İKV BAŞKANI ZEYTİNOĞLU: “İKLİM KANUNU SANAYİMİZİN PUSULASI OLACAK”
Uzunca bir süredir bekleyen iklim kanunu nihayet TBMM’den geçti. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum çalışmalarında önemli bir kilometre taşı olan İklim Kanunu ile ilgili olarak İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu açıklamalarda bulundu.
Başkan Zeytinoğlu, iklim kanununun TBMM’den geçmiş olmasının Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nın sera gazı salımı azaltım ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum hedefleri açısından kritik bir rol oynayacağını belirtti. Bunun yanı sıra AB’nin 2019 yılından beri çıkarttığı Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki mevzuatın merkezinde yer alan AB İklim Yasası açısından değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi:
İklim Kanunu Avrupa Yeşil Mutabakatına Uyum Sürecinin Temelini Oluşturuyor
Uzunca bir süredir tasarı aşamasında bekleyen ve kamuoyunda geniş tartışmalara yol açan İklim Kanunu TBMM’den geçti. İklim Kanunu Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum çabaları açısından genel çerçeveyi oluşturuyor. Resmi makamlar, sivil toplum ve iş dünyasının üzerine düşecek sorumlulukları belirliyor. İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları ve yerel iklim değişikliği planları oluşturulacak. Emisyon Ticaret Sistemi, Türkiye Yeşil Taksonomisi, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kurulabilecek. Bu süreçlerin hayata geçirilmesinde, her aşamada sivil toplum ve iş dünyası ile etkileşim içinde olunması ve görüşlerinin alınması yeşil dönüşümün sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi açısından gerekli.
AB Emisyon Ticaret Sistemini 20 Yıldır Uyguluyor: Sanayinin Dönüşümüne Destek Sağlanmalı
Yasa, AB’nin 2005’ten bu yana yürütmekte olduğu Emisyon Ticaret Sistemi’ne uyumlu bir ETS oluşturulması için temel ilkeleri ve uygulamayı belirliyor. İklim Kanunu tek başına iklim sorununu çözmez ancak tüm sürece yasal bir çerçeve oluşturması ve kesinlik kazandırması açısından belirleyici olacak. Unutmamalıyız ki, AB ETS’si 20 yıldır yürürlükte ve 2027 itibarıyla binalar, karayolları ve diğer bazı sektörleri kapsayacak ikinci bir ETS uygulanmaya başlayacak. Bu açıdan Türkiye gibi AB adayı ve gümrük birliği ortağı olan ve ihracatının %42’sini AB pazarına yapan bir ülke olarak geç kalmış durumdayız. İklim Kanunumuz sanayi işletmeleri için yükümlülükler getirecek olan ve emisyonları ücretlendirerek azaltmayı hedefleyen bir sisteme geçişi sağlayacak. TEPAV’ın bir araştırmasına göre KOBİ’lerimizin sadece %25’i yeşil dönüşüme hazırlıklı. Özellikle geri kalan KOBİ’lerin de bu sürece zorlu koşullar altında hazırlanabilmesi temel önceliğimiz olmalı.
En Önemli Mesele Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına Hazır Olmak
AB’nin altı sektörde (çelik, alüminyum, çimento, gübre, hidrojen ve elektrik) AB’ye yapılan ithalata karbon ayak izi üzerinden uygulamaya başladığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması AB’ye ihracat yapan ülkeler arasında önde gelen Türkiye’deki sanayiciler için ek maliyetler oluşturuyor. Karbon ayak izini azaltmak için yeşil teknolojilere geçmek, emisyonları azaltmak için ciddi tedbirler almak gerekiyor. Türkiye’nin ETS sistemini kurması ile iç pazarda emisyon azaltımı için taahhütler oluşturacağız ve tahsisatı aşan işletmeler bunun karşılığını ödeyecek. İçerde yapılan ödemeler AB SKDM’sinin fiyatından düşülmüş olacak. Bu durum hem Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın yeni yeşil standartlarına uyum açısından gerekli, hem de iklim krizi ile mücadelenin çok önemli bir parçasını oluşturuyor. ETS kapsamındaki tahsisat satışı ve uygulanan para cezalarından elde edilecek gelirlerin Türkiye’nin yeşil dönüşümü için özelikle sanayi tesislerine yönelik teşviklere aktarılması büyük önem taşıyor.
Tüm Dünyada Sıcak Dalgaları Günlük Yaşamı Etkilerken, Ormanlarımız Yanarken İklim Krizi Temel Önceliğimiz Olmalı
İklim Kanunu ile ilgili olarak kamuoyunda çok fazla yanlış ve eksik bilginin dolaşımda olduğunu görüyoruz. Bunların doğru olmadığını görmek için kanun metnine göz atmak yeterli. İKV uzmanları da bunu yaptı ve İklim Kanunu ile ilgili doğru bilinen yanlışları kaleme aldı. Buradan ulaşılabilir".