İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu 3 Şubat 2014 tarihinde TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu’nu ziyaret etti. İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, Muhasip Üye Mehmet Nuri Görenoğlu, Üyeler Ahmet Sayar, İlhan Soylu, Şükrü Alkan, Denetçi Üye Hasan Hüseyin Coşkun ve İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas’dan oluşan İKV heyeti önce TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından kabul edildi. Görüşmede, İKV amaç ve faaliyetleri, Türkiye’nin AB katılım süreci ve güncel gelişmeler konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek İKV heyetini kabulünde, Türkiye için AB üyeliği hedefinin bir devlet politikası olduğunu ve Türkiye için önemini koruduğunu ifade etti. İKV’nin 1965 yılında kurulan bir sivil toplum kuruluşu olarak bu alanda çok önemli bir görevi yerine getirdiğine değinen Çiçek, İKV’nin Türkiye’nin AB sürecini geliştirmeye yönelik çalışmalarının takdirle karşılandığını belirtti. TBMM’nin Türkiye’nin AB üyeliğine hazırlık sürecindeki önemli rolünü vurgulayan Çiçek, Türkiye’nin kritik bir süreçten geçtiğini ve bu süreçte AB üyeliği hedefinin demokratikleşme ve hukuk devleti ilkelerini pekiştirici bir etkisi olduğunu vurguladı.
İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan, TBMM Başkanı’na İKV’nin amaç ve hedeflerini anlattı. 2014 yılının AB ile ilişkilerde bir milat olacağının beklendiğini vurgulayan Vardan, 2013’ün son aylarında 22inci başlığın açılması, geri kabul anlaşmasının imzalanması, ardından 2014’ün ilk günlerinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 yıllık bir aradan sonra Brüksel’e gitmesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İtalya gezisi ve son olarak yine Başbakan Erdoğan’ın Almanya’yı ziyaret etmesi gibi gelişmeler ile AB sürecinin canlandığını anlattı. Bu yeni süreçte İKV’ye önemli roller düştüğünü hatırlatan Vardan, Vakfın çalışmalarında TBMM, hükümet ve ilgili Bakanlıklar ile koordineli çalışmanın önemine dikkat çekti.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'nin AB tercihi, bir devlet tercihidir ve stratejik bir tercihtir. Münferit olarak karşı olanlar olsa bile, 1963'ten bu tarafa Türkiye'nin devlet politikası olarak yürütülmektedir. Bu 50 yıllık süreç inişli çıkışlı, bazen çok yoğun çabaların, gayretlerin gösterildiği, bazı dönemlerde de askıya alındığı bir 50 yıllık geçmişi olan bir süreç. Ama geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye'nin bu hedefinden prensipte bir sapma söz konusu değil. Biz AB'ye tam üye olmak istiyoruz ve bunun da şahsen de çok doğru olduğuna inanıyorum. Türkiye'nin menfaatinedir. AB-Türkiye ilişkileri bu 50 yıl içerisinde 'ne olacak ne olmayacak?' bunu da yaşayarak gördük.
Türkiye'nin AB üyeliği her iki tarafın da menfaatinedir. Hem Türkiye'nin yararına olacaktır hem de AB'nin yararına olacaktır. Türkiye olmadan AB stratejik bir güç olmaz, sorun çözen güç olmaz. Büyük bir ekonomik birliktir, bir dayanışmadır, örnek olunacak pek çok yönü vardır. Ama birçok uluslararası politikada sorun çözen bir güç olarak mütalaa edilmemektedir. Türkiye gibi bir ülkenin AB'ye sağlayacağı çok büyük katkılar var. Halkının çok önemli bir kısmının Müslüman oluşu, demokratik değerleri benimsemesi ve bunları her geçen gün biraz daha kurumsallaşma noktasında yaptığı reformlar dikkate alındığında, AB Türkiye'nin tam üyeliği ile çok önemli kazanımlar elde etmiş olacak. Buna karşılık Türkiye'nin de AB ile ilişkileri arttıkça, geçmişte şu veya bu sebeple yapamadığı bir çok reformlar ki bunlar son derece önemli. Türkiye'nin daha çağdaş, daha demokratik, ileri ülke olmasına imkan verecek reformların yapılmasında AB'nin itici bir rolü olmuştur, bunu görmemiz lazım. Keşke bu reformları çok daha önceden yapabilseydik, Türkiye bugün daha farklı bir noktada olabilirdi.
Maalesef bir kısım ülkeler, Türkiye'nin AB konusunda engel çıkarmaya devam ediyor. Aradan 50 yıl geçmiş, aştığımız fasıl sayısı belli, bir tanesi açıldı kapandı, diğerleri ne zaman kapanacak belli değil. Hatta bazı fasılların açılış kriterleri bile Türkiye'ye bildirilmedi bildiğim kadarıyla. Bunlar bildirilmeyince siz neye göre yasal, yapısal ve kurumsal düzenlemeler yapacaksınız? Bunlar AB'nin önde gelen ülkelerinin politikaları sebebiyle biraz işi ağırdan aldıkları, hatta problemlerini çözmemiş ülkeyi, Rum kesimini içine almak suretiyle, onun arkasından dolanarak, 'Türkiye'nin üyeliğini arzu etmiyorlar' gibi bir inanç, kanaat artık toplumumuzda önemli ölçüde yerleşmiştir."
Çiçek, İktisadi Kalkınma Vakfı'nın aradan geçen 49 yıl içerisinde bu sürecin başarı ile sonlanması bakımından önemi çalışmalarda bulunduğunu belirterek, "Bu çalışmalar bizlere de yol gösteren, destek veren, güç veren çalışmalar. Bu dönemde bu çalışmaları daha büyük bir hızla devam ettirirsiniz. Bazı fasıllar açılacak gibi gözüküyor. Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı'nın ziyaretinden sonra... Çünkü bir kısım fasıllar onların blokesi sebebiyle görüşülemiyordu. Ümit ederiz, onlar da açılmak suretiyle yeni bir sayfa açılmış olur. Biz yapacaklarımızı onlara da bağlamaksızın, zamanı iyi kullanmamız, yapmamız gereken bir çok işleri de yapmamız lazım. Zaten şartlarda bunu zorluyor. Bu işi ne kadar erken ve çabuk yaparsak, Türkiye bugün bulunduğundan daha güçlü bir noktada olacaktır" diye konuştu.Cemil Çiçek, 2000'li yılların başında Türkiye'de AB'ye üyelik konusundaki destek çok yüksekken, bu desteğin bugün onun yarısına düştüğünü söyledi. Ne olursa olsun Türkiye'nin bu hedeften vazgeçmemesi gerektiğini işaret eden Çiçek, "AB olmasa dahi yapması gereken bir çok iş var. Bunları hepimiz tartışıyoruz, görüyoruz. Bunları kendimiz için yaptığımızdan dolayı, AB hedef olmasa bile, bunları bir an evvel gerçekleştirip Türkiye'yi daha ileri bir noktaya götürmemiz gerekiyor" dedi.
İKV heyeti daha sonra TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu ile görüştü. Prof. Dr. Tekelioğlu İKV yönetim kurulu üyelerine AB Uyum Komisyonu’nun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin Kopenhag kriterleri doğrultusunda AB üyeliğine hazırlık olarak birçok yeni yasa kabul ettiğini belirten Tekelioğlu, AB Uyum Komisyonu’nun bu süreçte önemli bir görev yaptığını ifade etti. Prof. Dr. Tekelioğlu AB Uyum Komisyonu çalışmalarına sivil toplum örgütlerinin de destek verdiğini ve Komisyon toplantılarında sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin dinlendiğini vurguladı. İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan, yaklaşık 50 yıldan bu yana AB alanında çalışan bir ihtisas kurumu olarak İKV’nin, AB Uyum Komisyonu toplantılarına katılarak, uyum çalışmalarına katkıda bulunmaktan memnun olacağını belirtti.