İKV BAŞKANI TÜRK-AMERİKAN İŞ KONSEYİ’NİN TTIP TOPLANTISINA KATILDI
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Amerikan İş Konseyi’nin (TAİK) Trans-Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ile ilgili çalışma yemeğine katıldı. Çalışma yemeğinde TTIP müzakerelerine Türkiye’nin eklemlenmesi konusunun önemi ve bu konudaki görüş ve önerilerin değerlendirilmesi konusu ele alındı. Çalışma yemeği Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin katılımı ile 6 Mayıs 2014 tarihinde, Çırağan Sarayı’nda gerçekleşti. Çalışma yemeğine, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar, DEİK Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer ve diğer temsilcileri, Amerikan Şirketler Derneği ve Türk-Amerikan İşadamları Derneği Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye-ABD Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi kapsamında kurulan Türk-Amerikan İş Konseyinin Türk tarafı yetkilileri katıldı.
Çalışma yemeğinde kısa bir konuşma yapan İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye’nin AB ile gümrük birliği içinde olmasının yanında, AB’ye katılımı müzakere eden bir aday ülke olduğuna dikkat çekti. Bu duruma rağmen, AB’nin son zamanlarda sayıları giderek artan STA müzakerelerinde Türkiye’nin dikkate alınmadığını, AB ile STA imzalayan üçüncü ülkenin Türkiye pazarına engelsiz giriş hakkı imkanı elde etmesine rağmen, Türkiye’nin bu hakkı elde edememesinin ticari açıdan önemli bir dezavantaj yarattığını belirtti. Vardan, Bu eşitsizliğin düzeltilmesi gerektiğine dikkat çekerken, TTIP görüşmelerinin gümrük birliği içindeki bu asimetrik durumun yol açtığı sorunları daha da acil ve ciddi bir hale getirdiğini söyledi. Dünya Bankası tarafından gümrük birliğine ilişkin hazırlanan rapordan da söz eden Vardan, Bu raporda öne sürülen çözümlerin dikkate alınması gerektiğini ve gümrük birliğinin işleyişi ile ilgili sorunların çözümlenmesinin yanında, gümrük birliğinin tarım ve hizmetleri içine alacak şekilde güncellenmesinin de gündeme geldiğini hatırlattı. İKV Başkanı, TTIP’in dışında kalması halinde Türkiye’nin önemli bir ticaret ve gelir kaybına uğraması olasılığı olduğunu belirtti ve Türkiye ile de müzakerelerin başlatılarak, sürece dahil edilmesinin önemini vurguladı.
![]() |
Yemekte konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Türkiye'nin üst orta gelir grubu ekonomileri arasına yükseldiğini anımsattı. Türkiye'nin on yıllar öncesinde yaptığı ihracatı şimdi tek başına sadece Denizli'nin, Gaziantep'in yapabildiğini vurgulayan Zeybekçi, Türkiye'nin bunu Anadolu'nun kaynaklarıyla, sermayesiyle başarabildiğini söyledi.
Zeybekçi, "Sonuçta Türkiye bunu fasoncu bir imalat, üretim ve ihracat yapısıyla başardı. Küçümsenmeyecek bir başarıdır bu. Türkiye bunu bu şartlarda başarabilmişse çok büyük bir potansiyeli olduğunu söylememiz gerekir. Türkiye 2023 hedefleriyle çok başka ufuklara yelken açtı" diye konuştu.
Türkiye'nin edilgen bir ekonomiden etken bir ekonomiye girmesi gerektiğini anlatan Zeybekçi, Türkiye'nin bunu sadece kendi kaynaklarıyla yapmasının zor olduğunu, dostlarıyla ve kültür coğrafyasıyla başarabileceğini dile getirdi.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada hem ABD'ye hem de AB'ye önemli imkanlar yaratabilecek bir ülke konumunda olduğuna dikkati çeken Zeybekçi, ABD ve AB'nin de Türkiye'nin hedeflerine ulaşması için olmazsa olmaz ortaklarından olduğunu vurguladı.
Zeybekçi, AB ile Türkiye arasında Gümrük Birliği imzalanırken Türkiye'nin orta vadede AB'ye tam üye olacağı ve bu süreç içinde böyle bir mekanizma ile devam etmesinin düşünüldüğünü hatırlattı.
Türkiye'nin hiçbir şekilde karar alma, görüş bildirme hakkı olmadığını, Gümrük Birliği'nin aldığı tüm kararlara da uymak zorunda olunduğunu söyleyen Zeybekçi, şunları kaydetti:
"Aslında egemen bir devletin yapması pek mümkün olmayan bir anlaşma. O günü suçlamak için söylemiyorum. O günün şartlarına baktığımızda belki de doğruydu. Toplamda baktığımızda Türkiye, Gümrük Birliği'nden geçen süre zarfında artı olarak yararlanmıştır. AB ile olan bu birliktelikten Türkiye fayda sağlamıştır. Ama bu günlerde Türkiye, Gümrük Birliği'nden yavaş yavaş rahatsızlıklar duymaya başladığı döneme giriyor. AB iştahlı bir şekilde üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları imzalıyor. Serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerle Türkiye organik bir bağ kuramıyor. O ülke AB'den elde ettiği tüm hakları Türkiye'den de otomatik olarak elde ediyor. Ama Türkiye aynı şekilde bu hakkı elde edemiyor. Türkiye'nin o ülke ile ayrı anlaşma imzalaması gerekiyor. Bu da genel olarak olamıyor. Türkiye'nin bunun kabul etmesi mümkün değil."
AB ile ABD arasındaki TTIP süreci hakkında da bilgi veren Zeybekçi, AB'nin daha önce üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarını ülke olarak kontrol edebildiklerini, ancak ABD ile yapılacak TTIP anlaşmasının serbest ticaret anlaşmasının ötesinde bir ekonomik ortaklık olduğunu vurguladı.
AB ile ABD arasında TTIP anlaşması imzalandığında Türkiye'nin buna dahil olmadığı takdirde hangi ölçüde etkileneceğine dair bir çalışma hazırladıklarını aktaran Zeybekci, " ABD ile AB arasında imzalanacak TTIP anlaşması içinde olmaması, Türkiye'nin Gümrük Birliğini sürdürmesini imkansız hale getiriyor. Biz bunu sürdüremeyiz diye bir tespitimiz oldu. Bizim bunun içinde olmamız gerekiyor" diye konuştu. Zeybekci, bu durumu hem AB hem de AB'deki ilgili yetkililere ilettiklerini de anlattı.
Türkiye'nin TTIP içinde olması gerektiğini, içinde olmadığı takdirde biz yokuz diyecek bir anlayışın içinde de olmadıklarını vurgulayan Zeybekci, "Biz her halükarda TTIP'nin içinde olacağız" dedi.
ABD ile Türkiye'nin birbirlerinden vazgeçemeyecek müttefikler olduğunu ifade eden Zeybekçi, ABD'nin Türkiye'nin global bir aktör haline gelmesi için olmazsa olmaz ülkelerden birisi olduğuna dikkati çekti.
Zeybekçi, Türkiye ile ABD arasında TTIP görüşmelerine eş zamanlı olarak serbest ticaret anlaşması görüşmelerinin de olması gerektiğine işaret ederek, bununla ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirtti.
Türkiye'nin menfaatinin ABD ile AB arasında yapılacak TTIP anlaşmasının içinde ya da buna paralel bir serbest ticaret anlaşması imzalaması olduğunu tekrarlayan Zeybekçi, "Bunun için ABD'de dostlarımızla, kongre üyeleriyle, Başkanlık mekanizmalarıyla, Cumhuriyetçilerle, Demokratlarla temasa geçmemiz gerekiyor. TTIP'nin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor" dedi.
TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar ise bir sonraki hafta ABD'de yapılacak Türkiye Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi (ETSİÇ) toplantıları öncesinde, bu toplantının önemine değindi.
Dünyada ticaretin yeniden şekillendiğine şahitlik ettiklerini vurgulayan Yorgancılar, şöyle konuştu:
" AB ile ABD arasında çok önemli bir adım atılarak yeni bir süreç başlatılmış durumda, ticaret ve yatırım ortaklığı müzakereleri devam ediyor. ABD'nin Pasifik coğrafyasında da benzer adımlar attığını biliyoruz. Türkiye'nin de mutlak surette bu sürecin içinde yer alması gerektiğine inanıyoruz. AB ile ABD arasındaki Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerinin dışında kalmak iş dünyası olarak bizi endişelendiriyor."