ŞUBAT
AB TÜRKİYE DELEGASYONU BAŞKANLIĞI’NA STEFANO MANSERVİSİ ATANDI
Avrupa Komisyonu İçişleri Genel Müdürü Stefano Manservisi, 24 Şubat 2014 tarihinde AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton tarafından AB Türkiye Delegasyonu Başkanı olarak atandı. Hatırlanacağı gibi, Büyükelçi Jean-Maurice Ripert’in görev süresinin Ekim 2013’te sona ermesi ve Fransa’nın Moskova Büyükelçisi olarak atanmasından bu yana AB, Ankara’da geçici olarak maslahatgüzarlık seviyesinde temsil edilmekteydi. Yüksek Temsilci Ashton yaptığı açıklamada, Manservisi'nin, kilit öneme sahip bu görev için mükemmel bir aday olduğunu vurguladı. İtalya vatandaşı olan Manservisi’nin, Avrupa Komisyonu’nda uzun yıllar dış ilişkiler alanında üst düzey görevlerde bulunduğu biliniyor. Temmuz 2010’dan bu yana Komisyon'un İçişleri Genel Müdürlüğü’nü yürüten Manservisi, 2004-2010 yılları arasında Avrupa Komisyonu Kalkınma Genel Müdürlüğü, 2001-2004 yılları arasında da dönemin Komisyon Başkanı Romano Prodi’nin kabine şefliği ve 1995-2000 döneminde ise Komisyon Üyesi Mario Monti’nin kabine şefi yardımcılığı görevlerini üstlenmişti. Ayrıca, AB ile Türkiye arasında Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması ve vize muafiyetine ilişkin diyaloğun başlatılması sürecinde Avrupa Komisyonu adında müzakereleri yürüten Manservisi’nin, bu süreçte önemli çalışmalarda bulunduğu biliniyor.
6’NCI TÜRKİYE-HOLLANDA KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Türkiye ile Hollanda arasında ikili ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla ve Mart 2008 yılının Mart ayında imzalanan “Mutabakat Muhtırası” uyarınca, Dışişleri Bakanlarının eş başkanlıklarında dönüşümlü olarak iki ülkede her yıl “Wittenburg Konferansı” olarak da bilinen Türkiye-Hollanda Konferansları düzenlenmektedir. Bu kapsamda düzenlenen 6’ncı Türkiye-Hollanda Konferansı, 14 Şubat 2014 tarihinde Ankara’da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde ve Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Hollandalı mevkidaşı Frans Timmermans, Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleştirdikleri ikili görüşmenin ve 6’ncı Türkiye-Hollanda Konferansı’nın ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. İki mevkidaşın görüşmesinde; AB’deki gelişmeler ile Birliğin geleceği; Kıbrıs müzakerelerinde son dönemde yaşanan olumlu gelişmeler ve AB ile Türkiye’nin müzakere sürecine olası katkıları; ve Ukrayna, Bosna-Hersek ve Kafkaslar’daki gelişmelerin yanı sıra, Suriye ve Ortadoğu’da son dönemde yaşanan olaylar gibi pek çok konuyu ele aldıkları belirtildi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu basın toplantısında, 2013 yılının Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 400’üncü yılı olması dolayısıyla iki ülke arasındaki tarihi bağlara dikkat çekerek, iki ülke arasında kültürel, ekonomik ve sosyal alanda 600 faaliyet, bakanlar düzeyinde de 21 ziyaret gerçekleştirildiğini hatırlattı. Davutoğlu ayrıca, Hollanda’da yaklaşık 450 bin kadar Türk kökenli vatandaşın yaşadığına ve Hollanda’nın, toplamda 35 milyar dolara varan dış yatırımla Türk ekonomisinin en önemli ortaklarından biri olduğuna dikkat çekti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye’nin AB katılım müzakerelerine 2004 yılında Hollanda’nın AB Dönem Başkanlığı’nı yürüttüğü dönemde şekillendiğini hatırlatarak, Hollanda’ya Türkiye’nin AB üyelik sürecine verdiği destek için teşekkürlerini dile getirdi. Davutoğlu Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin olumlu gelişmelerin gerçekleştiği son günlerde Hollanda’dan özellikle vize muafiyeti, yeni fasılların müzakerelere açılması ve Kıbrıs müzakereleri konusunda yapıcı katkıda bulunacağını temenni ettiklerini sözlerine ekledi. Davutoğlu şöyle devam etti: “Suriye’deki gelişmeler bağlamında ortaya çıkan riskler dolayısıyla Patriot sistemlerin Türkiye’de konuşlanmasına verdikleri destek dolayısıyla, 300 Hollandalı müttefik askeri de Türkiye’de misafir etmekten onur duyuyoruz.
Bütün bu ilişkiler de gösteriyor ki, risklere karşı ittifak anlamında da gelecek vizyonu geliştirmek anlamında da küresel bir ortaklıkla uluslararası barışa katkı yapmak anlamında da Türkiye-Hollanda ilişkileri 400 yıl olduğu gibi bugün de hem dinamizmini koruyor hem de gelecek için büyük bir değer ifade ediyor.” Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans ise, Türkiye ile birçok konuya aynı perspektiften baktıklarının ve yakın bir çalışma içerisinde bulunduklarının altını çizerek, AB’ye de bu yönde davranması konusunda çağrıda bulundu. Timmermans, şunları söyledi: “Türkiye son 10 yılda muhteşem bir dönüşüm geçirdi. Bu dönüşümden sorumlu olan kişileri de tebrik etmek isterim.
Türkiye’nin değişmeye devam edeceğini biliyoruz ve belli bir noktada Türkiye, AB ile müzakereleri bittikten sonra birliğin üyesi olmak isteyip istemediğine karar verebilir. Hollanda, müzakereler bittikten sonra Türkiye’yi memnuniyetle AB üyeleri arasına kabul edecektir.” Kıbrıs sorununa ilişkin olarak, Hollanda’nın taraflara her konuda yardımcı olmaya hazır olduklarını belirterek, “Bu süreçte yeni bir dinamik yaratmak için son derece güçlü bir siyasi istek görüyorum. Bu da ortak geleceğimiz için çok önemli bir gelişme” dedi. Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulmasının hem bölgenin ekonomik ilerlemesine katkı sağlayacağını, hem de Hollanda gibi ülkeler için yatırım ve ticaret potansiyeli anlamına geleceğini ifade eden Timmermans, “Son derece heyecanlıyım.
Umuyorum taraflar bir anlaşmaya ulaşır. Bizim AB ya da ikili olarak yapabileceğimiz bir şey olursa sürece dahil olan tüm tarafların hizmetindeyiz” açıklamasında bulundu. Hollanda Dışişleri Bakanı Timmermans ayrıca, Türk, Alman ve Amerikan askerleriyle birlikte Türkiye’nin de Esad rejiminden gelebilecek saldırılara karşı görev yaptığını hatırlatarak, “Yıllardır Türkiye, bizim ortak güvenliğimizi çok büyük çabalar harcayarak, büyük bedeller ödeyerek her zaman korumuştur” dedi ve Hollanda’nın, bu ortak güvenliğe Türkiye’nin yaptığı katkılardan dolayı müteşekkir olduğunu ifade etti. Bu yıl düzenlenen Konferans çerçevesinde ayrıca, heyetlerarası görüşmelerin ardından, Dışişleri Bakanlıkları ile diğer ilgili Bakanlık ve kurumların üst düzey temsilcilerinin de katıldığı “Ekonomik İşbirliği”, “Sınıraşan Tehditlerle Mücadele”, “Göç ve Uyum” ve “AB’nin Geleceği ve Genişleme” konulu Çalışma Grubu toplantıları düzenlendi.
TÜRKİYE-AB BAKANLAR DÜZEYİNDE SİYASİ DİYALOG TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Türkiye-AB Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle’nin katılımlarıyla 10 Şubat 2014 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirildi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, toplantıda, Türkiye-AB ilişkileri ve müzakere sürecinde gelinen aşamanın kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği ve her iki tarafı da yakından ilgilendiren uluslararası ve bölgesel konulara ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğu belirtildi.
Bu bağlamda, Suriye, İran, Irak, Mısır, Libya, Tunus, Somali, Mali ve AB’nin Doğu Ortaklığı politikası konularının ele alındığı da kaydedildi. Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Füle, toplantının ardından yayımladığı açıklamada, 4’üncü Yargı Reform Paketi ve Demokratikleşme Paketi’ne atıfta bulunarak Türkiye’de 2013 yılında önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Füle, Bölgesel Politika başlığının müzakereye açılması; vize muafiyetine yönelik diyaloğun başlatılması ve Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanmasının Türkiye ile AB arasındaki işbirliğine yeni bir ivme kazandırdığını ve her iki tarafın da ilerleme yönündeki güçlü istekliliğini ortaya koyduğunu kaydetti.
Toplantıda, Türkiye’deki güncel gelişmeleri ele aldıklarını ifade eden Füle, Türkiye’nin, katılım müzakerelerini yürüten bir aday ülke olarak katılım süreci ve siyasi kriterlere ilişkin yasaları erken aşamada Komisyon ile istişare etmesi gerektiğini vurguladıklarını ifade etti. Füle, bu konuya yargının bağımsızlığının önemi ve internet yasası bağlamında değindiklerini kaydetti. İnternet yasası konusunda Komisyon’un AB müktesebatı ve iyi uygulamalarına uyumu konusunda tespit edilen bazı endişelerini yazılı olarak paylaşacağını belirtti. Kıbrıs meselesine kapsamlı bir çözüm bulunmasının herkesin menfaatleri bakımından büyük önem taşıdığı konusunda hemfikir olduklarını belirten Füle, Türkiye’nin Ada’da görüşmelerin yeniden başlatılabilmesi için verdiği desteği takdir ettiklerini belirtti ve görüşmelerin en kısa zamanda yeniden başlatılmasını arzu ettiğini ifade etti.
Toplantının ardından açıklamada bulunan Yüksek Temsilci Ashton, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve AB Bakanı Çavuşoğlu’nu Brüksel’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye’nin AB’nin kilit ortağı konumunda bulunduğunu ifade eden Yüksek Temsilci, Türkiye ve AB’nin birlikte büyük zorluklarla karşı karşıya olduklarına ve oldukça geniş ortak menfaatlere sahip olduklarına dikkat çekti. Dış politika alanında, Türkiye-AB işbirliğini güçlendirmenin toplantıda önemli bir gündem maddesi olduğunu ifade eden Yüksek Temsilci Ashton, Suriye’nin gündemin başında yer aldığını kaydetti. Cenevre II görüşmelerinin yeni turuna tam destek verdiklerini kaydeden Ashton, görüşmelerde insani yardıma erişim konusunun sonuçlandırılması çağrısında bulundu.
Ashton, Türkiye’nin Suriye’den kaçan sığınmacılara destek sağlamakta oynadığı hayati rolden övgüyle bahsetti. Türkiye ile AB’nin Suriye’den gelen radikal grupların tehdidine karşı mücadele etme kararlılığına sahip olduklarını kaydeden Ashton, gelecekte bu alandaki işbirliğine yoğunlaşma kararı aldıklarını belirtti İran’ın nükleer programına çözüm bulunması yolunda daha fazla ilerleme kaydedilmesi yönündeki umutlarını ve Mısır, Libya ve Tunus’taki demokratik geçiş sürecinin desteklenmesi konusundaki kararlılıklarını dile getirdiklerini kaydeden Ashton, Bosna-Hersek’teki güncel gelişmeleri ve bu konuda hükümetin halkın siyasi, ekonomik ve sosyal endişelerine cevap vermesi gerektiğini ele aldıklarını da ekledi.. Ashton, son olarak Ukrayna’daki durumu ve mevcut krize siyasi bir çözüm bulunması konusunda nasıl destek verileceğini ele aldıklarını belirtti.