TTYO/TTIP MÜZAKERELERİNDE ŞEFFAFLIĞA İLİŞKİN ÖNEMLİ ADIM
AB Konseyi 9 Ekim 2014 tarihinde AB ile ABD arasında görüşmeleri süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTYO) için müzakere yetki belgesini kamuoyu ile paylaştı. “AB ile ABD arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığına ilişkin Müzakere Yönetmeliği” konulu 18 sayfadan oluşan belge, dünyanın en büyük ticaret anlaşmasının müzakere parametrelerini ortaya koyuyor.
“Belge, TTYO müzakerelerinin parametrelerini içeriyor”
Söz konusu müzakere parametreleri arasında, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması çerçevesinde işbirliğinin:
- insan haklarının korunması ve geliştirilmesi ile uluslararası güvenlik başta olmak üzere, ortak değerler üzerine kurulması;
- DTÖ kural ve yükümlülükleri ile uyumlu; dengeli ve kapsamlı bir işbirliğinin oluşturulması;
- Taraflar arasında mal ve hizmet ticaretinin karşılıklı serbestleştirilmesi ve ticarete ilişkin diğer alanlarda DTÖ sorumluluklarının ötesine geçilmesi hedeflenirken;
- Anlaşmanın tarafların hükümetlerini her düzeyde bağlayıcı olduğu ve;
- yapılacak ticaret ve yatırım anlaşmasında müzakerelerin, üç temel alan olan ‘Piyasaya erişim’, ‘Düzenleyici konular ve tarife-dışı engeller’ ve ‘Küresel ticarette paylaşılan risk ve fırsatları ele alacak kurallar, ilkeler ve yeni işbirliği’ konularında paralel şekilde sürdürüleceği ifade edilmekte.
“Müzakere sürecinin şeffaflığı açısından önemli adım”
Konsey tarafından kamuoyu ile paylaşılan müzakere yetki belgesinin en dikkat çekici maddesi ise, müzakere sürecinin şeffaflığına ilişkin düzenlemeleri içeren 40. ve 41. Maddeleri. “Bu Anlaşmadaki hiçbir konu AB veya Üye Devletlerdeki resmi belgelere erişime ilişkin yasaları etkilemez” şeklindeki bu madde, Temmuz 2013 tarihinden bu yana taraflar arasında devam eden süreç dikkate alındığında, ciddi bir ironi barındırıyor.
Hatırlanacağı üzere birçok sivil toplum örgütü, hatta anlaşmaya onay verecek olan Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri, TTYO müzakere sürecindeki şeffaflık eksikliğini sıklıkla dile getirmiş; söz konusu müzakereleri tüm AB üye ülkeleri adına yürütmekle görevli Avrupa Komisyonu da, müzakere yetki belgesinin kamuoyları ile paylaşılmasından yana bir tavır sergilemişti.
Bu çerçevede İKV olarak Anlaşmaya ilişkin Müzakere Yetki Belgesinin kamuoyu ile paylaşılmasını, sürecin şeffaflığını artırması açısından olumlu bir adım olarak nitelendiriyoruz.
“TTYO’nın Türkiye’ye olası etkilerini hatırlatmakta fayda var”
Süreci başladığı günden bu yana yakından takip eden İKV ve İKV’nin mütevelli kurumlarının desteği ile oluşturduğu STA (Serbest Ticaret Anlaşmaları) Bilgi ve Kapasite Merkezi olarak, küresel ekonominin en önemli iki aktörü arasındaki bu anlaşmanın küresel çapta etki ve sonuçlar doğuracağını bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Müzakerelerin 7. Turu Tamamlandı
AB ve ABD liderlerinin Şubat 2013 tarihinde dünya kamuoyuna duyurduğu; ilk turu Temmuz 2013 tarihinde başlayan TTYO müzakerelerinde bugün itibariyle 7. tur tamamlanmıştır. Hizmetlere ilişkin önerilerin 6. turda yüzde 15’i tamamlanırken, 7. turda yaklaşık yarısı tamamlanmış ve hizmet müzakerelerinde önemli bir mesafe kat edilmiştir. Üstelik, bu turda uzlaşma sağlanan konularda metin kaleme alma çalışmaları başlamıştır ki bu da müzakerelerdeki ilerlemenin somut bir göstergesi olmuştur.
Söz konusu Anlaşmanın ticareti artırıcı, saptırıcı; refah yaratıcı ya da azaltıcı etkileri, başta anlaşmanın tarafları olmak üzere tüm üçüncü ülkeleri yakından ilgilendirmektedir. Bu çerçevede Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği gibi özel bir ilişki içerisinde bulunması, AB ve ABD arasında imzalanacak TTYO’nın önemini daha fazla artırmaktadır. Çünkü Türkiye bu anlamda, anlaşmanın etkilerine herhangi bir üçüncü ülkeden çok daha fazla maruz kalacaktır.
Bilindiği üzere Gümrük Birliği ilişkisi kapsamında, üçüncü ülkelere yönelik olarak AB’nin tercihli ticaret sistemi, Türkiye tarafından da üstlenilmektedir. Dolayısıyla AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle Türkiye’nin de serbest ticaret anlaşması imzalaması, AB ile sahip olunan Gümrük Birliği yükümlülükleri açısından bir zorunluluktur.
Ancak bugüne kadar AB tarafı, en önemli ticari ortağı Türkiye’yi müzakere masasına davet etmekte isteksiz davranmıştır. Türkiye de, AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle kendi müzakerelerini yürütmeye ve AB’nin imzaladığı anlaşmalara benzer anlaşmalar imzalamaya çalışmıştır. Bugün ise AB ile ABD arasında yürütülen müzakerelerde de benzer bir durum yaşanmaktadır.
Dikkate alınması gereken diğer bir nokta, AB ve ABD arasındaki TTYO müzakerelerinin oldukça zorlu ve karmaşık bir yapı arz ettiğidir. AB açısından bakıldığında, 28 üye devletin ve yüzlerce irili ufaklı sektörün farklı bakış açıları ve çıkarları, görsel işitsel ve kültür gibi bazı kritik sektörlere ilişkin hassasiyetlerin dikkate alınması gerekliliği müzakereleri yürüten heyet üzerinde önemli bir baskı yaratmaktadır. ABD açısından bakıldığında da, benzer şekilde federe devletlerin yetki alanına giren konuların olması, Obama idaresinin dış politikaya ilişkin sorunlar nedeniyle de zor bir dönemden geçmesi ve ABD Kongresi’nde geçmişten beri var olan güçlü korumacı eğilimler Anlaşma’nın doğuracağı yararların yanında, karşı tarafa taviz verilmesini güçleştirmektedir. Bu zorlu müzakere ortamında iki taraf da Türkiye, Kanada ve Meksika gibi doğrudan sürece dahil olmayan, ama birinci derecede etkilenen ülkeleri müzakerelerin tamamlanmasını takiben anlaşmaya “docking” gibi farklı yöntemlerle dahil etmeyi uygun görmektedir. Türkiye’nin bu süreci yakından izlemesi, anlaşmanın doğuracağı etkilerin ayırdında olması ve nasıl bir yöntemle dahil olabileceğini ilgili taraflarla birlikte belirlemesi büyük önem taşımaktadır.
”Ülkemizin bu yeni ticaret ve yatırım haritasının dışında kalma gibi bir seçeneği yoktur”
Bu çerçevede İKV ve STA Bilgi ve Kapasite Merkezi olarak, ülkemizin AB ve ABD ortaklığında yakın zamanda kurulması muhtemel bu yeni ticaret ve yatırım haritasının dışında kalma gibi bir seçeneği olmadığını tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz. Bu sürece Türkiye’nin etkin bir şekilde dâhil olabilmesi için gerekli yöntemlerin ciddiyetle ele alınarak, uygulamaya koyulması ve sürecin yakından izlenmesi gerektiğini de ayrıca vurgulamak istiyoruz.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT