır.

2017

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2025 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT