İKTİSADİ KALKINMA VAKFI

Türkiye’nin AB Uzmanı
ANA SAYFA » GÜNDEMDEN » 2025 » İKV’DEN BİRLEŞİK KRALLIK 2025 ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ'NE İLİŞKİN BİLGİ NOTU
3 Temmuz 2025

İKV’DEN BİRLEŞİK KRALLIK 2025 ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ'NE İLİŞKİN BİLGİ NOTU

Birleşik Krallık'ın “Tehlikeli Bir Dünyada İngiliz Halkı İçin Güvenlik” başlıklı 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne ilişkin İKV Bilgi Notu yayımlandı.
PDF

BİRLEŞİK KRALLIK 2025 ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ

Hatice Zeynep Şen, İKV Uzman Yardımcısı


Birleşik Krallık, 24 Haziran 2025 tarihinde “Tehlikeli Bir Dünyada İngiliz Halkı İçin Güvenlik” (National Security Strategy 2025: Security for the British People in a Dangerous World-NSS 2025) başlıklı 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi’ni yayımladı.[1] Strateji, artan jeopolitik belirsizlik ortamında ulusal güvenliğin korunmasını devletin en öncelikli görevi olarak tanımlarken; savunma, dış politika, teknoloji ve ekonomik güvenliğin bütünleşik ele alınacağı kapsamlı bir dönüşüm vizyonu sunuyor. Ek olarak en son Lahey’deki NATO Liderler Zirvesi’nde de kabul edilen hedef olan, 2035 yılına dek GSYH’nin %5’inin ulusal güvenliğe ayrılması için gereken bütçe taahhüdü de stratejide vurgulanıyor.

Stratejide genel ilkeler olarak belirtilen üç temel sütunlu bir çerçeve ortaya koyuluyor; Yurt İçinde Güvenlik (Security at Home), Yurt Dışında Güç (Strength Abroad), Egemen ve Asimetrik Kabiliyetlerin Artırılması (Increase Sovereign and Asymmetric capabilities). Bu sütunlar altında ise Birleşik Krallık’ı daha zor bir hedef haline getirmek, gelecekteki tehditlere karşı dayanıklılık oluşturmak, kolektif güvenliğin güçlendirilmesi, kilit ittifakları yenilemek ve tazelemek, yeni alanlarda yeni ortaklıklar geliştirmek, savunma sanayi tabanını yeniden inşa etmek ve asimetrik avantaj izlemek gibi başlıklar yer alıyor.

Savunma ve Güvenlik

Rusya, İran ve Çin doğrudan tehdit unsurları olarak belirtiliyor ve Rusya’nın Avrupa’daki saldırganlığı ve nükleer söylemi, İran’ın Birleşik Krallık topraklarındaki düşmanca faaliyetleri ve Çin’in tehlikeli ve istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri güvenliğe tehdit başlıkları arasında yer alıyor.

Stratejide, Birleşik Krallık’ın savunmasını nasıl organize edeceğine dair “Önce NATO” (NATO-first) yaklaşımının benimseneceği ilan ediliyor. Bunun, silahlı kuvvetlerin kendilerini nasıl planlayacağı, yatırım yapacağı, eğiteceği ve donatacağı konusunda, özellikle NATO’nun en önde olacağı anlamına geldiği ifade ediliyor. Ek olarak nükleer caydırıcılığın sürdürülmesi, AUKUS (Australia, U.K. and U.S.) ve GCAP (Global Combat Air Programme)[2]  gibi ortak programlarla savunma sanayii kapasitesinin güçlendirilmesi de öngörülüyor.

Yeni siber güvenlik yasaları, ekonomik güvenlik tedbirleri ve yasa dışı göçle mücadele stratejileri ile ülke içi güvenliğin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Terörizmden kaynaklanan tehditlere uyum sağlamak için ulusal güvenlik sistemlerinin sürekli uyarlanmaya devam edilmesinin gerekliliği vurgulanarak, terörle mücadelede Martyn Yasası (Martyn’s Law, Terrorism Protection of Premises Act 2025) olarak da bilinen yeni terörizm yasası gibi düzenlemelerle kamusal alan güvenliğinin güçlendirileceği vurgulanıyor.

Dış Politika

Strateji, “güçlü ittifaklar”ı (NATO, G7, Five Eyes) ulusal güvenliğin temel direği olarak tanımlıyor ve ABD ile savunma, nükleer ve teknoloji alanlarında yeni ortaklıklar, AB ile güvenlik ve savunma iş birliğini derinleştirme, Fransa, Almanya, İtalya, Kanada, Polonya ve Norveç ile ikili savunma ilişkilerini geliştirme hedeflerini ortaya koyuyor.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi, Birleşik Krallık’ın ticaret, enerji, göç ve güvenlik çıkarları açısından öncelikli bölge olarak ele alınarak; İran’ın istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri ve nükleer programına karşı önlem alınacağı belirtiliyor. Körfez ile bölge genelinde geniş kapsamlı stratejik ortaklıklar da dahil olmak üzere derin ve kalıcı ikili bağların bulunduğu ve Körfez İş Birliği Konseyi ile serbest ticaret anlaşmasının imzalanması için çalışıldığı ifade ediliyor. Ayrıca İsrail’in güvenliği ve iki devletli çözümün bir parçası olarak Filistin Devleti’nin ilerlemesine de vurgu yapılıyor.

Asya-Pasifik ve Hint-Pasifik bölgeleri stratejik önemde tanımlanıyor ve AUKUS kapsamında Avustralya ile nükleer denizaltı iş birliği, Japonya ve İtalya ile yeni nesil savaş uçağı geliştirme programlarının önceliklendirileceği belirtiliyor.

Türkiye’ye Dair

Raporda “Karadeniz, Kafkaslar, Orta Doğu ve Afrika’nın kesişim noktasında bulunan Türkiye, Birleşik Krallık’ın Avrupa genelindeki ve NATO’nun kanatlarındaki güvenlik çıkarları açısından vazgeçilmez bir öneme sahiptir ve güçlü askeri entegrasyon ve savunma sanayi iş birliğiyle Birleşik Krallık için önemli bir NATO ve ikili ortak olmaya devam etmektedir” ifadesiyle yer alıyor. Bu kapsamda hem Türkiye ile güçlü askeri entegrasyon ve savunma sanayii iş birliği vurgulanırken hem de Türkiye’nin coğrafi konumu ve kapasitesinin, Birleşik Krallık’ın bölgesel güvenlik mimarisinde tamamlayıcı rolü olduğu da ortaya koyuluyor.

Birleşik Krallık ve Türkiye İlişkilerinde Güncel Durum

30 Haziran 2025 tarihinde İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında mevkidaşı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleşen görüşmede, Bakanlar ortak bir basın toplantısı düzenleyerek ikili ilişkilerde yeni bir döneme girildiğini vurguladı. Görüşmenin ana gündem maddeleri arasında, Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması’nın güncellemesine yönelik müzakereler, ekonomik, savunma ve güvenlik alanlarındaki iş birliği, Orta Doğu’daki gelişmeler ve Rusya-Ukrayna savaşı yer aldı.

Görüşmede, Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması (STA) müzakereleri özel gündem maddesi olarak ele alındı ve her iki ülkenin de ekonomik iş birliğine yeni bir ivme kazandırmak için bu süreci hızlandırmaya kararlı oldukları ifade edildi. Bakan Hakan Fidan, “karşılıklı ticaret hacmini daha da ileri taşımak için serbest ticaret anlaşmasının güncellenmesi gerekiyor. Bu konuda yürütülen çalışmalar da var” değerlendirmesinde bulunurken, Bakan Lammy ise “Serbest ticaret anlaşması 28 milyar sterlinlik bir ticaret hacmi potansiyelini taşıyor olacak” ifadelerini kullandı.

Savunma sanayi alanında ise “AB üyesi olmayan ancak NATO üyesi olan” iki olarak Türkiye ve Birleşik Krallık’ın Avrupa’nın savunma ve güvenlik mimarisinin ayrılmaz parçaları olduğu vurgulandı. Özellikle Eurofighter tedariki başta olmak üzere ortak projelerde kurumsal düzeyde koordinasyonun başarılı şekilde yürütüldüğü kaydedildi ve iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Bakan Fidan, “Savunma sanayindeki iş birliğimiz fevkalade iyi gidiyor. Eurofighter temininden diğer alanlardaki ortak çalışmalarımıza kadar bu konuda firmalarımız ve ilgili kurumlarımız iyi bir şekilde çalışıyorlar” ifadesiyle sektörde ilerlemenin sürdüğünü ifade etti.

Bölgesel ve küresel gelişmelerin de ele alındığı görüşmede, Bakan Fidan, “özellikle Gazze, Suriye, İran, Irak, Rusya-Ukrayna savaşı konularında görüşlerimiz örtüşüyor” diye belirtirken, Suriye’ye yönelik Birleşik Krallık yaptırımlarının kaldırılması ve Lammy’nin yakında Suriye’ye yapacağı ziyaretin de iş birliğini bir adım öteye taşıyan gelişmeler arasında olduğu kaydedildi. Bakan Lammy, 12 aylık görev süresi boyunca her ay Hakan Fidan ile birkaç kez görüştüğünü belirterek, “Suriye’de Türkiye ile çok yakın bir iş birliği içindeyiz” ifadelerini kullandı.

 


[1] GOV.UK, “National Security Strategy 2025: Security for the British People in a Dangerous World”, 24.06.2025 https://www.gov.uk/government/publications/national-security-strategy-2025-security-for-the-british-people-in-a-dangerous-world

[2] İKV, “İKV’DEN KÜRESEL SAVAŞ HAVA PROGRAMI KAPSAMINDA YENİ ORTAK GİRİŞİM ANLAŞMASINA İLİŞKİN BİLGİ NOTU”, 17.12.2024, https://www.ikv.org.tr/ikv.asp?id=9257