TÜRKİYE’NİN AB UZMANI 50 YAŞINDA

TÜRKİYE’NİN AB UZMANI 50 YAŞINDA

İktisadi Kalkınma Vakfı’nın kuruluşunun 50. Yılı vesilesiyle, 9 Mayıs 2015 Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın katılımlarıyla, İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan’ın ev sahipliğinde, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ile  İKV’nin kurucu kuruluş Başkanları İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ve İTO Başkanı İbrahim Çağlar’ın da katıldığı ile bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya başta iş dünyası temsilcileri olmak üzere 400’e yakın konuk katıldı.

Toplantıda ayrıca, İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan, İKV tarafından yaptırılan, kamuoyundaki AB desteği ve halkımızın AB ile ilgili görüşlerini ortaya koyan, bugüne kadar ki en kapsamlı kamuoyu araştırmasının sonuçları açıklandı.

İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan ile TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, İKV2nin 50. Yılı anısına plaket takdim ettiği toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan eski İKV Başkanları Jak Kamhi, Davut Ökütçü ve Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu ile İKV’nin kurucu üyelerinden İbrahim Bodur’a birer plaket takdim etti.

 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN:

 “İKV, TÜRKİYE’NİN AB YOLCULUĞUNUN EN ÖNEMLİ AKTÖRLERİNDEN”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl 50. yaşına erişen İKV'nin bir anlamda Türkiye'nin AB yolculuğunun en önemli aktörlerinden biri olduğunu belirterek, vakıf mensuplarının 50 yıllık süreçte Türkiye-AB ilişkilerinin her aşamasının, her kriz ve sevinç anının bizzat içinde bulunduklarını, bu süreçte bilgilendirici ve eğitici çalışmalarıyla tıkanıklıkların aşılmasına, hem Türk özel sektörünün hem de kamuoyunun bilinçlenmesine katkı sağladıklarını vurguladı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN:

TÜRKİYE OLARAK HER FIRSATTA AB ÜYELİĞİNE STRATEJİK BİR ZAVİYEDEN BAKTIĞIMIZI İFADE EDİYORUZ”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 yıl önce 3 önemli dönüm noktasının geçildiğini ve müzakere sürecinin başladığını dile getirerek, 2005'te başlayan müzakere sürecinde bugüne kadar 14 fasıl açıldığı, tek faslın da geçici olarak kapatıldığını hatırlattı. Açılması gereken diğer fasıllar ise, şu an tamamen siyasi engellemelere takılmış durumda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, inişli çıkışlı bir şekilde de olsa 10 yıldır müzakere sürecimizi devam ettirmekte kararlıyız. Türkiye olarak her fırsatta AB üyeliğine stratejik bir zaviyeden baktığımızı ifade ediyoruz” dedi.

Açılmayan 23 ve 24 numaralı fasıllara değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu fasıllara ilişkin: “Tamamen siyasi, keyfi sebeplerle açılmayan fasıllarda da benzer bir ruh halini görüyoruz. Bloke edilen fasıllar arasında yer alan 'Yargı ve Temel Haklar' başlıklı 23. fasıl, ki görüştüğüm tüm Avrupa ülkeleri, 'Haklısınız, bunu en kısa zamanda sonuçlandıracağız' diyor. 'Adalet, Özgürlük ve Güvenlik' başlıklı 24. fasıl, AB tarafından öncelikle açılacak ve son kapanacak fasıllar olarak belirlendi" ifadelerini kullandı.

Katılım sürecinin omurgasını teşkil eden bu fasılların siyasi reform süreciyle doğrudan ilgili olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "AB'nin Türkiye'ye yönelik eleştirilerinin önemli bir bölümü de yine bu fasıllar kapsamına giriyor. Bir yandan Türkiye'yi bu konuda eleştiriyorlar, diğer yandan bu fasılların açılmasını engelleyerek AB müktesebatıyla entegrasyona mani oluyorlar. Madem bu kadar önem veriyorsun, öyleyse bir an önce fasılları aç ki, Türkiye bu yönde bir dönüşüm gerçekleştirsin. Ayrıca herhangi bir başlangıç kriteri bulunmayan 17 No’lu Ekonomik ve Parasal Politika faslı da halen müzakereye açılmadı. Ukrayna krizinin menfi etkileri sebebiyle enerji alanındaki iş birliğimizin önemi bu kadar ortadayken 15 No’lu Enerji faslının açılmamış olmasını da anlamakta zorlanıyoruz."

“AB’NİN TÜRKİYE’YE HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK İHTİYACI VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin, yaşanan bölgesel ve uluslararası gelişmeler ışığında artık daha farklı bir şekilde ele alınması gerektiğine işaret ederek şöyle söyledi: "Suriye'den Ukrayna'ya, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar bölgemizde cereyan eden hadiseler ve giderek büyüyen bölgesel tehditler karşısında Türkiye ve AB beraber hareket etmek mecburiyetindedir. Bunun başka çaresi yoktur. AB'nin hem küresel finans krizinin etkileri hem de iç dinamiklerindeki kırılganlık sebebiyle Türkiye'ye her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır. Çünkü ülkemiz, kritik gelişmelerin yaşandığı çalkantılı bir coğrafyada olmasına rağmen gerek ekonomik performansı gerekse siyasi istikrarıyla adeta bir güven ve huzur abidesi durumunda. Siyasette, dış politikada, ekonomide milletimizin arzularıyla örtüşen, hedefleriyle bütünleşen bir politika ortaya koyduk ve hamdolsun bu çizgiyi 12 yıldır devam ettiriyoruz."

“AB, TÜRKİYE’Yİ DIŞLAMAMALI; TAM TERSİNE TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİNİ DAHA İLERİYE TAŞIMALIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'nin gerek siyasi çalkantılar gerekse içe dönük politikalar sebebiyle sürekli kan kaybettiğini belirterek, "Birliğin, yeniden küresel güç konumuna yakışır bir vizyon benimsemeye ihtiyacı var. Bunun için de genişleme müzakerelerini tutarlı, ilkeli ve hakkaniyete uygun bir şekilde yürütmesi gerekiyor. Bizim yeni Türkiye hedefimiz, asla AB'den bağımsız değildir. Daha güçlü, daha müreffeh, daha demokrat bir Türkiye'yi ifade eden yeni Türkiye hedefimize, AB tam üyeliğimizle daha hızlı şekilde ulaşabileceğimize inanıyoruz. Türkiye-AB ilişkilerini kazan-kazan stratejisine dayalı olarak bugünlere getirdik. Aynı anlayışla devam ettirmek istiyoruz. Türkiye ve AB, dış politikadan ekonomik ve ticari ilişkilere, güvenlikten sınır yönetimine, istihdamdan göç politikalarına kadar geniş bir alanda ortak faydayı paylaşıyor. Bölgemizdeki çatışmalar, AB'nin Türkiye'yi dışlamasını değil, tam tersine Türkiye ile ilişkilerini çok daha ileriye taşımasını gerekli kılıyor” dedi.

“AB VİZYONUMUZU MİLLETİMİZ ÇİZİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde perspektifini tayin edenin de yol haritasını belirleyenin de millet olduğunu belirterek şunu söyledi: "Burada öz güvenimizi asla kaybetmeyelim. Tüm adımlarımızı, milletimizin arzusu, talebi doğrultusunda attık. Reformları da aynı şekilde milletimizin rızası ve onayıyla gerçekleştirdik. Bundan sonraki yol haritamızı da bir defa kesinlikle milletimiz çizecektir." Türkiye'nin artık müzakere sürecini çok daha farklı bir boyuta taşımak istediğini ve 18 Eylül 2014'ten itibaren yeni bir vizyon ortaya konulduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde Türkiye'nin yeni AB stratejisinin inşa edildiği üç temeli, "siyasi reform sürecinde kararlılık", "sosyoekonomik dönüşümde süreklilik" ve "iletişimde etkinlik" şeklinde sıraladı.

 

AB BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ VOLKAN BOZKIR:

“İKİ BUÇUK SENE SONRA TÜM VİZELER KALKMIŞ OLACAK”

İKV'nin Kuruluşunun 50. Yılı Etkinliğinde konuşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Avrupa Parlamentosu tarafından 1915 olaylarına yönelik alınan kararın hukuki olmadığı yönünde AB Adalet Divanı tarafından 2003'te alınmış bir karar bulunduğunu belirterek, "Eğer bu şekilde, sürekli Türkiye'yi rahatsız edecek, Türkiye'nin hak etmediği ifadelerle kararlar çıkartacak olursa, bunun ne ilişkilerimize ne Avrupa Parlamentosu'na faydası olacaktır" dedi.

“GÜMRÜK BİRLİĞİNDE 300 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİNE ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ”

Gümrük Birliği'nin, Türkiye ile AB arasında önemli bir ilişki olduğunu belirten Bozkır, şöyle devam etti:??"Şu an 150 milyar dolar ticaret hacmimiz var. Bunu güncelleştirme kararı aldık ve önümüzdeki Ocak ayında, tarım, hizmetler ve kamu alımları dahil edilerek, yaklaşık 300 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşmayı hedefliyoruz. Bizi çok rahatsız eden 20 sene önceki anlaşmada, ya unutulan ya da gerçekleştirilemeyen, AB'nin 3. ülkelerle bir anlaşma imzalaması durumunda, bunun otomatik olarak Türkiye'ye uygulanmaması keyfiyeti de bu tercih ettiğimiz maddeyle umarım Türkiye için sorun olmaktan çıkacak ve AB ile ABD arasında imzalanacak TTIP anlaşmasına otomatik olarak yansıyabilecek bir madde haline gelecektir."

“İKİ BUÇUK SENE SONRA TÜM VİZELER KALKMIŞ OLACAK”

AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, AB ile Türkiye arasındaki vize şartları nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığını ve bu durumun 1980 darbesine dayandığını anlattı.??Bozkır, şimdi ise bunu kaldırmaya çalıştıklarını kaydederek, "Bu konuda önemli müzakereler yapıldı. Vizelerin tamamen kaldırılmasını bir anlaşmaya bağlayan formül içinde ilerliyoruz. 2,5 sene sonra tüm vizeler kalkmış olacak. Eğer kalkmazsa, yeni gümrük antlaşmasını ondan sonraki 6 ay içinde feshetme hakkımız var. Böyle bir şey olmayacak ama bu konu bizim için çok önemli" şeklinde konuştu.

TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU:

“AB’YE BAKIŞIMIZ KAZAN-KAZAN ESASINA DAYANIYOR”

İKV'nin Kuruluşunun 50. Yılı Etkinliğine katılan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Kurucu ve Mütevelli kurumlar adına gerçekleştirdiği konuşmasında, iş dünyası olarak AB’ye bakışlarının kazan-kazan esasına dayandığını vurguladı.

Türkiye’nin üyeliğinin gerçekleşmesiyle, demokrasinin kazanacağını, insanların kazanacağını belirten Hisarcıklıoğlu, “Gençler ve kadınlar kazanacak; İşçiler kazanacak; Esnaf kazanacak; Çiftçiler kazanacak. Yani toplumun tüm kesimleri kazanacak. Aynı şekilde, AB de kazanacak. Türkiye’nin üyeliği ile AB, siyasi ve iktisadi olarak daha güçlü ve dinamik hale gelecek. Bu sayede bölgesel ve küresel istikrar kazanacak; dünya barışı kazanacak” dedi.

İKV’nin,  50 yıl önce, iş dünyası tarafından bu vizyonla kurulduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, TOBB’un, 50 yıldır, bu vizyonla İKV'ye sahip çıktığını ve gelişmesine katkı sağladığını dile getirdi.

AB ÜYELİK SÜRECİ KAPSAMLI REFORMLAR GEREKTİRİYOR”

Kurucu ve Mütevelli kurumlar adına yaptığı konuşmada TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “AB üyelik süreci, kapsamlı reformlar gerektiriyor. Geçtiğimiz dönemde, özellikle sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye bu alanda çok önemli mesafe aldı.  Kopenhag siyasi kriterlerini karşılamak için çok ciddi reformları hayata geçirdik. Hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve işleyen bir piyasa ekonomisi konusunda köklü reformlara imza attık”.

“VİZE SERBETLİĞİ DİYALOĞU BİR AN ÖNCE TAMAMLANMALI”

Başta enerji olmak üzere, ekonomik ve parasal politikalar, yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarında müzakerelerin bir an önce açılmasını isteyen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bu fasılların müzakerelere açılmasının Türkiye için de AB için de yararlı olacağını açıkladı.

“GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN MODERNİZASYONU GÜNDEMİMİZDE”

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Vize sorunumuz var. Vize serbestisi diyalogunu bir an önce tamamlamalıyız. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu gündemimizde. 2 Mayıs 2015 tarihinde sayın Başbakanımız TOBB Genel Kurulu'nda bu konudaki gelişmeyi açıkladı. Kısa sürede bu konudaki müzakerelerin başlamasını bekliyoruz. Bu konudaki kararlı tutumu için Hükümetimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ, BUNDAN SONRA DA TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Öte yandan AB ile ABD arasında yürütülen Trans-Atlantik Ticaret ve Yatırım Müzakerelerinin dışında kalınmaması gerektiği üzerinde duran TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıkıloğlu, “Bütün bu konularda hep birlikte çalışmalıyız. Seçimlerden sonra oluşacak Yeni Meclisimiz de AB üyelik sürecini geliştirmeye odaklanmalıdır.  İhtiyaç duyulan reformlar, tüm partilerinin katılımı ve uzlaşmasıyla süratle tamamlanmalıdır.  AB üyesi bazı ülke liderlerinin vizyonsuz, haksız, kabul edilemez tavırlarına rağmen, kendimiz için bunu başarmalıyız. Başaracağımıza da inanıyorum. Biz bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türkiye'nin AB üyeliği için çalışmaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

İKV BAŞKANI ÖMER CİHAD VARDAN:

“BU SÜRECİN ÜLKEMİZİN ÜYELİĞİ İLE TAÇLANMASININ ZAMANI ÇOKTAN GELDİ”

İKV'nin Kuruluşunun 50. Yılı Etkinliğinde açış konuşmasını yapan İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan şunları söyledi:

“BU KUTLAMAYI AB ÜYESİ BİR TÜRKİYE’DE YAPMAYI ARZU EDERDİK”

“Bugün sizlerle 1965 yılında İSO ve İTO tarafından kurulan ve o günden bu yana başta TOBB olmak üzere tüm Mütevelli ve Destekçi kurumları tarafından her açıdan desteklenen Vakfımızın 50. Yılını kutlamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.

“Bugün biz kurulduğu günden bu yana, çizgisini bozmadan, kuruluş amacına yönelik görüşler hazırlayan, dergiler, kitaplar yayınlayan, seminerler, paneller düzenleyerek kamuoyunu bilgilendiren, ülkemizin köklü ve itibarlı düşünce kuruluşunun yaş gününü kutlamak üzere bir aradayız. Bir yandan kurumumuz adına sevinçliyiz. Çünkü ülkemizde bu denli ayakta kalabilmiş çok sayıda kurumumuz bulunmamakta. Ancak bir bakıma da derinden üzüntülüyüz. Bugün, 9 Mayıs Avrupa gününde, bu kutlamayı bir “AB üyesi Türkiye” olarak yapmak arzu ederdik. Yıllarca ortaya konan tüm gayretlerin, harcanan tüm çabaların tam anlamıyla karşılık bulmamış olması, bizleri üzüyor.”

“AB TÜRKİYE’YE KARŞI SAMİMİ VE ADİL BİR POLİTİKA İZLERSE, TÜRKİYE BUNA MİSLİYLE KARŞILIK VERECEKTİR”

İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan toplantının açış konuşmasına şöyle devam etti:

“Bütün bunları görünce, büyüklerimizin bu yolu tarif ederken, “uzun ve ince bir yol” dedikleri bir kez daha aklımıza geliyor. Doğru… ince bir yolda yürüdükçe yürüyoruz. Bu yolda engellerle karşılaşıyor, onları da aşmaya çalışıyoruz. Ancak bizim artık bu yolda tek bir beklentimiz var, o da; AB’nin savunduğu ve kendi temellerini oluşturan demokratik ve adil düşünce tarzının, Türkiye için de uygulanması”.

“Biz inanıyoruz ki, AB, Türkiye’ye karşı samimi ve adil bir politika izlerse, Türkiye buna misliyle karşılığını verecektir”.

“TÜRKİYE’DE HALKIN YÜZDE 61’İ AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYOR”

 

İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan, toplantının açış konuşmasında İKV tarafından Realta Araştırma Şirketi’ne, Türkiye genelinde AB’ye ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin belirlenmesi ile Türkiye’de AB üyeliğine destek konusundaki görüşlerin incelenmesi amacıyla yaptırılan kamuoyu araştırma çalışmasının sonuçlarını şu şekilde özetledi:

“AB’yi duyuyoruz; ama bilmiyoruz.”

Araştırmaya katılan her 5 kişiden 4’ü AB’yi daha önce duyduğunu ifade etmekle birlikte, katılımcıların %85’i AB hakkında ‘hiç’ veya ‘biraz’ bilgi sahibi olduğunu belirtmiştir.  Bu durum Türkiye kamuoyunda AB konusunda genel olarak bilgi eksikliğinin bulunduğuna işaret etmektedir.

AB hakkında bilgi düzeyinin coğrafi dağılımına bakıldığında, Türkiye’nin batısından doğusuna gidildikçe AB’ye ilişkin bilgi düzeyinin azaldığı görülmektedir. Bunun yanında genç nüfusta AB bilinirliğinin daha fazla olduğu görülmekte, yaş ilerledikçe AB hakkındaki bilgi seviyesi düşmektedir.

“AB’yi medyadan ve internetten takip ediyoruz.”

Araştırma AB hakkında yaygın bilgi kaynaklarının geleneksel medya araçları (televizyon, gazete, radyo) ile internet olduğunu göstermektedir. Her ikisi birlikte AB hakkındaki bilgi kaynaklarının neredeyse %80’ine denk gelmektedir. Bilgi kaynaklarına ilişkin şaşırtıcı bir diğer sonuç ise, Türk ve AB resmi kurumlarının AB konusunda bilgi kaynağı kullanımının son derece düşük olduğudur.

“Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyoruz ama üyeliğe olan inancımız azalıyor.”

Türkiye’de kamuoyu AB üyeliğini desteklemekle birlikte, Türkiye’nin AB’ye üye olacağına inanmamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de AB üyeliğine destek %61,8 iken, Türkiye’nin AB üyesi olacağına inananların oranı sadece %30’dur. Benzer şekilde araştırma katılımcılarının %73’ü de Türkiye’nin AB üyeliğine olan inançlarının azaldığını ifade etmektedir.

“Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyoruz, ama kısa zamanda üye olmayı beklemiyoruz.”

Araştırmaya katılanların %77’si önümüzdeki beş yıl içinde Türkiye’nin AB üyesi olmasını beklememektedir.

“Gençler AB üyeliğinden daha umutlu”

45 yaşın altındaki nüfusun AB üyeliğinin gerçekleşeceği konusunda daha umutlu olduğu görülmektedir.

“AB üyeliğine desteğin nedenleri: Ekonomik gelişmişlik düzeyinin artması ve serbest dolaşım”

Katılımcılarının yaklaşık yarısı, Türkiye’nin AB üyeliğini refah ve ekonomik gelişmişlik düzeyinin artması ile serbest dolaşım imkânlarına erişim sağlanacağı gerekçeleriyle desteklemektedir.

“Temel kaygı: Taraflı yaklaşım ve kimlik”

Araştırma sonuçları AB üyeliğini desteklememe sebeplerinin başında AB’nin Türkiye’ye yönelik uyguladığı çifte standartlı yaklaşımı göstermektedir. Aynı zamanda, her 4 katılımcıdan 1’i AB üyeliğinin Türk kültür ve kimliğine zarar vereceği kaygısını taşımaktadır.

“AB üyeliği ekonomik açıdan yararlı”

Araştırma katılımcılarının yaklaşık yüzde 65’i Türkiye’nin AB üyeliğini ekonomik açıdan yararlı bulmaktadır. Bunun yanında araştırmaya katılan her 3 kişiden biri Türkiye’nin ekonomik açıdan AB’ye ihtiyacı olmadığını düşünmektedir.

İKV tarafından Realta Araştırma Şirketi’ne yaptırılan, Türkiye kamuoyunda AB’ye ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin belirlenmesi ile Türkiye’de AB üyeliğine destek konusundaki görüşlerin incelendiği araştırmanın sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz.
 

 

2015

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT