AB LİDERLERİ BRÜKSEL’DE BİR ARAYA GELDİ; ZİRVEYE UKRAYNA DAMGASINI VURDU
AB Liderleri 12 Şubat 2015 günü, Ukrayna, terörle mücadele ve Ekonomik Parasal Birlik gündemi ile Gayri Resmi AB Konseyi toplantısında Brüksel’de bir araya geldi. Ukrayna krizine ilişkin Dörtlü Zirve ve Zirve sonucundan çıkan ateşkesin hemen ardından gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesine, Ukrayna krizine ilişkin alınan ateşkes kararı damgasını vurdu.
AB LİDERLERİ UKRAYNA KONUSUNDA TEMKİNLİ
11 Şubat 2015 tarihinde Ukrayna krizinin çözümüne yönelik Belarus’un başkenti Minsk’te, Rusya Devlet Başkanı Putin, Almanya Başbakanı Merkel, Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko ve Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’nin, 15 saatten fazla süren görüşmenin sonucunda Ukrayna’nın doğusunda ateşkesin sağlanması konusunda anlaşmaya varması, AB Liderler Zirvesinin ana gündem maddesini oluşturdu.
Zirvede Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko, AB liderlerine Ukrayna’nın doğusundaki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Minsk’te varılan anlaşmadaki başlıca konuları ve anlaşmaya ilişkin görüşlerini AB liderlerine aktaran Merkel ve Hollande’nin ise, anlaşmaya temkinli destek verdikleri gözlendi. Zirvenin ardından açıklama yapan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da, anlaşmaya temkinli destek verdiklerini belirterek, AB olarak, anlaşma hükümlerinin eyleme geçirilmesine verdikleri öneme dikkat çekti. Yaşanan çatışmalarda gerçek anlamda şiddetin önlendiğini görmeleri gerektiğini belirten Tusk, konunun yalnızca Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü ile ilgili olmadığını, bunun ötesinde Avrupa’nın 1989 sonrası jeopolitik düzeninin de tehlikede olduğunu vurguladı.
Zirve kapsamında AB liderleri, Minsk’te varılan anlaşmanın uygulanmasının AB tarafından ne şekilde desteklenmesi gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulundu. Zirvede AB’nin, Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroshenko’nun Ukrayna’da barışın sağlanması yolundaki çabalarını ve Ukrayna’nın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasını desteklemekte birlik olduğu mesajı verildi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, IMF’nin Ukrayna’da ekonomik reformların desteklenmesi için açıkladığı programı memnuniyetle karşıladığını belirtti.
İÇ GÜVENLİKTE DAHA FAZLA İŞBİRLİĞİ
Hatırlanacağı üzere Ocak ayı başında Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yönelik saldırı ve sonrasında yaşananlar AB’yi, iç ve dış sınırlarında güvenliğe ilişkin politikalarını yeniden gözden geçirmeye itmiş; saldırılardan hemen sonra Paris’te bir araya gelen AB üye ülke İçişleri Bakanları, terörle mücadele kapsamında bazı alanlarda çalışmalara hız verme kararı almıştı.
Paris’teki ilk buluşmayı takiben 29 Ocak 2015 tarihinde AB Dönem Başkanı Letonya’nın ev sahipliğinde Riga’da bir araya gelen AB üye ülke Adalet ve İçişleri Bakanları da, açıkladıkları “Riga Ortak Açıklaması” başlıklı bildiri ile, Avrupa çapında terörle etkin mücadele kapsamında AB’nin adımlarını sıklaştıracağı alanlara ilişkin somut eylemleri sıralamış ve AB Liderler Zirvesinin bu konudaki gündemini belirlenmişti.
12 Şubat 2015 tarihinde gerçekleşen Zirveden ise, iç güvenlikte daha fazla işbirliği kararı çıktı. Bu kapsamda AB Liderler Zirvesinden çıkan kararlar şunlar:
- AB çapında ortak bir PNR uygulamasının oluşturulmasına hız verilmesi,
- Schengen sınır kontrollerine ilişkin kuralların değiştirilerek, AB üye ülke ve üçüncü ülke vatandaşlarının giriş-çıkışlarına ilişkin verilerin devamlı ve daha sistemli halde tüm üye ülkelerle ve uluslararası örgütler ile paylaşılması,
- Terörün finansmanı ve kara para aklama ile daha etkin mücadele edilmesi,
- Terörle mücadele kapsamında bilgi paylaşımı ile uluslararası işbirliğinin artırılması,
- Radikalleşme ile mücadele kapsamında, başta sosyal medya olmak üzere radikalleşmenin hızla yayıldığı mecraların daha etkin takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması.
YUNANİSTAN İÇİN BEKLEYİŞ SÜRÜYOR
Zirve gündeminin bir diğer önemli konu başlığını ise, yapısal reformların daha etkin şekilde uygulanması başta olmak üzere Avro Alanı’nda ekonomik yönetişimin iyileştirilmesiydi. Yunanistan konusunda, Eurogroup (Avro Alanı Maliye Bakanları Grubu) Başkanı Jeroen Dijsselbloem 11 Şubat tarihinde gerçekleştirilen Eurogroup toplantısı sonuçları hakkında liderleri bilgilendirirken, AB Liderleri Yunanistan’ın borcu ile ilgili müzakereleri 16 Şubat 2015 tarihinde düzenlenecek Eurogroup toplantısına erteleme kararı aldı. Yunanistan Başbakanı Tsipras ile Eurogroup Başkanı Dijsselbloem ise, ilgili kurumlar ile birlikte konuyla ilgili teknik değerlendirme hazırlamakla görevlendirdi.
İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem NAS: “SORUNLARIN AŞILMASI İKİ TARAFIN DA YARARINA OLACAKTIR”
Minsk’te gerçekleştirilen Ukrayna Zirvesi’nin ardından toplanan AB Liderler Zirvesi’nden Ukrayna’da ateşkese ilişkin gelen temkinli açıklamaları yorumlayan İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, şunları söyledi:
“Ukrayna krizinin çözüme kavuşturulması, Avrupa düzeninin korunması açısından öncelik taşıyor. Rusya gerek 2008 Gürcistan Savaşı’nda, gerekse, Kırım’ın ilhakı ve Ukrayna’nın Doğusunda ayrılıkçılara verdiği destek ile, Avrupa devlet düzenini tehdit eden adımlar attı. Bu düzen Soğuk Savaş sonrası dönemde, AB, Avrupa Konseyi ve AGİT gibi uluslararası kuruluşlar çerçevesinde garanti altına alınmaya çalışılıyordu. Öte yandan, Avrupa’da devlet düzeninin Soğuk Savaş sonrasında, önce Balkanlarda değiştiğini ve ilk örneklerin Çekoslavakya’nın barışçı bir şekilde ayrılmasını bir kenara bırakırsak, Yugoslavya’da yaşandığını gözlemliyoruz. Kosova vakası, Rusya’nın da sık sık gündeme getirdiği bir örnek oluşturdu. Kosova’nın bağımsızlığına giden yolun Batılı güçlerin desteği ile kat edildiği eleştirisi de Rus yetkililer tarafından yapılıyor ve Gürcistan ile Ukrayna krizlerinde Rusya’nın tavrını meşrulaştıran bir argüman olarak kullanılıyor. Dolayısıyla, olan biten için sadece Rusya’yı suçlamak haksızlık olur. Rusya açık bir şekilde uluslararası hukuku ihlal etmiştir. Ama realpolitik açısından bakılırsa, Doğu Avrupa’da, Baltıklar ile Rusya sınırları arasında kalan bölgede, AB’nin uyguladığı politikalar, Putin yönetimini, “arka bahçesi” olarak gördüğü coğrafyada tekrar hakimiyetini hissettirmek için harekete geçmeye itmiştir. AB ise Rusya’ya karşı bu coğrafyada güç kullanmayı göze alamayacağı için, güç kullanmanın dışındaki yöntem olan yaptırımları uygulamıştır. Sonuç olarak, dün Minsk Anlaşması’nın uygulanmasına yönelik varılan anlaşma her şeye rağmen olumlu bir gelişmedir. AB Liderleri gelişmelere temkinli olarak yaklaşsa da, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar AB ülkelerini de olumsuz etkilemektedir. Bir an önce sorunların aşılması iki tarafın da yararına olacaktır. Rusya lideri Putin’in son günlerde Ortadoğu, Yunanistan ve Kıbrıs’taki manevraları ile kaybettiği kozları geri kazanmaya çalıştığı görülmektedir. Putin’in Rus ekonomisinin durumunu düşünerek, yaptırımların bir an önce kaldırılmasına yönelik olarak yayılmacı tutumunu rafa kaldırması beklenir”.
İKV Genel Sekreter Yardımcısı Melih ÖZSÖZ: “GÜVENLİKTE YENİ TEDBİRLER TÜRK VATANDAŞLARINI DA YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR”
İKV Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü Melih Özsöz ise, AB’nin iç güvenliğe ilişkin yeni tedbirleri konusunda şunları söyledi:
“Türkiye, AB’nin terörle mücadele gündeminde üst sırada yer alan ülkelerden biri. Türkiye’nin özellikle AB ülkelerinden Suriye’ye geçişlerdeki kilit ülke olması, bu alanda AB’nin Türkiye ile işbirliğini artırması ihtiyacını da ortaya çıkarmış durumda. Paris saldırıları ve sonrasında yaşanan gelişmeler çerçevesinde, terörle mücadelenin giderek Avrupa’da gündemi belirlemesinin Türkiye’yi farklı açılardan etkilemesini beklemek mümkün. Tabi ki, bu sürecin Türkiye’nin AB üyelik perspektifi üzerindeki etkileri ele alınmalı ve AB’de giderek artan güvenlik endişelerinin Türkiye’nin AB sürecini bloke etmeye yönelik olarak kullanılmasına izin verilmemeli”.
Ortak PNR uygulaması ve Schengen Sınır Koduna yönelik muhtemel değişikliklerin, Avrupa’ya seyahat etmek isteyen Türk vatandaşlarını da yakından ilgilendirdiğini ifade eden Özsöz şunları söyledi: “Ortak PNR uygulaması veya Schengen sınır yönetimi kurallarında gerçekleşmesi muhtemel bir sıkılaştırma, tüm üçüncü ülke vatandaşları gibi, 1980’li yıllardan bu yana AB üye ülke topraklarına girişte zorunlu vize uygulamasına tabi olan Türk vatandaşlarını da yakından ilgilendirmekte. AB’nin ortak PNR uygulaması kapsamında Türkiye’den veri paylaşımı talebi ile karşılaşabiliriz. Bunun yanında, mevcut Schengen Sınır Koduna yönelik sıkılaştırma tedbirleri, AB ile vize muafiyeti sürecinde olan Türkiye için kritik öneme sahip. Anlaşılan o ki, hem AB üye ülke vatandaşlarının, hem de üçüncü ülke vatandaşlarının, AB üye ülke topraklarına giriş ve çıkışına ilişkin Schengen Sınır Kodu kurallarında yapılacak değişiklikler ile, sınır kontrolleri sıkılaşacak ve giriş-çıkışa ilişkin veriler devamlı ve daha sistemli halde tüm üye ülkelerle ve uluslararası örgütler ile paylaşılacak.”
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT