HOLLANDA REFERANDUMUNDA UKRAYNA ORTAKLIK ANLAŞMASI’NA HAYIR OYU ÇIKMASI NE ANLAMA GELİYOR?
AB’nin 2014 yılında Ukrayna ile imzaladığı Ortaklık Anlaşması, 6 Nisan 2016 tarihinde Hollanda’da referanduma götürüldü. Katılım oranının yüzde 32,2 olduğu referandumda, katılımcıların yüzde 61,1’i anlaşmaya “hayır” derken, yüzde 38,1’i “evet” oyu kullandı.Hatırlanacağı üzere, AB ile Ukrayna arasında 2014 yılında imzalanan Ortaklık Anlaşması’nın iki taraf arasında yakın ilişkiler kurması ve Ukrayna ekonomisini canlandırması bekleniyordu. Ancak, dönemin Ukrayna Başkanı Viktor Yanukoviç Anlaşmayı imzalamaktan vazgeçmişti. Bunun üzerine ülkede Meydan Olayları olarak anılan hükümet karşıtı gösteriler başlamıştı.
Yanukoviç’ten sonra başa gelen yeni hükümetin Ortaklık Anlaşması’nı imzalamasının ardından AB üye ülkeleri de Anlaşmayı onaylamaya başladı; ancak, Hollanda’da “AB Vatandaşları Komitesi” adlı oluşumun başlattığı imza kampanyasının sonucunda toplanan imzaların yasaların öngördüğü yeterli sayıda olduğuna karar verildi ve Hollanda Seçim Kurulu Ortaklık Anlaşması’nın referanduma götürüleceğini açıkladı. “AB ile Ukrayna arasındaki Ortaklık Anlaşması’nın onaylanmasını öngören yasayı kabul ediyor musunuz?” sorusunun sorulduğu referandumun sonucu bağlayıcı olmayıp, hükümete bir tavsiye niteliği taşıyor.
Ukrayna ile Ortaklık Anlaşması’nın bir parçası olan Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması 1 Ocak 2016 tarihinde yürürlüğe girmişti. Ortaklık Anlaşması’nın siyasi konular ve işbirliği ile ilgili olan kalan bölümü ise Kasım 2014’ten beri geçici olarak uygulanmaktaydı. Hollanda’daki istişari referandumdan “hayır” oyunun çıkmasının süreci nasıl etkileyeceği tartışma konusu. Çok az sayıda vatandaşın oy kullandığı referandumda “hayır” oyu verilmesinin sebebi Ukrayna konusu ile bağlantılı olmaktan çok, özellikle mülteci krizi karşısında iyi bir performans sergilemediği düşünülen AB’ye bir tepki niteliğini taşıyor. Bunun yanında, “hayır” oyunun arkasında Ukrayna’nın istikrarsız bir ülke olduğu ve böyle bir anlaşmanın Rusya ile ilişkilere zarar vereceği savları da yer alıyor.
Anlaşmanın AB Bakanlar Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürüten Hollanda’da reddedilmesi AB politikaları ve üye devletler arasında bütünleşmenin derinleşmesi sürecinin halk düzeyinde yeterli desteği bulamadığını ortaya koyuyor. 2005’teki Anayasal kriz sonrasında, mali kriz ve mülteci krizi gibi birbiri ardına gelen zorluklarla karşılaşan AB’nin bundan sonra da sınamalarla karşı karşıya olacağı görülüyor. Özellikle göç ve genişleme gibi aşırı sağ partilerin de çokça manipüle ettiği konular AB ile ilişkilendiriliyor ve AB’ye karşı yükselen Avrupa şüpheciliğin önemli bir unsurunu oluşturuyor.
Hollanda’daki “Hayır” oyu Ukrayna ile Ortaklık Anlaşması’nın nasıl Etkileyecek?
AB için jeopolitik önemi dikkate alındığında, Anlaşma’nın tamamen revize edileceğini ya da yenileneceğini düşünmek doğru olmaz. Bunun yerine tedrici bazı önlemlerle durumun düzeltilmesi yoluna gidilecektir. Bunlardan en akla yakın olanı, Anlaşma’ya Hollanda’yı rahatlatacak şekilde bir protokol eklenmesi ya da bazı bölümlerine yorumlayıcı açıklamalar eklenmesi şeklinde olabilir. Örneğin Anlaşma’nın siyasi işbirliği ile ilgili bölümlerinin Ukrayna’nın AB üyesi olacağı anlamına gelmediği gibi bir açıklama eklenebilir. Diğer bir alternatif olan Hollanda’nın Anlaşma’nın siyasi tarafına dahil olmamayı tercih etmesi ise süreci zorlaştıracaktır ve pratik olarak uygulanması zor olacaktır.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT