İKV`DEN ANALİZ: BİRLİĞİN DURUMU – AB’NİN GELECEĞİ İÇİN DAYANIŞMA VE AKSİYONA GEÇME ZAMANI
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, 14 Eylül 2016 tarihinde her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği “Birliğin Durumu” konuşmasını AP’de yaptı. Juncker, konuşmasında geçen yıl kaydedilen gelişmelerin bir değerlendirmesini yaptıktan sonra 2017’nin önceliklerini sundu. Juncker’in konuşması ve Avrupa Komisyonunun Birliğin Durumu belgesi, Komisyonun 2017 Çalışma Programı’na hazırlık için AP ve AB Konseyi arasındaki diyaloğu da başlatıyor. Juncker bu yılki “Birliğin Durumu” konuşmasının temasını “Dürüstlük, Birlik ve Dayanışma Zamanı” olarak belirlerken, özellikle AB içerisinde birlik ve beraberliğe vurgu yaptı. AB vatandaşlarının güvenliğine de değinen Juncker, sınır güvenliğinin yanı sıra ortak Avrupa ordusunun önemine de işaret etti. Juncker’in konuşması ile Brexit referandumundan sonra AB ilk defa gelecek için bir gündem ortaya koymuş oldu.
Daha İyi Bir Avrupa’ya Doğru: Koruyan, Güçlendiren ve Savunan Avrupa
Konuşmasının başında, geçtiğimiz yıl birlik ve beraberlik çağrısında bulunduğuna işaret eden Juncker, bu yıl da çağrısını yineleyerek, AB’nin bir varoluş krizi yaşadığına dikkat çekti. AB’nin geçmişte de zor zamanlar yaşamış olduğunu, ancak; hiçbir dönemde şu anda olduğu kadar üye ülkelerin kendi iç problemlerine yönelerek ortak bir çalışma zemini yaratmaktan uzak olmadıkları eleştirisinde bulundu. Juncker’in eleştirilerinden AB kurumları da nasibini aldı. Kurumların daha önce hiç olmadığı kadar birbirinden farklı öncelikler belirlediklerini ve bunların zaman zaman üye ülke hükümetleri ve parlamentoları ile doğrudan çeliştiğini ifade eden Juncker, üye ülke hükümetlerinin popülizm güçleriyle zayıfladıklarına da dikkat çekti.
Juncker Brexit’in yarattığı belirsizlik ortamına rağmen Birliğin dağılmayacağına dair güvence verdi. Britanya’nın kararı için üzgün olduklarını, ancak buna saygı gösterdiklerini belirten Juncker, Britanya referandumunun Avrupa’daki milliyetçilik akımlarının AB’nin birliği için tehdit oluşturduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Britanya’ya en kısa zamanda AB’den ayrılma görüşmelerine başlamak için gerekli adımları atması çağrısında bulunan Juncker, bu ülke ile ilişkilerin dostane bir şekilde devam edeceğini ancak Britanya’nın AB Tek Pazar’ına eskiden olduğu şekilde erişim sağlayamayacağını belirtti. Britanya olmadan yoluna devam edecek olan AB, terör tehdidi ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük göçmen kriziyle karşı karşıya bulunuyor.
Birliğin durumuna ilişkin biraz karamsar bir tablo çizmesine rağmen Juncker, ileriye umutla bakarak, daha sağlıklı ve güçlü bir AB için alınması gerekli önlemler üzerine odaklandıklarını ortaya koydu. Geleceğin AB’sini, koruyan, Avrupa yaşam tarzını devam ettiren, yurttaşlarını güçlendiren, AB içinde ve dışında savunmaya önem veren ve sorumluk alan bir Avrupa olarak tanımladı.
Juncker gelecek dönem için önerilerini şu başlıklar altında ortaya koydu:
- Yaşam tarzlarımızı koruyan Avrupa
AB’yi Avrupalıların Birliği olarak tanımlayan Juncker, Avrupalı olmanın ne olduğunun unutulmaya başlandığına parmak bastı. Hâlbuki AB’nin “Litvanya’daki çitçi ile Zagreb’deki bir anne ya da Maastricht’teki bir öğrencinin ortak noktası” olduğunu belirten Juncker, bütün AB uluslarının beraberce çalışmayı seçtiklerini ve kıtada 70 yıldır barışın hüküm sürdüğünü söyledi. Özgürlük, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün AB’nin temel değerleri olduğuna vurgu yapan Juncker, işçilerin serbest dolaşımı, ayrımcılıkla ve ırkçılıkla mücadele, bağımsız ve etkili bir adalet sistemi gibi değerlerin yanı sıra komşularla ticaret, kişisel verilerin korunması, eşit işe eşit ücret, sosyal piyasa ekonomisi, tüketicilerin korunması, çalışanların ve aynı zamanda sanayinin korunması, serbest ticaretin gözetilmesi ve aynı zamanda yabancı ülke mallarının AB’de haksız rekabetinin önlenmesi, AB tarım sektörünün korunması, Avro para biriminin korunması, finansal krizle mücadele gibi birçok alanda ilerlemenin, söz konusu Avrupa değerleri sayesinde gerçekleştiğine işaret etti. Üye ülkelerin koruyan Avrupa’yı inşa etmeleri ve AB kurumlarının da bunun sağlanmasına katkıda bulunmaları gerektiğini belirtti.
- Güçlendiren Avrupa
AB’nin, Avrupa yaşam tarzını korumakla kalmayıp onu güçlendirmesi gerektiğini söyleyen Juncker, yurttaşların ve ekonominin güçlendirilmesi yolunda çalışılması gerektiğini vurguladı. İletişim ağlarının güçlendirilmesi ve bu kapsamda 5G ağının tam olarak işlerlik kazanması ve 2025’e kadar 2 milyon iş yaratılmasının hedeflendiğini belirtti.
AB’nin bunları gerçekleştirmesi için alması gereken önlemlerin başında Avrupa Yatırım Planı geliyor. Juncker ekonomik büyümenin artırılması için halen uygulamada olan Avrupa Stratejik Yatırım Fonu’nun (EFSI) süresinin uzatılmasını ve hacminin 2022’ye kadar 2 katına çıkarılarak 630 milyon avroya yükseltilmesini önerdi. Juncker’in bir diğer önerisi, göçmen krizinin önlenmesine katkı sağlamak üzere Afrika’daki özel sektörün desteklenmesi amacıyla 44 milyon avro tutarında yeni bir fonun da kurulmasıydı. AB’nin güçlendirilmesi için Juncker’in uygulamaya koyduğu diğer bir plan ise Avrupa Stratejik Yatırım Fonu. Bilindiği üzere bu fon AB’de ekonomiyi canlandırmak ve yatırım projelerini artırmak için Juncker tarafından 2015 yılında hayata geçirilmişti. Juncker, konuşmasında yatırımların yeni istihdam olanakları yaratacağını vurgulayarak bu şekilde gençler arasındaki işsizlikle de mücadele edilebileceğini işaret etti. Sermaye Piyasaları Birliği’nin tam olarak gerçekleştirilmesinin de AB’nin finansal sisteminin güçlenmesi açısından önemine değinen Juncker, böylece AB iş dünyasına en az 100 milyar avro ilave finansman sağlanacağına dikkat çekti.
- Savunan Avrupa
Geçmişte ve son dönemde Avrupa’da yaşanan terör olayları AB’nin içte ve dışta savunmasını güçlendirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Güvenlik AB’nin en önemli önceliklerinden biri haline geldi. Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik biriminin önemine işaret eden Juncker, bu yeni ajansın resmen kurulması için çalışmaların hızlandırılması çağrısında bulundu. Juncker, Avrupa Savunma Fonu kurulmasını ve ortak AB askeri gücü bir merkez oluşturulması gerektiğini ayrıca önerdi. Juncker, kurulacak ordunun NATO'yu tamamlayıcı nitelikte olması gerektiğini dile getirdi. Ancak, bu ordu Afrika’dan Afganistan’a NATO’dan bağımsız savaşabilecek. Diğer yandan Avrupa’da güvenliğin tam olarak sağlanması amacıyla Juncker, Seyahat Bilgi Sistemi’ni önerdi. Böylece, Avrupa’da seyahat eden kişiler hakkında otomatik olarak bilgi paylaşımı sağlanacak. Europol’ün güçlendirilmesi ve bu amaçla veri kaynakları ve mali kaynaklara erişim imkânın artırılması hedefleniyor. Juncker, güçlü bir Avrupa savunma sistemi için yenilikçi bir silah endüstrisine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bu nedenle de bu yılın sonunda Avrupa Savunma Fonu oluşturulmasını önereceklerini söyledi. Juncker ayrıca üye ülkelere savunma politikası konusunda işbirliğini artırma çağrısında bulundu.
- Sorumluluk alan Avrupa
Juncker son olarak, AB kurumlarını AB’nin inşası için sorumluluk almaya davet etti. Sözlerin yerine getirilmesinde yavaş kalınmasını AB’nin güvenirliğini zedelediğine işaret den Juncker, bunun bir örneğinin iklim değişikliğinin önlenmesine yönelik girişimde yaşandığına dikkat çekti. İklim değişikliği ile mücadelede, ilk olarak AB’nin hukuki bağlayıcılığı olan bir girişim başlattığını ve yine AB’nin büyük çabaları ile Paris’te, bu alanda bir anlaşmaya varılmasının sağlandığını ancak, şu anda AB’nin anlaşmanın onaylanması için zaman kaybettiğini belirterek, AB’nin gücünün tüm dünyaya gösterilmesi için en yakın zamanda Paris Anlaşması’nın onaylanması gerektiğini ifade etti.
AB’nin sorumluluk ve iradesini göstermesi gereken diğer bir alan olarak İstikrar ve Büyüme Paktı’nı işaret eden Juncker, bu alanda devam eden reformların ülkeleri cezalandırmak yerine desteklemesi gerektiğine işaret ederek, paktın ve kurallarının dogmatik bir şekilde değil, sağduyu ve esneklik ile uygulanması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasına oldukça dokunaklı cümlelerle son veren Juncker, AB projesinin Mart 2017’de neredeyse kendi yaşı olan 60 yaşına basacağını belirtti ve bütün hayatı boyunca bu proje için çalıştığını ifade etti.
Juncker’in konuşmasındaki son sözleri bizleri düşünmeye sevk ederek, niçin ve nasıl bir AB sorusunu cevaplıyordu:
“Babam Avrupa’ya inandı; zira istikrar, iş gücünün haklarına ve sosyal gelişmeye inanıyordu. Barışın Avrupa’da değerli ve kırılgan olduğunu anlamıştı. Ben de Avrupa’ya inanıyorum çünkü babamdan aynı değerleri öğrendim. Ancak biz çocuklarımıza ne öğretiyoruz. Bizden ne miras devralacaklar? Uyuşmazlık ve bölünmeye yol açan bir Avrupa mı? Geçmişini unutan ve geleceği için bir vizyonu olmayan bir Avrupa mı? Çocuklarımız daha iyisini hak ediyor. Onlar yaşam biçimlerini koruyan bir Avrupa’yı hak ediyorlar”.
Sema Gençay ÇAPANOĞLU, İKV Kıdemli Uzmanı
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT