İKV KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KONULU YUVARLAK MASA TOPLANTISI DÜZENLEDİ

 Sivil toplum, akademi çevreleri ve iş dünyasından uzman bir katılımcı kitlesine ev sahipliği yapılan toplantıda İKV Uzman Yardımcısı Ahmet Ceran tarafından hazırlanan Türkiye’de ve AB’de Kişisel Verilerin Korunması başlıklı yayının tanıtımı da gerçekleştirildi.

Etkinliğin açış konuşmasını İKV Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü Melih Özsöz yaptı; ardından da Ahmet Ceran’ın çalışmanın bulgularına ilişkin sunumuyla birlikte Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan ve ELİG Ortak Hukuk Bürosu Yönetici Ortağı Gönenç Gürkaynak ilham verici görüşlerini katılımcılarla paylaştı; akabinde tartılma oturumuna geçildi.

Melih Özsöz açış konuşmasında Türkiye-AB ilişkilerinde girilen yeni döneme, kazanılan ivmeye değindi. Katılım müzakereleri, vize serbestliği diyaloğu ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi tartışmaları açısından kişisel verilerin korunması konusunun önemini vurguladı. Diğer yandan uluslararası sistemin ötesinde bireylerin sosyal yaşamları ve internet kullanımları açısından da kişisel verilerin büyük yer kapladığının altını çizdi.

İKV Uzman Yardımcısı Ahmet Ceran çalışmanın çıktılarını katılımcılarla paylaştığı sunumuna başlarken, hazırlanan bu yayının sorunlara çözüm getirmekten öte sorunları ortaya koymaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye odaklandığını ifade etti. Ahmet Ceran bu alandaki en temel sorunlardan biri olarak Türkiye’de AB standartlarında bir veri güvenliği mevzuatı bulunmamasını gösterdi. İKV’nin çalışmalarının bu alana yoğunlaşmasının sebebinin; Türkiye-AB katılım müzakerelerinin ilgili fasıllarına uyum, vize serbestliğinin sağlanması ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi açısından meselenin ehemmiyeti olduğunu öne sürdü. Öte yandan AB’de de bu alanda her geçen gün korumacılığın ve sağ eğilimlerin arttığı bir dönemde, konuya ilişkin ilk uluslararası nitelikte düzenleme olan 108 sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesini yürürlüğe koymayan tek Konsey üyesi olan Türkiye’nin işinin zor olduğunu ifade etti.

Oya Özarslan ve Gönenç Gürkaynak ilham verici konuşmalarında kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliğinin sınırları, bilgiye erişim hakkı ve ifade özgürlüğü gibi bağlantılı haklarla konunun ilişkisi ve Türkiye’de temel hak ve özgürlükler kültürü gibi temel, öncelikli konulara değindi.

En güncel açık veri endekslerine bakıldığında Türkiye’nin 102 ülke arasında 82’nci sırada yer aldığı ve kişisel haklarla açık veri konusunun çakıştığı alana doğru ilerlendiğine değinildi.  Siyasilerin bu kapsamda farklı ele alınması, Türkiye’de siyasilerin mal varlıklarını ve seçim kampanyası finansmanlarının açık olarak paylaşılmasının da sağlanması gerektiği bu kapsamda değerlendirildi. “Ne zaman kişisel alanıma giriliyor?” sorusunun dünya genelinde bir bahane olarak kullanıldığı, İngiltere, Hırvatistan ve Meksika gibi bir takım ülkelerde halkın siyasilere etkin şekilde hesap sorabildiği belirtildi.

Türkiye’de özel hayatın gizliliği ile kişisel verilerin korunmasının sınırları ile ifade özgürlüğünün bu alandaki konumunun çatışmalı bir mesele haline geldiği de toplantıda öne çıkan değerlendirmelerden biri oldu. Türkiye’de sınırlarının soyut olduğu, unutulma hakkı gibi bu tür alanların suiistimale açık olduğu belirtildi. Kişisel verilerin korunması konusuna adanmış iki müessesenin gerekliliği vurgulandı: mevzuat ve kurum. Tasarı halindeki mevzuatın sert ve özgürlük kısıtlayıcı; oluşturulması öngörülen kurulun ise bağımsızlık açısından sorunlu olabileceği değerlendirildi. Kişisel verilerin depolanması ve paylaşımına ilişkin olarak iki kriterin altı çizildi; kişinin belirlenebilirlik sınıfına girmesini sağlaması ve kişinin rızası.

Verilerin işlenmesi konusu da toplantının gündeminde yer buldu. Verilerin etkin şekilde işlenebilmesinin sunacağı önemli maddi kazançlara ve ARGE potansiyeline değinildi. Bu alandaki düzenlemelerin yurt dışı örneklerle karşılaştırılarak yapılması gerektiğinin altı çizildi. MİT Kanunu gibi, kamu kurumlarına kişisel verilerin işlenmesi noktasında geniş yetki veren bir takım mevcut düzenlemelerin çekince yaratabildiği belirtildi. Kişisel veriler işlenirken amaca ilişkin şeffaflığa gidilmesinin temel gereksinim olduğu vurgulandı. Kamu kurumları ve özel şirketler tarafından depolanan kişisel verilerin bu kurumlara statü olarak “ödünç verilmiş” durumda olduğu, veri sahibinin bilgilendirilmesi, aydınlatılması gerektiği belirtildi.

Toplantının tartışma oturumunda da tasarının AB standartlarına tam uyumlu olmadığı, AB çevrelerinde tasarının nasıl yankı bulacağının belirsiz olduğu; tasarının yürürlüğe girmesi halinde de kısa vadede uygulamanın etkin sağlanması noktasında zorluklar bulunduğuna ilişkin değerlendirmeler öne çıktı.

 

 

2015

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT