İKV BAŞKANI VARDAN: “BU SÜRECİN ÜLKEMİZİN ÜYELİĞİ İLE TAÇLANMASININ ZAMANI ÇOKTAN GELDİ”

İKV BAŞKANI ÖMER CİHAD VARDAN:

“BU SÜRECİN ÜLKEMİZİN ÜYELİĞİ İLE TAÇLANMASININ ZAMANI ÇOKTAN GELDİ”

 

9 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen İKV'nin Kuruluşunun 50. Yılı Etkinliğinde açış konuşmasını yapan İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan şunları söyledi:

“BU KUTLAMAYI AB ÜYESİ BİR TÜRKİYE’DE YAPMAYI ARZU EDERDİK”

“Bugün sizlerle 1965 yılında İSO ve İTO tarafından kurulan ve o günden bu yana başta TOBB olmak üzere tüm Mütevelli ve Destekçi kurumları tarafından her açıdan desteklenen Vakfımızın 50. Yılını kutlamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.

“Bugün biz kurulduğu günden bu yana, çizgisini bozmadan, kuruluş amacına yönelik görüşler hazırlayan, dergiler, kitaplar yayınlayan, seminerler, paneller düzenleyerek kamuoyunu bilgilendiren, ülkemizin köklü ve itibarlı düşünce kuruluşunun yaş gününü kutlamak üzere bir aradayız. Bir yandan kurumumuz adına sevinçliyiz. Çünkü ülkemizde bu denli ayakta kalabilmiş çok sayıda kurumumuz bulunmamakta. Ancak bir bakıma da derinden üzüntülüyüz. Bugün, 9 Mayıs Avrupa gününde, bu kutlamayı bir “AB üyesi Türkiye” olarak yapmak arzu ederdik. Yıllarca ortaya konan tüm gayretlerin, harcanan tüm çabaların tam anlamıyla karşılık bulmamış olması, bizleri üzüyor.”

“MÜZAKERE BAŞLIKLARINI AÇAMAZ HALE GELDİK”

“Ülkemizin AB yolculuğu, bizatihi Cumhurbaşkanımızın üstün çaba ve hedef odaklı gayretleriyle belki AB’li dostların da beklemediği bir şekilde 2004 yılında çok daha anlamlı ve somut bir boyut kazandı. Ve sonunda Türkiye, 2005 yılında müzakerelere başladı. Müzakerelere başlamış olmak demek, bize göre AB’ye girmiş olmak demektir. Çünkü AB’nin kendi kurallarına göre, teknik açıdan müzakerelere başlayıp da sonunda üye olmayan hiçbir ülke yoktur. Tarih, bize bunu söylemektedir.

Bizimle beraber bu sürece başlayan Hırvatistan, AB’nin 28. üye ülkesi olurken, biz, ise çeşitli dayatmalar ve bazı AB ülkelerinin vetoları gibi sebeplerle müzakere başlıklarını açamaz hale geldik.  Maalesef yapılan birçok uygulamada, Cumhurbaşkanımızın da sürekli dile getirdiğiniz üzere, “oyun oynanırken, hatta son dakikalara gelinmişken, oyunun kuralları değiştirilmek” istendi ve hala isteniyor. Bugüne kadar değişik gerekçelerle, yok “hazım kapasitesi”, yok “reform eksikliği”, yok “Kıbrıs meselesi”, yok “imtiyazlı ortaklık” diyerek ülkemizin bu yolda önü kesildi ve hedefe ulaşması bir türlü gerçekleşemedi. Avrupa Komisyonu bu süreçte tam 17 adet ilerleme raporu hazırladı. Bu raporların toplam sayfa sayısı 1,786. Bunca rapor, Türkiye’yi hala bir AB üyesi yapmaya yetmediyse, şimdi soruyorum; Daha ne kadar rapor gerekli? Acaba bu raporların üslubunu, tarzını ve etkisini sorgulamak gerekmez mi?  Ortak olmak üzere yola çıkmış tarafların, eksiklikleri birlikte oturup çözmek yönünde, iyi niyetle ve sonuç odaklı hareket etmeleri gerekmez mi? “

“AB TÜRKİYE’YE KARŞI SAMİMİ VE ADİL BİR POLİTİKA İZLERSE, TÜRKİYE BUNA MİSLİYLE KARŞILIK VERECEKTİR”

İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan toplantının açış konuşmasına şöyle devam etti:

“Bütün bunları görünce, büyüklerimizin bu yolu tarif ederken, “uzun ve ince bir yol” dedikleri bir kez daha aklımıza geliyor. Doğru… ince bir yolda yürüdükçe yürüyoruz. Bu yolda engellerle karşılaşıyor, onları da aşmaya çalışıyoruz. Ancak bizim artık bu yolda tek bir beklentimiz var, o da; AB’nin savunduğu ve kendi temellerini oluşturan demokratik ve adil düşünce tarzının, Türkiye için de uygulanması”.

“Biz inanıyoruz ki, AB, Türkiye’ye karşı samimi ve adil bir politika izlerse, Türkiye buna misliyle karşılığını verecektir”.

“TÜRKİYE BÖLGENİN EN HIZLI GELİŞECEK ÜLKESİDİR”

“1959’da rahmetli Menderes tarafından ilk girişimleri yapılıp, 1963 yılında Ankara Anlaşması’yla başlayan bu sürecin artık tamamlanma zamanı gelmiş; hatta çoktan geçmiştir. Bugün Türkiye, ne 60’lardaki, ne de 80 – 90’lardaki Türkiye değildir. Hatta aziz milletimiz tarafından ülkeyi yönetme görevinin sizlere tevdi edildiği 2000’li yılların başındaki Türkiye de hiç değildir. Bugün Türkiye, 28 AB ülkesinin birçoğuyla mukayese dahi edilemeyecek nitelikte ekonomisini geliştirmiş, genç ve dinamik nüfusuyla hızlı büyüme trendini sürdüren, komşularının içinde de, tek ama tek istikrarlı ve gelecek vadeden bir ülkedir. Yeni yatırımları ve daha yapılacak nice projeleri ile Türkiye, bundan sonra da bölgenin en hızlı gelişecek ülkesidir”.

“EKONOMİK OLARAK BU DENLİ ENTEGRE OLMUŞ İKİ GÜCÜN ARTIK BİR OLMASI GEREKİYOR”

Avrupa’nın işadamları açısından önemini de vurgulayan İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan, bugün Türkiye’nin yaptığı ihracatın yarıya yakınını AB ülkelerine yaptığını hatırlattı ve Türkiye’ye gelen yatırımların yaklaşık %70’inin AB ülkelerinden geldiğini söyledi. İKV Başkanı Vardan şöyle devam etti:

“AB’nin bizim için önemli olmadığını söylemek mümkün mü? Tabii ki değil. Ama biz ekonomik anlamda bu denli birbirine entegre olmuş iki gücün artık “bir” olmasını istiyoruz. Ve bunun da hakkımız olduğunu düşünüyoruz.  Vize, veto ve kota uygulamalarının bu bütünleşmeyi engellemesini istemiyoruz! Muhataplarımız ellerine çantalarını alıp ülkemize mal satmak veya bavullarını alıp turistik seyahat etmek için gelebilirlerken, biz ise vize kuyruklarında beklemek, bunun için her türlü şahsi ve kurumsal bilgilerimizi paylaşmak ve hem servetimizi, hem de zamanımızı harcamak istemiyoruz. Ayrıca bütün bu zorluklara rağmen mal satabilmeyi başardığımızda da, bu malları sevk edebilmek için kota sorunlarıyla uğraşmak istemiyoruz. Hele, 1996 yılından bu yana gümrük birliği içinde olduğumuz AB’nin 3. ülkelerle imzalamaya devam ettiği STA’lar ve bunun içinde de çok önemli olduğunu düşündüğümüz TTIP gibi yeni nesil STA’lar dışında tutulmayı hiç kabul edemiyoruz”.

“TÜRKİYE’DE HALKIN YÜZDE 61’İ AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYOR”

İKV tarafından yaptırılan kamuoyu araştırmasının sonuçlarını açıklayan İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan şunları söyledi:

“Biz böyle düşünüyoruz da halkımız nasıl düşünüyor? Bu yönde yapılan birçok çalışmaya bir yenisini daha ekledik ve 18 ilde yaklaşık 2500 kişiyle bir anket çalışması yaptık”.

“Yaptığımız ankette, öncelikle halkımız arasında AB’ye destek oranının ne olduğunu öğrenmek istedik. Aldığımız sonuç; halkımızın %61’inin AB üyeliğini desteklediği yönünde. Hatırlanacağı üzere bu oran %30’lara kadar düşmüştü. Bunun yeniden yükseldiğini görmek sevindirici. Buna rağmen, yakın gelecekte üyeliğin gerçekleşeceğine inananların oranı ise sadece %30. Yani %70, kısa zamanda AB üyeliği beklemiyor.”

“AB KONUSUNDA BİLGİMİZ AZ”

Araştırmanın diğer çarpıcı bir sonucunun AB konusundaki bilgi seviyesi olduğunu ifade eden İKV Başkanı Vardan şöyle devam etti:

“56 yıllık bu süreçte, halkımızın AB konusundaki bilgi düzeyinin çok düşük olduğu. Her 5 katılımcıdan 4’ü AB’yi duyuyoruz, duyduk diyor; ancak katılımcıların %85’i ise AB konusunda “az” ya da “hiç bilgi” sahibi olmadığını söylüyor. Bu da sivil topluma, medyaya, kamuya ve eğitim kurumlarına bilgilendirme konusunda hala çok iş düştüğünü bizlere gösteriyor.”

“BU SÜRECİN ÜLKEMİZİN ÜYELİĞİ İLE TAÇLANMASININ ZAMANI ÇOKTAN GELDİ”

Türk halkı için AB, en fazla, ekonomik refah, serbest dolaşım ve demokrasi ile özdeşleştirildiğii açıklayan İKV Başkanı Vardan şöyle devam etti: “AB üyeliğinden beklentimiz de bu yönde. Görülüyor ki, AB, Türkiye için anlamlı bir hedef olmaya devam ediyor. Dolayısıyla bu sürecin artık ülkemizin üyeliği ile taçlandırılmasının zamanı gelmiştir”.

“BİZ TÜRKİYE’NİN ÜYELİĞİNİN AB İÇİN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ OLACAĞINA İNANIYORUZ”

Konuşmasında Ömer Cihad Vardan, Türkiye’nin üyeliğinin AB için de bir başarı öyküsü olacağına inandıklarını ifade etti. Başkan Vardan sözlerine şöyle devam etti:

“Bu başarı, sadece ekonomi alanında da olmayacak. Aynı zamanda bir “barış projesi” de olan AB, halkının çoğunluğu Müslüman olan Türkiye ile bütünleştiğinde, bu proje, asıl anlamını bulacak. Ve günümüzde çatışmalarla kaynayan tüm dünyaya çok önemli bir barış mesajı verilecek. Dolasıyla bu sürecin, hiçbir şekilde inandırıcılığı ve tarihi temeli olmayan siyasi oyunlara alet ve feda edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sonuçta, Türkiye, bugünkü gelişmişlik seviyesi ile AB’ye kat-i surette yük olmaz, olsa olsa AB’nin yükünü alır”.

“KURUCU, MÜTEVELLİ VE DESTEKÇİLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Konuşmasının sonunda İKV’yi bugünlere taşıyan Kurucu İSO ve İTO’ya; başta TOBB olmak üzere tüm mütevelli ve destekçi kurumlara; eski Başkanlarına ve yönetim kurulu üyelerine ve emeği geçen tüm İKV çalışanlarına teşekkür eden İKV Başkanı Vardan, Haziran ayı başında gerçekleştirilecek seçimlerin Türkiye’ye hayırlı olması dileğinde bulundu.

   

 

2015

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT