İKV`DEN ANALİZ: HOLLANDA’NIN AB KONSEYİ DÖNEM BAŞKANLIĞI
1 Ocak 2016 tarihinde Hollanda, AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı Lüksemburg’dan devraldı. 12’inci kez dönem başkanlığını üstlenecek olan Hollanda’nın altı ay süreyle, Liderler Zirveleri ve AB Dışişleri Konseyi haricinde bütün Konsey toplantılarını yönetmesi ve Konsey gündemini belirlemesi öngörülüyor. Hollanda Dönem Başkanlığı, on sekiz ay sürecek olan Hollanda, Slovakya, Malta “Üçlü Programı”nın (Trio) ilk ayağını oluşturuyor. AB’nin bir anlamda önümüzdeki 18 aylık süreçteki gündemini yansıtacak olan Hollanda, Slovakya, Malta Üçlü Programı’nın temel önceliklerini büyüme ve rekabet edebilirlik, istihdam, Enerji Birliği, özgürlük, güvenlik ve adalet, AB’nin küresel aktör olarak rolünün geliştirilmesi, vatandaşların refah ve güvenliği oluşturuyor.
Hollanda Dönem Başkanlığı’nın Öncelikleri
Avrupa entegrasyon projesinin temelini oluşturan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun kurucuları arasında yer alan Hollanda, AB’nin kurumsal tarihi boyunca, Birliğin hukuki temellerini oluşturan toplantılara ev sahipliği yaptı. 2016’nın Ocak ayında başlayan dönem başkanlığı boyunca da Hollanda, AB’nin temellerine vurgu yapmayı ve bu temellerin değerini ön plana çıkarmayı amaçlıyor. AB mevzuat oluşturma süreçlerinin daha akılcı ve basit kuralların ve düzenlemelerin gerçekleştirilmesi yolu ile anlaşılabilirliğinin artırılması, AB çapında bürokrasinin azaltılması ile vatandaş ve şirketler üzerindeki yüklerin azaltılması da temel amaçlar arasında.
Büyüme ve istihdam ile AB vatandaşlığını vurgulamak ve vatandaşların karar alma süreçlerine etkisini artırmak amacıyla sivil toplumun AB sistemine daha etkin şekilde dâhil edilmesi de Hollanda Dönem Başkanlığı’nda büyük ölçüde gündemde olacak. Bu amaçları gerçekleştirmek üzere Hollanda’nın belirlediği dört önceliği, Schengen sisteminin tartışmaya açıldığı bir dönemde göç ve uluslararası güvenlik, büyüme ve istihdam için inovasyon, ileriye dönük enerji ile iklim politikaları ve güçlü bir ekonomi birliği oluşturuyor.
Bu önceliklerin gündemde olduğu, müzakere ve istişare edildiği pek çok AB düzeyinde etkinliğin Brüksel ile birlikte, Amsterdam ve Lahey’de gerçekleşmesi planlandı. Hollanda Dönem Başkanlığı’nda bakanlar düzeyinde gerçekleşecek toplantıların bir bölümünün Amsterdam Denizcilik Müzesinde, diğer toplantıların ise müzenin yanında yer alan tarihi limanda gerçekleşmesi bekleniyor. Sivil toplumun dönem başkanlığı sürecine katılımının artırılabilmesi amacıyla Başkanlık yerleşkesinde bir ziyaretçi merkezi oluşturuldu.
Oklar Türkiye’ye Dönerse
Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa hayalinin gerçekleşmesi için 2016 yılının öneminin bütün paydaşlar tarafından gündeme getirilmeye başlandığı bir dönemde göçmen krizi ve Schengen Sistemi ile sınır yönetiminin Hollanda Dönem Başkanlığı’nın en temel gündem maddelerinden olması bekleniyor. Bu noktada Hollanda iç siyasetinde özellikle, daha az sayıda ülkeden oluşan daraltılmış bir Schengen Alanı’na geçilmesinin tartışılmaya başlaması ve bunun ilgiyle karşılanması dikkat çekiyor. Diğer yandan 29 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen Türkiye-AB Zirvesi, üzerinde anlaşmaya varılan Türkiye-AB Ortak Eylem Planı ve Aralık ayında gerçekleşen AB Liderler Zirvesi’nde, 2016 yılında göçmen krizine ilişkin Türkiye ile AB arasında ileri düzeyde işbirliğinin tesisi temel bir öncelik olarak belirlenmişti.
2016 yılının ilk yarısında dönem başkanlığını üstlenecek Hollanda’nın bu çerçevede Türkiye ile AB kurumları arasında etkileşimi ve işbirliğini kolaylaştırıcı bir yol üstlenmesi gerekecek. Hollanda Dönem Başkanlığında AB Konseyi’nin 2016 yılının ilk günlerinden itibaren, göçmen krizinin yönetiminde Türkiye ile etkin işbirliğine ilişkin hayati önem taşıyan konu başlıklarını gündemine alması gerekiyor. En önemli konu başlıklarından biri şüphesiz, Türkiye’ye göçmen kriziyle mücadele kapsamında verilmesi öngörülen 3 milyon avroluk yardımın nasıl kullanılacağı, hangi mekanizmalar aracılığıyla sağlanacağı ve işbirliğine ne oranda katkı sağlayacağı meselesi.
Türkiye üzerinden AB’ye giriş yapan düzensiz göçmenlerin ve mültecilerin yeniden yerleştirilmesine, AB çapında dengeli bir yük paylaşımı gerçekleştirilmesine ilişkin mekanizmaya son halinin de Hollanda Dönem Başkanlığı’nda verilmesi öngörülüyor. Bununla birlikte Avrupa Komisyonunun, Türkiye-AB Vize Serbestisi Diyaloğu'na ilişkin İkinci Değerlendirme Raporu’nun hazırlanması da Hollanda Dönem Başkanlığı sırasında, gerçekleşecek. Öte yandan, Hollanda Dönem Başkanlığı’nın gündemini vatandaş ve sivil toplum odaklı temalar üzerine oluşturulduğu dikkate alındığında, Türkiye’nin iki milyondan fazla göçmene ev sahipliği yapmasının AB vatandaşlarının ve sivil toplumunun Türkiye algısında olumlu bir etki yaratabileceğini ve Türkiye’nin yaklaşımının Dönem Başkanlığı hedefleriyle örtüşebileceğini söylemek mümkün. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Haber de Hollanda Dönem Başkanlığı’na ilişkin yaptığı açıklamada benzer bir yaklaşımla, toplumların refahı için temel değerlerin önemine vurgu yaptı. Göç gündemiyle bağlantılı olarak, 29 Kasım 2015’te gerçekleşen Türkiye-AB Zirvesi’nin sonuçlarında da ifade edildiği üzere, Hollanda Dönem Başkanlığı’nda aralarında 23 ve 24 numaralı fasılların yer aldığı müzakere fasıllarının açılması, Türk kamuoyunda beklentilerin odağında.
Hollanda Dönem Başkanlığı’nın ana gündeminde sadece göçmen krizi ve güvenlik yer almayacak. İngiltere’nin AB’deki geleceğine ilişkin tartışmalar ve İngiltere’de bu konuya ilişkin olası referandum da hem AB’nin geleceği hem de Hollanda’nın Dönem Başkanlığı açısından kritik bir dönemeç. Öte yandan, büyüme ve ekonomiye etkisinden dolayı özellikle inovasyon odaklı istihdama eskisinden daha fazla önem verilecek gibi görünüyor. Hollanda Dönem Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan değerlendirmede de işaret edildiği üzere, Üye Devletlerin kendi başlarına yönetebildikleri vergilendirme gibi konulardan ziyade ekonomik birlik kapsamındaki konuların daha öncelikli olarak AB’nin gündeminde yer alması bekleniyor.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT