KANADA-AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ İMZALANMASI GÜMRÜK BİRLİĞİ İÇİN DE OLUMLU BİR GELİŞME
İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu geçtiğimiz Pazar günü AB ve Kanada arasında imzalanan Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması (CETA)’nın dünya ticareti açısından kritik bir gelişme olduğu gibi güncellenmesi planlanan Türkiye-AB Gümrük Birliği açısından da önemli çıkarımları olduğunu belirtti. Zeytinoğlu AB’nin dünya ticaretindeki rolünü ve önemini devam ettirebilmesi için özellikle büyük ekonomilerle bu tür kapsamlı ticaret anlaşmaları imzalamaya devam edebilmesi gerektiğini vurguladı. İKV Başkanı şunları söyledi:
“AB ve Kanada CETA Anlaşması, süreçteki pürüzler aşılarak nihayet dün imzalandı. Federal bir yapıya sahip olan Belçika’nın Valon Parlamentosunun itirazı aşıldı ve ticaretin serbestleşmesi açısından önemli bir model olan bu anlaşma imzalanabildi. Son dönemde gelişmiş ülkelerde dahi ticarette korumacılık artıyor. Global ticaret artık yeni bir aşamaya girdi. Bölgesel ve ikili anlaşmalar yoluyla ilerliyor ve mal ticaretinin yanında, hizmet ticareti, sağlık, bitki sağlığı, teknik düzenlemeler, rekabet kuralları, kamu alımları ve yatırımcıların korunması önlemleri gibi kapsamlı alanları içine alıyor. STA’ların kapsamı genişledikçe özellikle yatırımcılar için uyuşmazlıkların çözümü mekanizmaları gibi konular tepkilere de yol açabiliyor. CETA sürecinde de bu tepkileri açık bir şekilde gördük. Ancak AB’nin dünyanın en önde gelen ticari bloku olmaya devam edebilmesi için bu anlaşmalara ihtiyacı var. CETA AB’nin bir G7 ülkesi ile imzaladığı ilk kapsamlı ticari anlaşma. CETA’yı ABD ile müzakere edilmekte olan TTIP takip edecek.”
CETA’nın AB-Kanada arasındaki ticareti %20 oranında artırmasının ve AB ekonomisi için yılda 12 milyar avroluk Kanada için ise yılda 12 milyar dolarlık bir ek gelir yaratmasının beklendiğini belirten Zeytinoğlu, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinin de benzer kazanımlara yol açacağını beklediğini belirtti:
“Eğer CETA imzalanamasaydı, Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenme ve modernizasyon müzakereleri süreci açısından da endişe yaratacaktı. Bu müzakereler kuşkusuz zorlu bir süreç olacak ama gerek Gümrük Birliği’nin işleyişindeki Türkiye’nin karar alma sürecinde temsil edilmemesi, AB STA’larına taraf olamaması, kamyon kotaları gibi sorunların halli açısından, gerekse Türkiye-AB ticaretinin içerdiği potansiyelin tam olarak hayata geçirilebilmesi için Gümrük Birliği’nin güncellenmesi kaçınılmaz bir ihtiyaç. Bu sürecin iki taraf için de önemli kazanımlara yol açacağını ve Türkiye ekonomisinin orta gelir tuzağından çıkışı için bir kaldıraç görevi göreceğini düşünüyorum”.
Ekonomi Diplomasisinde Çağ Atlamamız Lazım
Son olarak, Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenme müzakerelerinin doğasına da değinen Zeytinoğlu şu uyarıda bulundu:
“Bu müzakerelerden maksimum fayda sağlayabilmek için CETA gibi yeni nesil anlaşmaları çok dikkatli incelememiz ve içerdiği kapsamlı düzenleme ve önlemlerin etkilerini değerlendirebilmemiz gerekiyor. Müzakerelerde iş dünyasının yakından ilgilendiren son derece teknik düzenlemeler yer alıyor. Sonuçları itibarıyla iş dünyası bu anlaşmalardan birebir etkilenecek. Dolayısıyla müzakere sürecinde siyaset, bürokrasi ve iş dünyası birlikte çalışmalı. Ekonomi diplomasinin doğasından kaynaklanan iş dünyasının sürecin her aşamasına dâhil etme gereğini yerine getirmeliyiz. Bu kültürü geliştirmeliyiz”.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT