FRANSA’NIN NİCE KENTİNDE TERÖR SALDIRISI MEYDANA GELDİ
Fransa’nın Nice kentinde 14 Temmuz Ulusal günü kapsamındaki kutlamalar sırasında, halkın arasına dalan, silah ve bomba yüklü kamyon 84 kişinin hayatını kaybetmesine, yüzlerce kişinin de yaralanmasına sebep oldu. 90 km hızla zigzag çizerek kalabalığın içine dalan kamyonu kullanan kişi polis tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. Saldırıyı daha önce de suç kaydı bulunan Tunus kökenli bir kişinin gerçekleştirdiği bildirildi. Fransa’da Kasım ayında Paris’te gerçekleştirilen terör saldırılarından sonra başlatılan olağanüstü hal 3 aylığına uzatıldı. Cumhurbaşkanı Hollande, başta sınırlarda olmak üzere askeri birliklerin görevlendirileceğini belirtti. Saldırganın IŞİD sempatizanı olarak yalnız başına harekete geçen bir fanatik olabileceği değerlendirmelerin yanı sıra, suç ortakları da olabileceği, konunun kapsamlı bir şekilde araştırıldığı bildirildi.
Tüm dünyadan liderler saldırıyı şiddetle kınadı ve üzüntülerini bildirdi. AB Konsey Başkanı Donald Tusk dünyanın Fransız halkı ile dayanışma içinde olduğunu belirtti ve saldırının Fransa’nın Ulusal Bayramı olan 14 Temmuz’da, eşitlik, özgürlük ve kardeşliği kutlayan kişileri hedef almasının trajik bir çelişki oluşturduğunu vurguladı. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande da, Fransa’nın Ulusal gününde bu saldırıyı gerçekleştiren fanatiklerin özgürlük, hürriyet ve insan hakları gibi değerleri hedef aldığını ifade etti.
Ortadoğuda karışıklık ve özellikle Suriye’de 2011’den beri devam eden savaşın bir sonucu olarak terör örgütleri faaliyet alanlarını genişletme imkanı buldular. Türkiye, Belçika ve Fransa’daki saldırılar sonrasında, Nice’te dün gerçekleştirilen saldırı da bu terör saldırılarının sonuncusu oldu. Gündelik yaşamı ve sıradan vatandaşları hedef alan bu terör olayları, huzur ve güven ortamını ortadan kaldırmayı hedefliyor. Fransız Devrimi’nin tetikleyen Bastille Hapishanesinin basıldığı gün olan 14 Temmuz her yıl Fransa’nın Ulusal Günü olarak kutlanıyor. Bu açıdan Nice’te gerçekleştirilen saldırı sembolik olarak da Fransa Cumhuriyetinin üzerinde yükseldiği değerleri hedef almış oluyor. Bunun yanında, turistik bir bölgede yapılmış olması ekonomik olarak da Fransa’yı yıpratmayı hedeflediğini gösteriyor.
Kasım ayında gerçekleştirilen saldırı sonrasında Fransa güvenlik önlemi olarak, Schengen alanı içinde sınır kontrollerini tekrar uygulamaya başlamıştı. Terör saldırılarının bu şekilde devam ediyor olması güvenlik endişelerini daha da artıracak. Bu durum sadece Fransa’da değil, diğer AB ülkelerinde de, iç güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılmasına, sınır kontrollerinin artırılmasına, özellikle mülteci alımı ve göç konularında hassasiyetlerin daha da yükselmesine yol açacak.
Bu terör saldırısını şiddetle kınar ve üzüntülerimizi belirtirken, bazı noktaları da vurgulamak istiyoruz. AB’nin terör tehdidine karşı iç güvenlik önlemlerini güçlendirirken, mülteci hakları ve göç konusunda liberal politikaları rafa kaldırmayacağı, AB liderlerinin popülist yaklaşımlara prim vermeyeceğini umuyoruz. Son olarak, daha önceki terör olaylarında da vurguladığımız gibi, terörle mücadelenin ancak teröre karşı tüm ülkelerin katılacağı bir birleşik cephe oluşturarak ve küresel işbirliği ile etkili bir şekilde yapılabileceğini, Filistin sorunu ve Suriye Savaşı gibi kanayan yaraların tedavi edilmesinin barış ve huzurun sağlanması için atılması gereken kritik adımlar arasında olduğunu hatırlatmak isteriz.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT