TÜİK’İN İL DÜZEYİNDE YAŞAM MEMNUNİYET ANKETİ’NİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İKV DEĞERLENDİRMESİ:

TÜİK’in İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyeti Anketi’nin Düşündürdükleri

Türkiye, AB’ye tam üyelik yoluyla gelişimini hızlandırmayı ve bu birliğin bir parçası olarak diğer üye ülkeler için de değer yaratmayı hedefleyen bir ülke. 2005 yılında Türkiye ile AB arasında müzakerelerin resmi olarak başlamasıyla birlikte, ilk yıllarda hem Türkiye’de, hem de Avrupa’da var olan iradeyi ve heyecanı, bugünlerde bulmak oldukça zor.

2014 yılı sonunda, 10 yılını geride bırakacak olan Türkiye-AB üyelik müzakereleri sürecinde taraflar, son yıllarda yaşanan durgunluğu kimi hamleler ile aşmaya çalışıyor. 40 aylık uzun bir aranın ardından Ekim 2013 tarihinde “Bölgesel Politikalar ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” Faslında müzakerelerin açılmasını takiben, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması ve hemen ardından Türk vatandaşlarının Schengen üyesi AB üye ülkelerine serbest dolaşımına ilişkin vize diyaloğunun başlatılması, son dönemde yaşanan olumlu gelişmelerin başında yer alıyor. Hiç şüphesiz vize sorunu gibi, yıllardır Türk vatandaşlarının birebir tecrübe ettiği ve şikâyetçi olduğu bu konuda atılan adımlar, sorunun kalıcı çözümüne yönelik bir umut ışığı vaat ediyor.

Aynı şekilde geçen haftalarda Dünya Bankası tarafından hazırlanan ve Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin değerlendirildiği raporda yer alan tespitler, Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde uzun süredir üzerinde durduğu taşıma kotaları, vize ve STA’lar gibi gümrük birliği ile ilgili sorunları toplu bir şekilde dikkate alması ve bunlara çözümler üretmesi açısından büyük önem arz ediyor.

1965 yılından bu yana ülkemizin Avrupa ile olan ilişkilerini yakından takip eden bir kurum olan İKV olarak, sorunlu alanlarda çözüme yönelik adımlardan  heyecan duyuyoruz ve yeni fasılların açılması yolu ile müzakere sürecine hız verilmesinin gereğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Ancak ülkemizin AB ile yürüttüğü müzakere sürecine dışarıdan baktığımız zaman, taraflarca bir boyutun yıllar itibariyle daha fazla unutulduğunu ve göz ardı edildiğini de görüyoruz: O da İLETİŞİM.

AB’ye tam üyelik konusunda kararlılığını ortaya koyan Türkiye için, kendi değerlerini ve potansiyelini AB’ye; Avrupa’nın değerlerini ve potansiyelini kendi vatandaşlarına açık ve net bir şekilde ifade etmesi, bu idealde başarı için olmazsa olmaz şartlardan bir tanesi. Tarafların yeteri kadar bilgi sahibi olmadan ya da bilinçli veya bilinçsiz bazı kaynakların yönlendirmeleri sonucu, önyargılar ve çoğu zaman yanlış bilgiler temelinde karşılıklı değerlendirmeleri, hem Türkiye, hem de Avrupa kamuoylarında ülkemizin AB üyelik desteğinin düşük seviyelerde kalmasına sebep olmakta.

Tam bu noktada Nisan ayı ortasında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi”, Türk kamuoyunun ülkenin AB üyeliğine bakışı konusunda ilginç bazı sonuçları ortaya koyuyor. 2013 yılında ilk defa il düzeyinde yapılan ankete göre, Türkiye’de AB üyeliği için yapılacak bir referandumda, nüfusun yüzde 46,5’i ‘evet’; yüzde 27,2’si ‘hayır’ diyor. Kararsızların oranı ise yüzde 26,3.

Avrupa’da olumlu bir Türkiye; Türkiye’de ise olumlu bir Avrupa yaratmanın öneminin bilincinde ve bir sivil toplum örgütü olarak sorumluluklarının farkında olan İKV, Türkiye-AB üyelik müzakerelerinde teknik sürecin doğru ve hızlı ilerlemesi kadar, kamuoylarının doğru bilgilendirilmesi ve algıların doğru yönetilmesine de büyük önem vermektedir. Bu çerçevede Vakfımızca, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan “İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi” sonuçlarını, ülkemizin AB üyelik perspektifinden ele alan değerlendirmeyi, sizlerin dikkatine sunmak isteriz.

İKV DEĞERLENDİRMESİ:

TÜİK’in İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi’nin Düşündürdükleri

Nisan ayında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi” (detaylı bilgi için: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18507), Türk kamuoyunun ülkenin AB üyeliğine bakışı konusunda ilginç bazı sonuçları ortaya koyuyor. 2013 yılında ilk defa il düzeyinde yapılan ankete göre, Türkiye’de AB üyeliği için yapılacak bir referandumda, nüfusun yüzde 46,5’i ‘evet’; yüzde 27,2’si ‘hayır’ diyor. Kararsızların oranı ise yüzde 26,3.

Türkiye’de AB üyeliği için desteğin sürekli düşüş eğiliminde olduğu, bilinen bir gerçek. AB’nin resmi istatistik kurumu Eurostat tarafından hazırlanan Eurobarometer anketlerinde, Türk vatandaşlarına sorulan “Ülkenizin AB üyeliğini destekler misiniz?” sorusuna verilen cevapların, yıllar içindeki değişimi bunun en büyük göstergesi (bkz. Tablo 1).

Tablo 1: “Ülkenizin AB üyeliğini destekler misiniz?” (yüzde)

 

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

Desteklerim

71

59

44

52

49

47

42

40

38

40

Desteklemem

13

17

25

22

21

28

32

35

37

34

Nötr

9

20

23

17

17

14

15

14

9

11

Fikrim Yok

7

3

8

9

12

11

11

11

11

15

Kaynak: Eurostat, Eurobarometre Anketleri

German Marshal Fund tarafından her yıl düzenli olarak yayımlanan Transatlantik Eğilimler Anketi de, Türkiye’de AB üyeliği için desteğin sürekli düşüş eğiliminde olduğu tespitini destekler nitelikte (bkz. Tablo 2).

Tablo 2: “Ülkenizin AB üyeliğini destekler misiniz?” (yüzde)

 

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

Desteklerim

73

63

54

40

42

48

44

48

48

-

Kaynak: German Marshall Fund, Transatlantik Eğilimler Anketleri

 

TÜİK anketi sonuçları ele alındığında, Türk kamuoyunun AB desteğinde bir artışın olduğu, ilk göze çarpan gerçek. Tabii müzakerelerin başladığı ilk yıllarda var olan yüzde 70’in üzerindeki destekten bugün itibariyle bahsetmek mümkün değil; ancak desteğin 2013 yılı itibariyle yeniden artış eğiliminde olduğunu görmek, sevindirici bir gelişme.

TÜİK tarafından yayımlanan 2013 yılı “İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi”nin, Türk kamuoyundaki AB desteğine ilişkin sonuçları, alt alta sıralandığında ise daha çarpıcı çıktılar elde etmek mümkün. İşte onlardan bazıları:

-         TÜİK’in İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi sonuçlarına göre, coğrafi bölge bazında bakıldığında, Türkiye’de AB desteğinin en yüksek olduğu 2 bölge; Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Bu iki bölgeyi sırasıyla Marmara Bölgesi, Karadeniz Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi izliyor.

 

Coğrafi bölge düzeyindeki sıralamada ilgi çekici iki nokta: (1) Türkiye’nin “Batı’ya dönük yüzü” olarak bilinen; belki de en fazla Avrupalının çeşitli amaçlarla ziyaret ettiği Ege ve Akdeniz Bölgelerinin, listenin son sırasında yer alması; (2) AB desteğinin en yüksek olduğu ilk 10 ilin 9 tanesinin, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunması. Başka bir deyişle, Ankara’nın Doğusu”nda AB desteği, “Ankara’nın Batısı”ndan daha fazla.

-         TÜİK’in İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi sonuçlarına göre, illerin coğrafi konumları bazında, desteğin en yüksek olduğu ilk 13 il, Ankara’nın doğusunda. Türkiye ortalamasına kadar, AB’yi destekleyen illerin yüzde 70’nin Ankara’nın doğusunda; yüzde 30’nun Ankara’nın batısında olduğunu söylemek bile mümkün.

-         Türkiye’yi Batı-Doğu ekseninde 3 eşit parçaya bölersek (Batı-Orta-Doğu), sonuç yine değişmiyor. Türkiye’de AB’yi en çok destekleyen ilk 10 şehirden 8 tanesi Doğu’da; 2 tanesi Orta’da. Yine Batı’dan bir il yok. Anlaşılacağı üzere araştırmadan çıkan “Hakkâri’nin en AB taraftarı il” olmasının ötesinde, Türkiye’nin ortasında ve doğusunda AB desteğinin çok daha fazla olduğu görülüyor.

Bu noktada belki de sorulması gereken soru şu:

“Neden Türkiye’nin Doğusunda AB desteği daha fazla?”

Bu soruya, eldeki veriler sebebiyle istatistiki bir cevap vermek mümkün değil. Ancak TÜİK’in İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyet Anketi sonuçlarını, yine TÜİK’in başka istatistikleri ile yan yana sıraladığımızda, bazı yorumlar yapmamız mümkün olabiliyor.

*AB desteği ile göç oranları arasında bir bağ var mı?

TÜİK’in AB desteği oranları ile illerin göç verme oranları karşılaştırıldığında, bu bağlantı çok daha fazla ortaya çıkıyor. AB desteğinin en yüksek olduğu ilk 10 il arasında 8 tanesi yüksek göç veren illerdir. Dolayısıyla “göç veren illerde AB desteği yüksek” demek yanlış olmayacaktır.

*AB desteği ile ticaret rakamları arasında bir bağ var mı?

TÜİK’in AB desteği oranları ile illerin ithalat ve ihracat rakamları; hatta ithalat ve ihracat sıralamalarındaki yer karşılaştırıldığında (2012 rakamları), AB desteğinin en yüksek olduğu ilk 10 il arasında 8’inin Türkiye’nin ithalat-ihracat sıralamasında son sıralarda bulunduğu görülmektedir.

*AB desteği ile gelişmişlik oranları arasında bir bağlantı var mı?

AB’ye desteğin en yüksek olduğu ilk 10 ile bakıldığında bu illerin gelişmişlik endeksi açısından sıralaması belki de AB’ye desteği açıklayan en önemli verilerden birini oluşturmaktadır. Türkiye İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü’nün Şubat 2014 tarihinde yayınlanan çalışmasına göre, AB’ye desteğin en fazla olduğu ilk 10 ilin gelişmişlik sıralamasındaki yeri aşağıdaki gibidir:

İL

AB’YE DESTEK ORANI

GELİŞMİŞLİK ENDEKSİ SIRASI

HAKKARİ

78,1

81

ADIYAMAN

67,4

68

KAHRAMANMARAŞ

63,7

36

VAN

60,6

66

TUNCELİ

59,6

72

BİNGÖL

59,2

74

BATMAN

57,7

61

MARDİN

57,1

63

IĞDIR

52,8

76

DİYARBAKIR

52,7

41

 

 

 

 

Bu tabloya bakıldığında, AB’ye desteğin en yüksek olduğu Hakkari’nin aynı zamanda gelişmişlik endeksinde sonda yer alan ilimiz olması ilginçtir. AB’ye desteğin yüksek olduğu diğer illerde de genellikle düşük gelişmişlik düzeyleri gözlemlenirken, gelişmişlik düzeyinde ortalarda yer alan Kahramanmaraş ve Diyarbakır istisna oluşturmaktadır.

2014

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT