“SANAYİCİLER VE GİRİŞİMCİLER İÇİN MARKA VE TASARIM UYGULAMALARI KONFERANSI” GERÇEKLEŞTİRİLDİ

  “SANAYİCİLER VE GİRİŞİMCİLER İÇİN MARKA VE TASARIM UYGULAMALARI KONFERANSI” GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Avrupa Birliği İç Pazarda Uyumlaştırma Ofisi (OHIM) ve Türk Patent Enstitüsü (TPE) işbirliği ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından düzenlenen “Sanayiciler ve Girişimciler için Marka ve Tasarım Uygulamaları Konferansı” adlı konferans 7 Nisan 2014 tarihinde İktisadi Kalkınma Vakfı ev sahipliğinde TOBB Plaza Konferans Salonu’nda düzenlendi. Konferansta AB içerisinde Topluluk Markası ve Topluluk Tasarımı uygulamaları, ülkemiz marka ve tasarım tescil sistemine ilişkin bilgiler, sınaî mülkiyet hakkı olarak marka ve tasarımların korunması ve ihlallerin önlenmesi konularının yanı sıra markalaşma stratejileri ve sınaî mülkiyet hakları yönetimi konuları Türkiye ile AB kurum ve kuruluşları temsilcileri ve özel sektör temsilcileri tarafından ele alındı.

 

İktisadi ve Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan konferansın ilk açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasında sanayici, iş adamı ve toplumun pek çok kesimini ilgilendiren fikri ve sınai mülkiyet haklarının önemine vurgu yapan Vardan, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmak istiyorsa, orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna sıçramak durumunda olduğunu ve bu bağlamda da, ihracatta yüksek katma değerli ürünlerin oranını arttırmak zorunda olduğuna dikkat çekti. Ürünlerini marka haline getiremeyen, tasarım üretemeyen, inovasyon ve Ar-Ge’ye yatırım yapmayan firmaların küresel rekabette geri kalmaya mahkûm olduklarını belirten Vardan, günümüzde sadece bilim ve teknoloji üretmenin yeterli olmayacağını, üretilenlerin koruma altına alınması gerektiğini, bunun da fikri ve sınai mülkiyet haklarının titizlikle korunduğu bir ülke olmakla mümkün olabileceğini belirtti.

 

Vardan, markalaşma ve fikri, sinai mülkiyet hakları konusunda KOBİ’lerin geneli bağlamında konunun anlaşılabilmiş olduğunu düşünmediğini, sınai mülkiyet hakları kapsamında öne çıkan patent, ticari markalar, endüstriyel tasarımlar ve coğrafi işaretler gibi konularda bilgi sahibi olmayan KOBİ’ler ve bireysel girişimcilerin yeterli büyüme sağlayamayacağına vurgu yaptı. İKV Yönetim Kurulu Başkanı Vardan, 2013 yılında hazırlanan İlerleme Raporunda Avrupa Birliği’nin, fikri mülkiyet haklarının korunmasının faydaları hakkında toplumu ve iş dünyasını bilgilendirme amaçlı çeşitli kampanyaların düzenlenmesi ve paydaşlar ile kamu kurumları arasında daha etkin bir işbirliğinin sağlanmasını Türkiye’ye tavsiye etmekte olduğunu hatırlattı.

 

Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının her geçen gün daha önemli rol oynadığını belirten İKV Başkanı Vardan, Türkiye’nin 2023 hedefleri için tasarım üreten, inovasyon ve Ar-Ge’ye yatırım yapan, orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna sıçraması ve ihracatta yüksek katma değerli ürünlerin oranını attıran bir ülke konumuna gelmesini gerektiğini savundu. Kobilerin gerekli bilgiye sahip olmadıklarını açıklayan Ömer Cihan Vardan 2013 Türkiye İlerleme raporunda AB’nin fikri mülkiyet hakları korunmasının faydaları hakkında toplumu ve iş dünyasının bilgilendirilme hususuna değindiğini söyledi. Konuşmasına 5 tane maddeyle devam eden İKV Başkanı Vardan, toplumun fikri mülkiyet hakkında bilinçlenmesini, hükümetin konuyla ilgili yasal düzenlemeler yapmasını, hukuki düzenlemelerin hızla uygulamaya geçmesini, Türkiye’nin TTIP gibi yeni nesil STA’lar dışında tutulmaması gerektiğini ve bu düzenlemelerle oluşacak sisteme firmaların bir an önce adapte olması gerektiğini belirtti.

 

Konferansın ikinci açış konuşmasını yapan OHIM Türkiye Proje Sorumlusu Sabina Rusconi, marka ve ticaret konularında en güçlü ortak ülkenin Türkiye olduğunu açıklayarak, ortak amaçlarının fikri mülkiyete olan erişiminin artırılması olduğunu belirtti. Konferansın son açış konuşmasını gerçekleştiren TPE Markalar Dairesi Başkanı Dr. Elif Betül Akın ise olumlu imaj bırakma ve stratejik planlamanın yapılması hususlarına değindi ve ulusal düzeyde marka ve patent korumalarının yeterli olmadığını, sınai mülkiyet haklarının uluslararası arenada da etkin bir biçimde korunması gerektiğini belirtti.

 

OHIM Türkiye Proje Sorumlusu Sabina Rusconi konferansın ilk oturumunda, “Fikri Mülkiyete Genel Bakış – İnovasyon için İtici Güç” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda fikri mülkiyet haklarının temeline değinen Rusconi, katılımcılara fikri mülkiyet hakları konusunda gözlemci ve uygulayıcı rolleri olan ve AB’deki markalar için koruma sağlayan OHIM’i tanıttı. Fikri mülkiyet konusunu işleyen araştırmaların, fikri mülkiyetin ekonomiye olan katkısının anlaşılması açısından desteklenmesi gerektiğini belirten Rusconi, özellikle vatandaşların bu konuda doğru bilgilendirilmesinin, ileride oluşabilecek bazı kural ihlallerine yönelik tedbirler alınması açısından önemli olduğunu ifade etti. 2008-2010 yılları arasında AB istihdamının yaklaşık yüzde 26’sının fikri mülkiyet haklarının yoğunlaştığı sanayilerin oluşturduğunu belirten Rusconi, sanayilerin AB’nin toplam ekonomik faaliyetlerine olan katkısının ise yüzde 39 olduğunu ifade etti. Rusconi ayrıca, uygulama veri tabanı hakkında bilgi verirken, mülkiyet sahipleriyle uygulayıcı yetkililer arasındaki bilgi alışverişinin, uygulayıcı yetkililerin daha güçlenmesinin ve fikri mülkiyet sahiplerine fikri mülkiyetin korunması ve haklarının savunması için gerekli olanakların verilmesinin önemine değindi; raporlama ile öngörünün sağlanması amacıyla veri toplanması için etkin bir veri tabanının oluşturulması gerekliliğini vurguladı.

   

“Türkiye’de Tasarım ve Marka Koruması: Sorunlar ve Fırsatlar” başlıklı bir sunum gerçekleştiren TPE Markalar Dairesi Başkanı Dr. Elif Betül Akın, fikri mülkiyet haklarının önemine, marka ve tasarımlara ilişkin gösterge ve stratejik önceliklere değindi. Telif hakları ve sınai mülkiye haklarına ilişkin EPO-OHIM ve WIDO raporları istatistiklerine değinen Akın, sınai mülkiyetin yoğun olduğu sektörlerin Türkiye’nin GSYH’sine katkısının 4,7 trilyon avro olduğunu belirtti. Firmaların marka taklitleri ile mücadele etmek adına maliyeti oldukça yüksek önlemler aldığını belirten Akın, Türkiye’de son dönemlerde marka başvuru sayılarında ciddi bir artış gözlemlendiğine dikkat çekti. Sunumunda, Türk Tasarım Danışma Konseyi, Tasarım Strateji Belgesi, Ulusal Fikir Haklar Stratejisi ve Fikir Haklar Sistemi ve Turquality Destek Programından bahseden Akın, Türkiye’deki mevcut güçlü yönlerin, başvuru sayısı, yasal ve kurumsal yapı, genç nüfus, teşvikler ve gelişen ekonomi olduğunu, zayıf yönlerin ise marka ve tasarımların ticarileştirememesi, marka ömrünün kısalığı, katma değerli marka eksikliği, ayırt edici marka eksikliği ve ticari kültür olduğunu belirtti ve bu alandaki fırsatların ise kanun tasarısı, internet, jeopolitik konum, yaratıcı genç nüfus ve AB üyelik vizyonu ve Tehditler sahtecilik ve korsan, ticari kültür, internet, eğitim yetersizliği ve alışkanlıklar olduğunu açıkladı.

 

OHIM Türkiye Proje Sorumlusu Sabina Rusconi, gerçekleştirdiği “Marka ve Tasarımlar: Birbirlerinin Alternatifi mi Yoksa Tamamlayacası mı?” başlıklı sunumunda Topluluk Markasının, 27 Üye Devlete sahip olan AB’de birleştirici bir koruma sistemi yarattığına değindi. Topluluk Markasının aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeydeki marka koruma stratejileri ile uyumlu olduğunu belirten Rusconi, Topluluk Markasının geçerliliğini 10 yıl boyunca korunmasının yanı sıra, bu süre dolduğunda, markanın herhangi bir kısıtlama olmaksızın tekrar yenilenebileceğine değindi. Kayıtlı Topluluk Tasarımına değinen Rusconi, kaydı yapılmış topluluk tasarımlarının prensipte Topluluk Markası ile eşdeğerde olduğunu belirtti ve kayıt sisteminin 5 yıl geçerli olup, sonrasında toplam 25 yıla kadar yenilenebileceğini ifade etti.

 

Konferansın ikinci oturumunda İKV adına “KOBİ’ler için Fikri Mülkiyete İlişkin Varlıkların Yönetimi” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ersin Dereligil, fikri mülkiyete ilişkin varlıklara sahip çıkmanın önemine değinerek bu alanda iyi bir yönetim sisteminin oluşturulmasının yeterli olmayacağını vurguladı. KOBİ’ler için fikri varlık portföyünün oluşturulması ve bu yolla fikri varlıklar ile diğer maddi olmayan varlıkların tespit edilerek sınıflandırılması gerektiğini ifade eden Dereligil, buna bağlı olarak, fikri mülkiyet haklarını elde etme, faydaya dönüştürme, izleme ve yaptırım uygulama amacıyla etkin fikri varlık yönetim politikaları ile stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

 

Hispanitas Genel Müdürü Luis de Guzman, “Yerel ve Küresel Piyasada Rekabetçi Olmanın Önkoşulu ve Bir Varlık Olarak Fikri Mülkiyet” başlıklı sunumunda varlıkların ve yeni gelişen markaların korunması için fikri mülkiyetin önemine değindi. AB Üye Devletlerinde ürünlerini geliştiren firmaların bu ürünlerin fikri ve mülkiyet haklarını koruma altına almaları için tescilli bir Avrupa Topluluk Markası oluşturmaları gerektiğine değinen de Guzman, bu sayede firmaların yaratıcı modellerini ve ürünlerini bir bütün olarak koruma altına alabileceklerini belirtti.

 

Konferansın üçüncü ve son oturumunda Danimarka Marka ve Patent Ofisi Başdanışmanı Kenny Wright, “Fikri Mülkiyet Koruması – Sizin Sorumluluğunuz” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda fikri mülkiyet hakları ihlalleri ve bu ihlallerin toplum üzerindeki etkisine değinen Wright, ihlallerin önüne geçmek için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, kayıtla tescil yaptırılmasının önemine değindi ve önektin bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini belirtti. Özellikle sahtecilikle mücadelede yerel patent ofislerine zaman kaybedilmeden başvurulmasının çok önemli olduğunu ifade eden Wright, gerekli durumlarda asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerine de başvurulabileceğini hatırlattı.

 

Arçelik A.Ş. Fikri Haklar Yöneticisi Sertaç Köksaldı gerçekleştirdiği “Sanayici ve Girişimciler için Marka ve Tasarım Uygulamaları” başlıklı sunumunda tescilli marka ve endüstriyel tasarımın önemine değinerek, firmaların etkin bir portföy yönetimi stratejisi geliştirmeleri gerektiğini vurguladı ve fikri mülkiyet haklarına ilişkin olası sorunların ikili anlaşmalarla çözülebileceğini ifade etti.

 

Aygaz A.Ş. Kalite Sistem ve Fikri Haklar Yöneticisi Esin Çınar, “Marka Yönetimi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Markalaşmanın firmaların en stratejik yatırımlarından biri olduğunu, ürünler arasında fark yaratması sebebiyle de tüketiciler için bir ürünü ayırt etmenin en kolay yollarından birini sunduğunu belirten Çınar, markalaşma sürecinde pazarlama, iletişim ve fikri haklar konularına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Markalaşma sürecinde özellikle marka yönetimi prosedürünün oluşturulması gerektiğine değinen Çınar, riskli olan veya tescil edilmesi mümkün olmayan markaların kullanılmaması gerektiğini bu süreçte firmaların ilgili birimleri ile fikri haklar ekiplerinin koordineli çalışması gerektiğini ifade etti.

 

 

 

2014

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT