İKV’DEN AB’DE DENİZ YOLU TAŞIMACILIĞININ ÇEVRESEL ETKİLERİNE İLİŞKİN BİLGİ NOTU
AB’DE DENİZ YOLU TAŞIMACILIĞININ ÇEVRESEL ETKİLERİ
Aygen Torun, İKV Uzman Yardımcısı
Avrupa Çevre Ajansı, Avrupa Deniz Yolu Güvenliği Ajansı ile birlikte hazırlanan AB’de deniz yolu taşımacılığının çevresel etkilerine ilişkin raporu 4 Şubat 2025 tarihinde yayımladı.[1] Raporun temel çıktısı, deniz yolu taşımacılığı sektörünün daha sürdürülebilir olma konusunda ilerleme kaydetmesine rağmen sektörel emisyonların hâlen yüksek olduğu. Deniz yolu taşımacılığının çevresel etkilerine dair pek çok etmenin detaylı bir şekilde incelendiği rapor, temelde şu sonuçlara varıyor:
- Metan gazı emisyonları 2018-2023 yılları arasında en az iki katına çıktı. Bu da ulaşım sektörünün 2022 yılındaki toplam metan emisyonlarının %26’sına denk geliyor. Bu artışın büyük ölçüde sıvılaştırılmış doğal gaz kullanımının artmasından kaynaklandığı belirtiliyor.
- Sülfür oksit emisyonları 2014’ten itibaren %70’e yakın oranda düştü, bu da Kuzey Avrupa’da Sülfür Emisyon Kontrol Alanları’nın kurulmasından kaynaklanıyor. Nitrojen oksit emisyonları ise 2015 ve 2023 yılları arasında %10 artarak 2022 yılında ulaşım kaynaklı nitrojen oksit emisyonlarının %39’unu oluşturdu.
- Deniz yolu taşımacılığının su kirliliğine de etkileri büyük. Özellikle gemilerden petrol sızıntısı ve denizlere gemilerden bırakılan atıklar burada öne çıkan kirletici unsurlar. Açık döngülü egzoz gazı temizleme sistemleri sülfür oksit emisyonlarının azalmasına katkıda bulunsa da denizlerde kirliliği artırıyor.
- Manş Tüneli, Cebelitarık Boğazı, Adriyatik Denizi, Çanakkale Boğazı ve Baltık Denizi’nde deniz altındaki gürültü seviyesinin yüksek olduğuna dikkat çekilirken birtakım düzenlemelerin etkisiyle 2030 yılından 2050 yılına kadar gürültünün %70’e kadar azalması öngörülüyor.
- Balıkçılık ve gemicilik faaliyetlerinde açığa çıkan çöpler geçtiğimiz son 10 yılda yarı yarıya azaldı; fakat, özellikle denizde kaybolan konteynerlerden suya karışan plastik tanecikleri hâlen denizleri kirletmeye devam ediyor.
- Avrupa’da kıyıya yakın deniz tabanlarının yaklaşık %27’si deniz yolu taşımacılığıyla ilişkili faaliyetlerden olumsuz etkileniyor. Bu faaliyetler limanların genişletilmesi, limanların tarakla temizlenmesi ve demirleme olarak sıralanıyor. Bu gibi faaliyetler deniz tabanının fiziksel yapısını bozuyor ve deniz canlılarının habitatını tehlike altında bırakıyor.
- Egzotik ve istilacı türlerin büyük bir kısmını Avrupa sularına denizcilik faaliyetleri taşıyor.
- Denizcilik faaliyetlerinin yoğunlaşması “Natura 2000” bölgelerinde gemilerin deniz canlılarına çarpması riskini dikkate değer ölçüde artırdı.
Raporda deniz yolu taşımacılığı sektörünün gelecekte daha sürdürülebilir olması için birtakım öneriler de yer alıyor:
- Fosil yakıt kullanımı azaltılmalı ve alternatif yakıtlara yatırım yapılmalı.
- Deniz ekosistemlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için düzenleyici çerçeveler etkili bir şekilde uygulanmalı, izleme ve raporlama uygulamaları iyileştirilmeli ve uluslararası iş birliği derinleştirilmeli.
- Sektörde daha iyi izleme ve raporlama mekanizmalarının kurulumuyla veri toplama süreçleri standardize edilmeli, bu sayede daha doğru, güvenilir ve kıyaslama yapmaya elverişli verilere ulaşılmalı.
[1] European Environment Agency ve European Maritime Safety Agency, “European Maritime Transport Environmental Report 2025”, Publications Office, 04.02.2025.