TERÖRLE MÜCADELE VE SCHENGEN VİZESİ

İKV Açıklaması

13 Ocak 2015, İstanbul

Terörle Mücadele Özgürlükleri Kısıtlamamalı

Fransa’nın başkenti Paris’te, mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yönelik düzenlenen saldırı ve ertesinde yaşanan gelişmeler sonrasında, Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve’nin çağrısı ile 11 Ocak 2015 tarihinde bir araya gelen AB üye ülke İçişleri ve Adalet Bakanları toplantısından, bir daha böyle üzücü olayların yaşanmaması için üye ülkeler arasında diyaloğun geliştirilmesine yönelik çabaların artırılacağı mesajı çıkmıştır.

Toplantı sonrasında AB üye ülke İçişleri ve Adalet Bakanları tarafından yapılan ortak açıklama, terörün Avrupa toplumlarında nefret, öfke ve ayrımcılık yaratmasının önüne geçebilmek için önümüzdeki dönemde daha sıkı tedbirlerin alınması yönünde ortak iradeyi ortaya koyarken, konunun 29 Ocak 2015 tarihinde Riga’da gerçekleştirilecek gayri resmi Adalet ve İçişleri Konsey toplantısında kapsamlı şekilde ele alınacağı ifade edilmiştir.

AB üye ülke İçişleri ve Adalet Bakanları tarafından yapılan ortak açıklamada, Avrupa çapında iç güvenliğin artırılması ve terörle daha etkin mücadele edilmesi için, Avrupa iç ve dış sınırlarının kontrolü konusu üzerinde hassasiyetle durulmaktadır. Bu çerçevede, hem AB üye ülke vatandaşlarının, hem de üçüncü ülke vatandaşlarının, AB üye ülke topraklarına giriş ve çıkışa ilişkin Schengen Sınır Kodu kurallarının değiştirilmesinin gündeme gelebileceği tartışılmaktadır.

Söz konusu tartışmalar ve Schengen Sınır Kodu kurallarında gerçekleşmesi muhtemel bir sıkılaştırma, hiç şüphesiz, 1980’li yıllardan bu yana AB üye ülke topraklarına girişte zorunlu vize uygulamasına tabi olan Türk vatandaşlarını da yakından ilgilendirmektedir. Bu noktada unutulmaması gereken, terörle mücadelenin özgürlükleri kısıtlamaması gerektiğidir.  Terörle mücadele en etkili biçimde ilgili bakanlıklar, adli makamlar, polis ve istihbarat teşkilatları arasında etkin işbirliği ve eşgüdüm yoluyla gerçekleştirilebilir. Vize politikasının sıkılaştırılması, terörle mücadeleye katkı sağlamayacağı gibi, terörle ilgisi bulunmayan, dürüst vatandaşların cezalandırılması gibi adil olmayan bir duruma yol açacaktır.

Hatırlanacağı üzere Aralık 2013 tarihinde Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması ile birlikte, Türk vatandaşlarının “vizesiz Avrupa” hayalini gerçekleştirmede kilit öneme sahip “Vize Serbestliğine ilişkin Yol Haritası” süreci resmiyet kazanmıştır. Bu çerçevede Türkiye’ye ait yol haritasında öngörülen kriterler, sadece Türk vatandaşlarının AB üye ülkelerine vizesiz girişlerine ilişkin olmamakla birlikte, Türkiye’nin iç ve dış sınır güvenliği ve Türkiye’deki sınır kontrolleri ile de yakından ilgilidir. Hatta Avrupa Komisyonu, Ekim 2014 tarihinde yol haritasına ilişkin yayımladığı birinci Değerlendirme Raporunda da, Türkiye’nin yol haritası kapsamında mevcut kriterlerin birçoğunu karşıladığını teyit etmektedir.

Dolayısıyla vize serbestliği diyaloğu süreci ile Türkiye, geri kabul ve vize serbestliği süreçleri ile halihazırda kendi iç ve dış sınır güvenliğini artırırken, AB’nin de sınır güvenliğine katkıda bulunmaya devam etmektedir. Bu noktada AB, özgürlükler ile güvenlik arasındaki dengeyi iyi kurmak durumundadır. Bu çerçevede uzun süredir Türk vatandaşlarına yönelik AB üye ülke vize uygulamaları konusunda yoğun çaba sarf eden İktisadi Kalkınma Vakfı olarak, Fransa’da gerçekleştirilen bu menfur saldırıyı bir kez daha kınarken; önümüzdeki dönemde kişilerin serbest dolaşımına ilişkin olarak, Avrupa iç ve dış sınırlarının kontrolü alanında yaşanması muhtemel gelişmelerin, ülkemizin AB ile yürütmekte olduğu vize serbestliği diyaloğu sürecine zarar vermemesini temenni ediyoruz.

İktisadi Kalkınma Vakfı

Konuya ilişkin İKV Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü Melih Özsöz’ün Dünya Gazetesinde yayımlanan görüşü için tıklayınız.

2015

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT