18 MART TÜRKİYE-AB ZİRVE SONUÇLARI HAKKINDA İKV DEĞERLENDİRMESİ
18 Mart 2016 tarihinde Başbakan Davutoğlu AB Konseyi üyeleri ile 29 Kasım 2015 Zirvesinden sonra üçüncü kez bir araya geldi. İki taraf arasında Ekim ayından beri devam eden görüşmelerin son aşamasını oluşturan Zirve’de görüş birliği sağlandı ve 7 Mart Zirvesinde Başbakan Davutoğlu tarafından gündeme getirilen teklifler Ege Adalarından Türkiye’ye iade edilen her Suriyeli için Türkiye’den bir Suriyelinin AB ülkelerinde yerleştirilmesi ve Türk vatandaşları için vize serbestliğinin Haziran ayında gerçekleşmesi- kabul edildi.
Zirvede, mülteci krizini çözümlemek için ortak eylem planı çerçevesinde bugüne kadar atılan adımlar vurgulandı ve Türkiye’de Suriyelilere çalışma imkanı sağlanması, Suriye ve diğer ülke vatandaşları için vize uygulaması getirilmesi, sahil güvenlik ve polis tarafından güvenlik ve sınır korumanın güçlendirilmesi, AB ile bilgi paylaşımının artırılması ve Türkiye Mülteci Aracı altında 3 milyar avronun kullandırılmasına başlanması olumlu gelişmeler olarak kaydedildi.
İki taraf arasında gerçekleşen 7 Mart Zirvesi’nde, Başbakan Davutoğlu, Türkiye’den Yunanistan’a geçen, Türkiye karasularında yakalanan ve uluslararası koruma için gerekli koşulları sağlamayan düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye iadesi karşılığında, Türkiye’de kamplardaki Suriyeli mültecilerin AB ülkelerine yerleştirilmesi planını önermişti. Bunun yanında göçmen kaçakçılığı ile mücadelenin artırılması da üzerinde durulan konular arasında yer almıştı.
7 Mart Zirvesi’ndeki görüşmelerin sonuçlandırılması açısından önem taşıyan 18 Mart Zirvesi’nde Türkiye’den Yunanistan’a giden düzensiz göçün sonlandırılmasına yönelik önlemler üzerinde iki taraf arasında uzlaşmaya varıldı. Bu uzlaşının bir bölümü de mülteci meselesinin ötesinde Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılmasına yönelik önlemleri içeriyor.
Zirvede Varılan Anlaşma Neleri İçeriyor?
Zirvede aşağıdaki 10 madde üzerinde uzlaşma sağlandı:
1-20 Mart 2016 tarihinden başlayarak, Türkiye’den Yunanistan’a geçen tüm yeni düzensiz göçmenler Türkiye’ye iade edilecek. Bu iade sürecinde, toplu sınır dışı etme gibi bir olayın yaşanmamasına dikkat edilecek ve mülteci hukukunun temel ilkelerinden “non-refoulement” (zulüm riski olan yere geri göndermeme ilkesi) ilkesine dikkat edilecek. Bu kamu düzeninin tesis edilmesi için olağandışı ve geçici bir önlem olarak öngörülüyor. Yunan adalarına ulaşan göçmenler kayıt altına alınacak ve iltica prosedürlerine uygun olarak muameleye tabi tutulacaklar. Siyasi iltica talebinde bulunmayan veya başvurusu geçersiz bulunan göçmenler Türkiye’ye iade edilecek. Düzensiz göçmenlerin iade maliyeti AB tarafından karşılanacak ve Türk ve Yunan yetkililer işbirliği için ikili düzenlemeler üzerinde anlaşacak. Göçmenlerin Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilmesi, Türkiye’nin mültecilerin haklarının korunacağı ve mültecilere uluslararası koruma sağlayacak “güvenli ülke” olarak kabulüne dayanıyor.
2-Türkiye’ye Yunan adalarından iade edilen her Suriyeli için, Türkiye’den bir Suriyeli AB’de yerleştirilecek. Türkiye’ye iadelerin başlaması ile birlikte start alacak bu uygulama için, Komisyon, AB ajansları, Üye Devletler ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin yer alacağı bir mekanizma oluşturulacak. Daha önce AB’ye düzensiz yollarla girmeyen veya girmeye çalışmamış olan göçmenlere öncelik verilecek. AB Üye Devletlerinin 20 Temmuz Zirvesinde kararlaştırdığı Üye Devletler arasında paylaştırılan kotadan kalan 18.000 kişilik yer bu şekilde doldurulacak. Daha fazla mültecinin AB’ye yerleştirilmesi söz konusu olur ise, benzer bir gönüllü kota sistemi uygulanacak ve 54.000’e kadar Suriyeli AB ülkelerinde yerleştirilebilecek. Türkiye’ye iadelerin bu sayılara yaklaşması durumunda mekanizma gözden geçirilecek. Eğer bu sayıyı aşarsa mekanizma durdurulacak. Bu durumda, Türkiye’ye iade edilecek ve bunun karşılığında AB’nin Türkiye’den kabul edeceği Suriyeli sayısı en fazla 72.000 olabilir.
3-Türkiye, AB’ye düzensiz göç için oluşabilecek yeni kara ve deniz güzergahlarını engellemek için gerekli önlemleri alacak ve bunun için komşu ülkelerle işbirliği yapacak.
4-Türkiye ve AB arasındaki düzensiz geçişler önemli ölçüde azaldığı zaman, Gönüllü İnsani Kabul Programı aktive edilecek ve AB Üye Devletleri gönüllü olarak bu programa katkıda bulunacak.
5-Vize serbestliği yol haritası Türk vatandaşları için vize zorunluluğunun en geç Haziran 2016 sonuna kadar kaldırılması hedefine yönelik olarak hızlandırılacak. Bunun koşulu Türkiye tarafından yol haritasında yer alan tüm kriterlerin tamamlanması olacak. AB Türkiye’nin bu güne kadar yol haritasında bulunan 72 kriterden 35’ini yerine getirdiğini ifade ediyor. Türkiye bunun için gerekli adımları atacak ve Avrupa Komisyonu kriterlerin yerine getirilmesi ile ilgili bir değerlendirme yaparak Nisan sonuna kadar uygun bir teklifte bulunacak ve bu teklif doğrultusunda Avrupa Parlamentosu ve Konseyi nihai kararı verecek.
6-AB Türkiye ile işbirliği içinde, Mülteciler için ayrılan 3 milyar avronun kullandırılmasını hızlandıracak ve Mart sonundan önce Türkiye’nin belirleyeceği geçici koruma altındaki kişiler için ek projeler için de fon sağlayacak. Mülteciler için özellikle sağlık, eğitim, altyapı, gıda ve diğer yaşam giderlerini içeren somut projelerin yer alacağı ilk liste iki tarafça 1 hafta içinde oluşturulacak. Bu kaynakların tamamen kullanılma aşamasına gelindiğinde ve yukarıda yükümlülüklerin karşılanmasına bağlı olarak, AB 2018 sonuna kadar 3 milyar avro ek fon sağlayacak.
7-AB ve Türkiye gümrük birliğinin güncellenmesine yönelik devam eden çalışmaları memnuniyetle karşıladıklarını ifade ettiler.
8-AB ve Türkiye 29 Kasım 2015 Zirvesindeki ortak bildiride belirtildiği gibi, katılım sürecinin yenide canlandırılması konusundaki taahhütlerini yineledi. 14 Aralık 2015’te açılan ekonomik ve parasal politika ile ilgili 17. Fasıldan sonra Hollanda dönem başkanlığı sırasında 33. Fasıl açılacak. Komisyon bununla ilgili bir teklifi Nisan ayında sunacak. Diğer fasılların açılması için hazırlık çalışmaları hızlandırılmış bir biçimde devam edecek. Mevcut kurallar uyarınca Üye devletlerin pozisyonlarına halel gelmeyecek. Üye Devletlerin pozisyonlarına atıfta bulunulması, fasılların açılmasını engelleyen GKRY’nin tek taraflı blokajının devam edeceğini gösteriyor. Bu fasıllar arasında enerji, yargı ve temel haklar ve adalet, özgürlük ve güvenlik gibi kritik fasılların bulunması, GKRY blokajı aşılmadan katılım sürecinin nasıl hızlandırılacağı sorusunu akla getiriyor.
9-AB ve Üye Devletler, özellikle Türkiye sınırı yakınındaki belirli bölgeler olmak üzere, Suriye’deki insani koşulların geliştirilmesi için Türkiye ile birlikte çalışacak. Bu şekilde yerel halk ve mültecilerin daha güvenli bölgelerde yaşaması mümkün olacak.
Anlaşma Nasıl Yürüyecek?
Türkiye ve AB, Anlaşmada öngörülen adımların her ay birlikte gözden geçirilmesini kararlaştırdı. 18 Mart Türkiye-AB Zirvesinden önce biraraya gelen AB Üye Devletleri, göç krizi karşısında ortak olarak oluşturulan stratejiyi yinelediler. Bu stratejinin önceliğini dış sınırların kontrolünün yeniden sağlanması ve bu şekilde Schengen Alanı’nın yeniden tesis edilmesi oluşturuyor.
Bunun için özellikle Yunanistan’da göçmenlerin kayıt altına alınacağı merkezler oluşturulması ve iltica prosedürlerinin hızlandırılması için AB’nin destek sağlaması öngörüldü. AB aynı zamanda, Türkiye ve Yunanistan arasındaki Geri Kabul Anlaşması uyarınca ve 1 Haziran sonrasında AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması uyarınca Yunanistan’ın düzensiz göçmenleri iade etme kapasitesini güçlendirmek için de sınır muhafızları, iltica uzmanları ve çevirmenler gibi kaynaklar sağlayarak, destek olacak. Komisyon, Yunanistan’a sağlanacak destek için bir operasyonel plan oluşturacak. Yunanistan’daki mülteci ve göçmenlerin insani koşullarını iyileştirmek için acil yardım sağlanacak. Yunanistan’daki mültecilerin diğer AB ülkelerine yerleştirilmeleri için Üye devletlerin mevcut taahhütleri uyarınca, yeni imkanların yaratılması sağlanacak.
Her ne kadar Türkiye’ye iadelerin 20 Mart itibarıyla başlaması öngörülse de, gerekli hazırlık olmadan bunun başlayamayacağı yetkililer tarafından belirtiliyor. 18 Mart Cuma günü yaklaşık 1500 kişinin Ege’yi geçerek adalara çıktığı belirtiliyor ki bu sayı bir önceki günün iki katını oluşturuyor. Yunanistan Başbakanı Çipras, 2300 güvenlik ve hukuk uzmanının bu anlaşmayı yürürlüğe koymak için Yunanistan’a gitmesinin beklendiğini belirtti. Almanya ve Fransa’nın 600 polis ve iltica uzmanı göndereceği açıklandı. Ege adalarına ulaşan göçmenlerin iltica başvurularının değerlendirilmesi için tercüman iltica uzmanı gibi birçok görevliye ihtiyaç duyulacağı için iadelerin 4 nisana kadar başlayamayacağı düşünülüyor. 15 Mart itibarıyla, Yunanistan’da AB ajansları ve Üye Devletlerden yetkililer olmak üzere 892 kişi görev yapıyor.
AB Kapsamlı Göç Stratejisi ve Sıcak Noktalar
AB’nin göç konusundaki kapsamlı stratejisi, Batı Balkanlar gibi transit geçiş ülkelerini, Libya gibi AB’ye giden göç rotalarından biri olan Orta Akdeniz rotası üzerindeki kırılgan noktaları oluşturan ülkeleri, göçmen kaçakçılığı ile etkili mücadeleyi içeriyor. AB’nin sınır ülkelerinde oluşturulan sıcak noktalar stratejinin önemli bir ayağını oluşturuyor. 17 Mart itibarıyla İtalya ve Yunanistan’da mültecilerin kayıtlarının yapıldığı, parmak izlerinin alındığı, iltica başvurularının yürütüldüğü, talebi kabul edilenlerin yeniden yerleştirilmek için beklediği, talebi reddedilenlerin ise iadesi için gerekli işlemlerin yapıldığı 8 operasyonel sıcak nokta bulunuyor. Yunanistan’daki 4 sıcak noktadaki kapasitesi ise 5550 kişi. İtalya’da 2, Yunanistan’da ise 1 sıcak nokta daha inşa edilmesi öngörülüyor.
Türkiye ve AB arasında mülteci akını kapsamında düzensiz göçün önlenmesinde anlaşmaya varılması, iki taraf arasındaki ilişkilerde yeni bir döneme işaret ediyor. Ancak bu sürecin etkili bir şekilde işlemesi Türkiye ve AB arasında, işbirliği kültürü ve güvenin gelişmesini sağlayacaktır. Son tahlilde, Türkiye’nin AB’nin kapsamlı göç politikasına uyumu için en uygun ve etkili mekanizma üyelik müzakerelerinde ilgili faslın müzakere edilmesi çerçevesinde olacaktır.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT