TÜKETİCİ HAKLARI İKV VE TÜRDER İŞBİRLİĞİNDE ELE ALINDI
Üç yıldır düzenli olarak İKV ve Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği (TÜRDER) tarafından organize edilen, bu yıl DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Türk Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası’nın desteklediği “Uluslararası Tüketicilerin ve Rekabetin Korunması Konferansı” 14 Mart 2017 tarihinde Mercure İstanbul City Bosphorus Hotel’de geçekleştirildi.
15 Mart Dünya Tüketiciler Günü kapsamında organize edilen etkinliğin açılış konuşmaları, TÜRDER ve Türk Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı Doç. Dr. Uğur Özgöker, İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas ve Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak tarafından gerçekleştirildi.
İki oturumlu etkinlikte uluslararası tüketici hakları ve rekabet kurallarının yanı sıra AB’ye uyum sürecinde Türkiye’de tüketici hakları, hakem heyetlerinin işlevselliği ile AB’de tüketici hakları ele alındı.
TÜRDER ve Türk Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı Doç. Dr. Uğur Özgöker konuşmasında, 1982 Anayasası’nda tüketicinin ve rekabetin korunmasına yönelik devlete resmi görev verildiğini vurguladı. Tüketici ve rekabet politikasının birlikte ele alınması gerektiğini, ancak bu yaklaşımla serbets piyasanın işlevsel hale getirilebileceğini ve piyasada güven ortamının inşa edilebileceğini açıkladı. 1990’lı yıllarda AB ile ilişkilerin bir getirisi olarak şekillenen Gümrük Birliği sürecinin doğal bir uzantısı olarak Türkiye’de tüketici ve rekabet politikalarına ilişkin mevzuatların çıkarıldığını belirten Doç. Dr. Özgöker, mevcut süreçte Gümrük Birliği’nin modernizasyon sürecinin Türkiye'de tüketici ve rekabet politikasında yeni açılımlar getireceğini hatırlattı.
İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas konuşmasında, Türkiye’de yeni mevzuat çalışmalarının; tüketici, üretici ve diğer tüm aktörlerin haklarının korunmasını regüle edici olduğunu açıkladı. Önümüzdeki aylarda İKV olarak, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecini, Türkiye genelinde ticaret ve sanayi odalarında yapılacak toplantılar kapsamında ele alacaklarını kaydeden Doç. Dr. Nas, bu modernizasyon sürecinin Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlama noktasında önemli olduğunu belirtti.
Rekabet Kurumu’nun 20’nci yılını doldurmak üzere olduğu dönemde, Türkiye'de rekabet politikasının AB'ye üyelik süreci ile beraber hızlandığını, bu 20 yıllık sürecin durağan bir süreci yansıtmadığını aksine AB’ye uyum çerçevesinde sürekli yenilenen mevzuat çalışmalarınınyapıldığını aktaran Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, kurum olarak gerek ABD gerekse AB’deki tüm gelişmelerin takip edildiğini belirtti. Avrupa Komisyonunun son İlerleme Raporunda ise rekabet hukukunun AB’ye uyumda iyi seviyede olduğunu Türkiye adına sadece devlet yardımları konusunda eksikliklerin dile getirildiğini aktardı. Piyasa ekonomisinde, tüm aktörlerin güven ortamında beklentilerinin karşılanması için ancak etkili bir piyasa denetim ve gözetim mekanizmasıyla mümkün olabileceğini belirten Prof. Dr. Torlak, rekabet hukukunun eskiye dayandığını ancak günümüzdeki bilişim teknolojisinin gelişmesiyle fikri mülkiyet hakları, patent hakları gibi konularla beraber teorik olarak yeni bir alan olduğunu kaydetti. Rekabet politikasının işleyen bir piyasa ve toplumsal refah için önemli bir araç olduğunu belirten Torlak, piyasada aktif olan aktörlerin de rekabet kurallarının farkında olmalarının da faydalı olacağını açıkladı.
Fatma Özyurt Demir: "Fasılda AB'ye uyum seviyemiz iyi"
Etkinliğin ilk oturumu Avukat Dr. Kemal Erol tarafından gerçekleştirildi. İlk oturumda söz alan T.C. AB Bakanlığı AB İşleri Uzmanı Fatma Özyurt Demir sunumunda, AB’nin tüketici ve rekabet politikasının temel özellikleri ve ilgili AB yönergeleri hakkında bilgi paylaştı. Demir, tüketicinin korunması, tüketici güveni, tüketicinin ekonomik çıkarlarının korunması konularında çıkarılan mevzuatların, AB yönergelerinin dikkate alınmasıyla hazırlandığını belirtti. 27’nci “Tüketicinin ve Sağlığın Korunması” faslının AB'ye uyum süreci dikkate alındığında iyi seviyede olan fasıllardan biri olduğunu belirten Demir, yeni mevzuatlar ile AB vatandaşıyla aynı haklara sahip olunduğunu ifade etti ve ürün güvenliğine ilişkin kanun taslağının ise gündemde olduğunu açıkladı.
Mikayil Kılıç: "Tüketicinin önceden bilgilendirilmesi şartı getirildi"
Oturumun ikinci konuşmacı olarak T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcısı Mikayil Kılıç sunumunda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında Türkiye’de nelerin değiştirildiğini ve tüketici hakem heyetleri hakkında istatistiki verileri aktardı. Kılıç, yeni kanunla 23 adet yönetmeliğin yürürlüğe girdiğini ve tüketicinin her türlü satış ve sözleşme öncesi nde bilgilendirilmesi şartının başlatıldığını belirtti. Tüketiciye ilk kez tüketici sözleşmelerinde, herhangi bir gerekçe göstermeden 14 gün içinde cayma hakkı tanındığını, ücretsiz kart talebinin tüketici tercihine bırakıldığını, “ihtiyat garantisi” tanımına yer verildiğini ve bu garanti sürecinde hakların kullanımı nedeniyle tüketiciden artık herhangi masraf talep edilmediğini ifade etti. Olumlu bir gelişme olarak ifade ettiği bir bilgi olarak, Ocak 2014'te yüzde 4,9 olan ücretsiz kart talebinin, Şubat 2016’da yüzde 7,4’e çıktığını belirten Kılıç, Tüketici Hakem Heyetlerine en fazla başvuruların ise yüzde 74,2 ile bankalar, yüzde 18,9 ile ayıplı mal üzerine geldiğini aktardı.
Atilla Yardımcı: "1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı Rekabete İşaret Ediyor"
Oturumun son konuşmacısı olarak, rekabet politikasına yönelik 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'nın 39'uncu Maddesi'ne işaret eden TC. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Devlet Destekleri Genel Müdür Yardımcısı Atilla Yardımcı, söz konusu madde gereğince, Gümrük Birliği ile hedeflenen AB ile ekonomik bütünleşmenin gerçekleşmesi için rekabet kurallarıyla ilgili mevzuat o zamanki adı ile Avrupa Topluluğu'na uyumlu olması gerektiğini hatırlattı. Yardımcı ayrıca tarım, balıkçılık ve hizmetler sektörünü ilgilendiren destekleri içermeyen 6015 sayılı Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun kapsamında belirlenmiş olan destekler hakkında bilgi verdi. Bu desteklerin; yaşam standardının aşırı ölçüde düşük veya işsizlik oranının çok yüksek olduğu bölgelerde ekonomik gelişmeyi sağlamak için verilen destekler, Türkiye ile AB arasındaki yapısal uyumu amaçlayan destekler, kültür mirasının ve doğal varlıkların korunmasına yönelik destekler, ortak çıkarlarına hizmet eden önemli bir projenin gerçekleşmesini sağlamaya yönelik destekler ve Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan ciddi sorunları gidermeye yönelik destekler olarak belirlendiğini açıkladı.
Fuat Engin: "Bankacılık sektörü, tüketicinin hala en fazla istismar edildiği sektör"
Etkinliğin ikinci oturumu Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Levent Küçük tarafından gerçekleştirildi. Tüketici Örgütleri Federasyonu Genel Başkanı Fuat Engin oturumda gerçekleştirdiği konuşmasında, Tüketici Hakem Heyetlerinin işlevselliği ve tüketici örgütlerinin yeterince karar alma mekanizmalarında yer almadığını eleştirdi. Tüketicinin en fazla istismara uğradığı alanın hala bankalar olduğunu açıklayan Engin, 50 milyon kartın bileşik faizden etkilendiğini belirtti. Engin ayrıca Tüketici Hakem Heyetlerinin Türkiye’de yeterli etkinliğe sahip olmadığını hala eski hakem heyetlerinin süreci idare ettiğine dair durumların olduğunu açıkladı. Tüketici haklarının korunmasında karar birliğinin oluşması adına ve Hakem Heyetlerinin daha sonuç odaklı çalışmasını kolaylaştırıcı bir adım olarak bilgi bankası gibi mekanizmaların kurulmasını öneren Engin, heyetlere yönelik de Bakanlık nezdinde özel oturumların yapılmasını ve bu oturumlarda tüketici örgütlerinin de yer almasını önerdi.
Haşmet Atahan: "Tüketici örgütleri kurumsallaşmalı"
Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Başkanı Haşmet Atahan konuşmasında, en önemli konulardan birinin tüketicinin finansal sorunları olduğunu belirtti. Tüketici Konseyinin önemine işaret eden Atahan, yılda bir kez toplanan konseyin çalışmalarını organize eden bir kurumun olmadığını da ifade etti ve tüketici örgütlerinin konseylerde temsil edilmediğini açıkladı. Almanya örneğinden yola çıkarak, Türkiye’de tüketici örgütlerinin kurumsallaşması gerektiğini ifade eden Atahan, tüketici örgütlerinin konfederasyon adı altında birleşmesini temenni ettiğini sözlerine ekledi.
Engin Başaran: "Güçlü tüketici, güçlü ekonomiyi ve güçlü demokrasiyi getirir"
Tüketiciler Derneği Onursal Başkanı Engin Başaran ise Gümrük Birliği sürecinin başladığı yıllarda tüketici örgütlerinin, Tüketici Konseylerinde her daim yer aldığını, yasaların hazırlanması sürecinde tüketici örgütlerinin fikirlerinin sorulduğunu, toplumda ve kamuda tüketici bilincinin belirgin olduğunu, ticaret ve sanayi odalarının tüketici örgütlerine destek verdiğini vurguladı. Ancak, tüketici örgütlerinin karar alma süreçlerindeki yerlerinin giderek zayıfladığını belirten Başaran, bu olumsuz sürecin, 2005 yılında başlayan üyelik müzakerelerinin ardından ve 2006 yılından itibaren Tüketici Konseylerinin 3 gün süren toplantılarının 1 güne düşülmesiyle başladığını açıkladı. Hazırlanan son yasaların da, giderek uluslararası boyuta geçen tüketici haklarına cevap verememesi nedeniyle yetersiz bulduğunu ifade eden Başaran, güçlü tüketici güçlü ekonomiyi, güçlü ekonomi ve güven ortamı da güçlü bir demokrasiyi inşa edeceğini hatırlattı.
Sunumlar:
T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Devlet Destekleri Genel Müdür Yardımcısı Atilla Yardımcı
T.C. AB Bakanlığı AB İşleri Uzmanı Fatma Özyurt Demir
Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Başkanı Haşmet Atahan
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT