İKV, “TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ: MÜLTECİLER SORUNU, AB ÜYELİK SÜRECİ VE GÜMRÜK BİRLİĞİ” BAŞLIKLI PANELE KATILDI
Turgut Özal Üniversitesi’nin Ekonomik Sosyal ve Siyasal Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 17 Aralık 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen “Türkiye-AB İlişkileri: Mülteciler sorunu, AB üyelik süreci ve Gümrük Birliği” başlıklı panele İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, İKV Proje Müdürü Çisel İleri ve İKV Kıdemli Uzmanı Selen Akses katıldılar.
Panelin açılış konuşmaları Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulkadir Şengün ve Rektör Yardımcımı Prof. Dr. Muhammet Kösecik tarafından gerçekleştirildi. “Türkiye-AB İlişkileri: Mülteciler sorunu, AB üyelik süreci ve Gümrük Birliği” başlıklı panelin koordinatörlüğünü eski İKV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rıdvan Karluk tarafından gerçekleştirildi.
Açış konuşmalarının ardından başlayan panelin ilk konuşmacısı İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, “Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri-Mevcut Durum ve Sorunlar” başlıklı sunumunda Türkiye-AB müzakere sürecinin aşamaları, müzakere sürecindeki mevcut durum, Türkiye–AB ilişkilerinde sorunlar, AB üyeliğinden beklentiler ve önümüzdeki döneme ilişkin beklentilere değindi.
Türkiye ile AB arasında Ortaklık Anlaşması ile başlayan sürecin dönüm noktalarını anlatan İKV Genel Sekreteri Nas, müzakere sürecinin yavaş işlediğini belirterek, sadece 15 faslın müzakerelere açılırken, bir faslın geçici olarak kapatıldığını kaydetti. İKV Genel Sekreteri Nas açılması mümkün olan fasılları, “Sosyal Politika ve İstihdam”, “Rekabet” ve “Kamu Alımları” olarak sıralarken, açılması önerilen fasılların da, “Yargı ve Temel Haklar”, “Adalet Özgürlük ve Güvenlik” ve “Enerji” olduğunu ekledi.
İKV Genel Sekreteri Nas, başta Türkiye olmak üzere tüm aday ülkelerin tabii tutuldukları tarama ve müzakere süreçlerinin teknik aşamaları hakkında bilgi verdi. Bu süreçte aday ve üye ülkelerde sivil toplum ve hükümetlerde konuya ilişkin güçlü bir siyasi iradenin var olması gerektiğine işaret eden İKV Genel Sekreteri Nas, bunun bütün toplumun yapısal dönüşümünü gerektiren bir süreç olduğunu vurguladı.
Müzakere sürecindeki mevcut durumu değerlendiren İKV Genel Sekreteri Nas, bir yandan süreçte tıkanıklık yaşandığına ancak öte yandan AB tarafından müzakere çerçevesinin dışında başlatılan süreçlerin de bulunduğuna dikkat çekti. Bunlardan birinin, Aralık 2013’te imzalanan geri kabul anlaşması ile başlayan vize liberalizasyonu ve yol haritası, diğerinin ise Mayıs 2015 tarihinde açıklanan Gümrük Birliği’nin modernizasyonu süreci olduğunu dile getirildi. Önümüzdeki dönemde meydana gelebilecek gelişmeleri ele alan İKV Genel Sekreteri Nas, katılım sürecinin ivme kazanması gerektiğini, Gümrük Birliği’nin derinleşmesi ve düzensiz göçün önlenmesinde işbirliğine gidilebileceğini belirtti.
Panelin ikinci konuşmacısı İKV Proje Müdürü Çisel İleri konuşmasında, Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı Türkiye İlerleme Raporlarını değerlendirdi. 2015 Türkiye İlerleme Raporu’nun yeni nesil İlerleme Raporlarının ilkini oluşturduğunu dikkat çeken, İKV Proje Müdürü İleri, Türkiye’nin AB müktesebatına uyum kapsamında, her faslın için son bir yılda yaşanan gelişmeler ‘iyi düzeyde ilerleme’, ‘sınırlı düzeyde ilerleme’, 'ilerleme yok’ ve ‘geriye dönüş var’ olarak dört ayrı şekilde değerlendirilmekte olduğunu açıkladı. Fasıl özelinde ise, AB Türkiye’nin AB müktesebatına uyum ‘erken düzey’, ‘sınırlı düzey’, ‘orta düzey’, ‘iyi düzey’ ve ‘ileri düzey’ olarak beş ayrı kategoride sınıflandırılıyor.
Bu bağlamda, Öncelikle Türkiye’nin yerine getirmesi gereken Kopenhag kriterlerine değinen İKV Proje Müdürü İleri Türkiye’nin özellikle ifade özgürlüğü, toplama ve gösteri özgürlüğü ile kamu alımları alanlarında geriye gidiş yaşandığına dikkat çekti. Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’de hükümet kurumları arasında sorumlukların parçalı yapıda olması, Merkez Bankası’nın para politikasını yönetirken bağımsızlığına ilişkin endişelerin bulunması, makroekonomik dengesizlikler ve eğitimde cinsiyet eşitliği ve kalite sorunların bulunduğu ifade edildi.
Son olarak, İKV Proje Müdürü İleri, İlerleme Raporu ile AB yetkilileri önümüzdeki bir yılda Türkiye’nin neler yapması gerektiğine ilişkin bir liste belirlediklerini ve bu kapsamda Türkiye toplamda 87 ödevi bulunduğunu açıkladı.
Son olarak, İKV Kıdemli Uzmanı Selen Akses, katılımcılara, Gümrük Birliği’nin neden güncellenmesine ihtiyaç duyulduğu ve Türkiye’yi nasıl bir süreç beklediği hakkında bilgi verdi. Sunumunda, İKV Kıdemli Uzmanı Akses, geçtiğimiz son yıllar içerisinde, Gümrük Birliği’nin işleyişine ilişkin bazı sorunların ortaya çıktığı ve bunun Türkiye’nin ekonomik ve ticari ilişkilerine olumsuz yönde etkilediğini vurguladı. Değişen küresel ekonomik ve ticari koşullar neticesinde, Gümrük Birliği’nin işleyişi ve kapsamının yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacı duyulduğu belirtildi. Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girmesinden bu yana, hem Türkiye’nin hem de AB’nin ekonomik yapısı ve ticari çıkarları da önemli derecede değişime uğradığına dikkat çekildi. Bunların yanı sıra, İKV Kıdemli Uzmanı Akses, dünya ticaret sisteminde meydan gelen değişikliklerden bazı örnekler verdi: hizmet ticaretinde ve uluslararası yatırımlarda önemli artışlar yaşanması; fikri mülkiyet hakları, rekabet ve kamu alımları gibi ticarete ilişkin yeni konuların tartışılması; yeni korumacılık ve tarife dışı engellerinin ortaya çıkması ve yeni ekonomik aktörlerin uluslararası arenada oluşmasıdır. Bu değişimler sonucunda, DTÖ çerçevesindeki müzakerelerin ilerlemesinin iyice zorlaştığı ve küresel ekonomik aktörlerin artık serbest ticaret anlaşmalarına yöneldiklerine dikkat çekildi. İKV Kıdemli Uzmanı Akses, Gümrük Birliği nedeniyle AB’nin tercihli gümrük rejimine uyum sağlamakla yükümlü iken, Türkiye, halen AB üyesi olmadığı gerekçesiyle, AB’nin üçüncü ülkelerle yürüttüğü müzakere sürecine dâhil edilemediğini ve bu durum Türkiye aleyhine bir durum oluşturduğunu belirtti.
Son olarak, İKV Kıdemli Uzmanı Akses sunumunda Mayıs ayında Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik verilen karar sonrasında müzakerelerin resmi olarak başlayabilmesi için tarafların kapsamlı etki analizleri yapmaları, paydaşlar ile istişare sürecinde bulunmaları ve gerekli yetkili makamlarından müzakerelerin başlatılması için onay almaları gerektiğini ifade etti. AB ve Türkiye’nin bu süreçleri tamamlayıp resmi müzakereleri başlatmaları 2016 yılının sonunu bulması öngörülüyor.
Panelin soru ve cevap bölümünde, özellikle mülteci krizi ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın Türkiye’ye etkileri tartışıldı.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT