PROF. DR. GUTMANN, VİZESİZ AVRUPA YOLUNDA YENİ BULGULAR PAYLAŞTI
7 Temmuz 2015 tarihinde, İKV ev sahipliğinde İstanbul TOBB Plaza’da gerçekleşen basın toplantısında, Soysal Davası’nın avukatı Prof. Dr. Rolf Gutmann ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Av. Dr. Murat Uğur Aksoy, Türk vatandaşlarına vizesiz Avrupa serüvenine ilişkin bir takım yeni bulguyu basın mensupları ile paylaştı. Almanya’da yabancılar hukuku alanında çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Gutmann, Türk vatandaşlarının, ticari ilişkiler kapsamında Avrupa’da serbest dolaşımına yönelik olarak Soysal Davası’nın kapıları açtığını, Demirkan Davası’nın da kapıları kapattığını hatırlattı. Malların serbest dolaşımının, kişilerin serbest dolaşımından bağımsız ele alınamayacağını ifade eden Gutmann, konunun son dönem ABAD kararlarının ötesinde, yeni boyutlarla ele alınması gerektiği mesajını verdi. Bu çerçevede Gutmann, 1930 yılında Türkiye ile Almanya arasında imzalanan ve tüccarlara seyahat etme ve anlaşma yapma serbestliği sağlayan ticaret anlaşmasına ilişkin detayları basın mensupları ile paylaştı.
1930 Tarihli Türkiye-Almanya Ticaret Anlaşması ve Vizesiz Seyahat
Gutmann’a göre, Lozan Antlaşması’nın ardından ticari izolasyondan kurtulma hedefindeki Almanya, Türkiye ile 1930 Türkiye-Almanya Ticaret Anlaşması’nı imzaladı. Anlaşma’nın 8’inci maddesi, tüccarlara, imzacı diğer ülkenin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma, mal alma ve mal satma özgürlüğü tanıyor. Gutmann, bu ikili anlaşmanın 8’inci maddesinin, içeriği açısından bağlayıcı ve açık olduğunu öne sürdü. Anlaşmanın öne sürdüğü üzere iki ülke vatandaşı tüccarların, diğer ülkede serbestçe ticaret yapabilmeleri için ülkelerindeki yetkili makamlardan yeterlilik belgesi alması gerekiyor. Tüccarların, anlaşmanın tarafı diğer ülkede ticari faaliyetlerini sürdürebilmelerindeki temel ölçüt kendi ülkelerinde vergi borçlarının bulunmaması. 1930 yılında imzalanan ilgili ticaret anlaşması, 2’inci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya tarafından geçerli kabul edildi ve 1952 yılında da güncellendi.
Gutmann, AB’nin temellerinin sözleşmelere sadakate dayandığını, 1930 tarihli Türkiye-Almanya Ticaret Anlaşması’nın da AB tarafından korunmuş anlaşmalar arasında yer aldığının altını çizdi. Bu konuda iplerin Türklerin elinde olduğunu vurgulayan Gutmann, Türk iş dünyasını, Anlaşma’nın “D Eki”nde öne sürülen belgeleri düzenleyip, yetkili makamlara yeterlilik belgesi için başvuruda bulunmaya çağırdı. Gutmann, basın mensupları tarafından Türkiye-AB ilişkilerinde, bu anlaşmanın neden daha önce gündeme getirilmediği yönündeki soruya, “Bu anlaşma, AB hukuku anlaşması değildir, Türkiye ve Almanya arasında imzalanmış ikili anlaşmadır.” şeklinde yanıt verdi.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT