BREXIT İÇİN MECLİS OYLAMASI GEREKİYOR
Londra'daki Yüksek Mahkeme, Birleşik Krallık Hükümeti’nin Brüksel ile AB’den çıkış görüşmelerini başlatma tarihinin Parlamento’daki oylamayla belirlenmesine 3 Kasım 2016 ‘da hükmetti. Mahkeme böylece hükümetin bu konuda Parlamento’ya danışmadan karar almasına yapılan itirazı haklı bulmuş oldu. Bu kararla, Birleşik Krallığın yasal olarak AB'den ayrılma sürecini başlatan Lizbon Antlaşması’ndaki 50. maddeyi uygulamaya geçirmesi için Parlamento'nun onayını alması gerekiyor.
Hatırlanacağı üzere, konuyu Yüksek Mahkeme'ye taşıyanlar Hükümetin Parlamento onayı olmadan yetkilerini kullanmasının uygun olmadığını vurgulamışlardı. AB'den ayrılma müzakerelerine başlamak için İngiltere Parlamentosu'ndan onay alınmaması konusundaki itiraz, ilk olarak Yatırım Müdürü Gina Miller adında bir iş kadınının mahkemeye başvurmasıyla başlamıştı. Miller, Yüksek Mahkeme’ye yaptığı başvuruda, Hükümeti yetkisini aşmakla suçlayarak söz konusu görüşmelerin de geçerli olmayacağını savunmuştu. Anayasa avukatı ve Bağımsız Milletvekili Lord Pannick'in başında bulunduğu hukukçularla birlikte hareket eden Gina Miller, Hükümetin, Birleşik Krallık’ın AB'ye üye olurken imzaladığı 1972 tarihli Avrupa Ekonomik Topluluğu Anlaşması'na göre kişi haklarını ihlal ettiğini savunuyordu.
Britanya Başbakanı Theresa May ise, AB üyeliğinin sona erdirilmesinin Parlamentonun oyuna sunulmasını reddetmişti. May, Lizbon Antlaşmasının 50'inci maddesi doğrultusunda yapılacak olan Brexit tarihi ile ilgili görüşmelerin hükümetin yetki alanına girdiğini, söylemişti. Birleşik Krallık Hükümeti ise bu görüşmeleri İngiliz hukuk geleneğinde "kraliyet ayrıcalığı" olarak yorumlarken bunun için Parlamento'dan onay almak zorunda olmadıklarını ileri sürüyorlardı. 19. yüzyıldan kalan karar, dış ilişkiler, savunma ve milli güvenlik konularında Parlamento onayı almadan hareket edilebileceğine işaret ediyor.
Peki Bundan Sonra Ne Olacak?
May Hükümeti’nin mahkeme kararının iptal edilmesi için bir üst mahkeme olan Temyiz Mahkemesi’ne başvurma imkânı bulunuyor. Nitekim, Hükümet kararı Temyiz Mahkemesine taşıma kararı aldı ve itirazın Aralık 2016’da ele alınması bekleniyor. Ancak aksi bir karar alınmadığı sürece, Birleşik Krallık Hükümeti, Lizbon Antlaşması'nın birlikten çıkmayı düzenleyen 50. maddesini tek başına yürürlüğe sokup, Parlamento onayı olmaksızın müzakerelere başlayamayacak.
Temyiz Mahkemesi’nin Yüksek Mahkeme'nin kararını bozmaması halinde Birleşik Krallık’ın AB'den ayrılma sürecinin başlamasında parlamentodaki muhtemel tartışmalar nedeniyle gecikmeler olabilir. Mahkeme kararının AB üyeliğinin sona erdirilmesiyle ilgili görüşmelerde izlenecek yol haritasını etkileyebilir. Parlamento'da aylar sürecek engellemelerle karşılaşılması olasılığı bulunuyor. Parlamento çoğunluğunun Brexit yönünde oy kullanacağı da kesinleşmiş değil. Britanya Parlamentosu’nun her iki kanadında da AB'den ayrılmaya karşı olanlar çoğunluğu oluşturuyor. Ayrıca, tartışmalar sırasında Parlamento’da yaşanacak bölünmelerin erken genel seçime neden olabilir.
Öte yandan, Temyiz Mahkemesi'nin Brexit sürecine ilişkin vereceği karar, kuvvetler ayrılığı yönünden tartışılan "kraliyet ayrıcalığı" ile ilgili de içtihat oluşturacak. İngiltere'nin tarihsel süreçte şekillenen hukuk geleneğine ait bir uygulama olan kraliyet ayrıcalığı’nın herhangi bir parlamento kararı olmadan kullanılması ülkede tartışma konusu yaratabilir.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT