MART
AB Konseyi Başkanı’ndan Batı Balkan Rotası Ülkelerine Mülteci Ziyareti
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, mülteci krizinin ele alınmasında uzlaşmaya varılması yönündeki çabaları kapsamında 1-4 Mart 2016 tarihlerinde Batı Balkan rotası üzerinde yer alan ülkeleri ziyaret etti. Tusk’un, Avusturya başta olmak üzere Avrupalı ülkelerin sınırlarını kapatması sonucu 20 bini aşkın mültecinin Yunanistan ile Makedonya arasında sıkıştığı bir ortamda gerçekleştirdiği ziyaret, Türkiye-AB Zirvesi ve AB Liderler Zirvesi öncesinde gerçekleşmesi bakımından da öneme sahip.
Tusk, Batı Balkan rotası turu kapsamında, Viyana, Ljubljana, Üsküp, Atina, Zagreb ve Belgrad’da temaslarda bulundu. Tusk temasları kapsamında, Schengen Sınır Kodu’nun Schengen Alanı’na dâhil tüm ülkeler tarafından uygulanması gerektiğinin altını çizdi ve bunun Schengen Alanı’nın korunması için tek yol olduğunu belirtti. Üye ülkeler arasında koordinasyonun sağlanmasının önemine dikkat çeken Tusk, mülteci akını nedeniyle zor durumda kalan Yunanistan ile dayanışma gösterilmesini ve Schengen kurallarına geri dönülmesini Avrupalılık kavramını sınayacak iki konu olarak sıraladı. Türkiye ile işbirliğine alternatif olmadığını kaydeden Tusk, AB-Türkiye Eylem Planı’nın uygulanması ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelik mülteci akınının azaltılması konusunda ellerinden geleni yapmaları gerektiğini belirtti. Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelerle işbirliğinin geliştirilmesi çabalarını hızlandıracakları mesajını veren Tusk, bu kapsamda mali destek vermeye hazır olduklarını belirtirken insani krizi önlemek için ortaklarından daha yoğun işbirliği beklediklerini kaydetti.
Tusk, Atina’da Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, potansiyel ekonomik göçmenlere seslenerek, insan kaçakçılarının vaatlerine kanmamaları ve Avrupa’ya gelmemeleri çağrısında bulundu. Yunanistan’ın veya herhangi bir AB ülkesinin geçiş ülkesi olmadığını vurgulayan Tusk, Yunanistan’ın Avro Alanı ve Schengen Alanı’nın bir parçası olduğunun ve böyle kalacağının altını çizdi.
AB ile ABD arasında Veri Güvenliği Alanında Gizlilik Kalkanı
Avrupa Komisyonu 29 Şubat 2016 tarihinde AB ile ABD arasındaki karşılıklı veri akışına ilişkin yeni düzenlemeleri kamuoyu ile paylaştı. Bilindiği üzere AB ile ABD arasındaki veri akışını düzenleyen bir önceki anlaşma olan Güvenli Liman Anlaşması, AB vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini yeterli ölçüde garanti altına almadığı gerekçesiyle ABAD tarafından durdurulmuştu.
AB ile ABD arasında kurulması öngörülen yeni yapıyla, ABAD kararında ortaya koyulan hassasiyetlerin dikkate alınması ve daha ileri veri güvenliği şartlarının oluşturulması bekleniyor. Bu anlaşmanın etkin bir şekilde işlemesi halinde, AB vatandaşlarının kişisel verilerini transfer etmek isteyen ABD şirketlerinin ağır yükümlülükleri yerine getirmesi gerekecek. Öte yandan Gizlilik Kalkanı adı verilen yeni yapının getirdiği en yenilikçi gelişme, iki tarafın karşılıklı veri transferini denetleyecek bir ombudsmanlık makamının hayata geçirilmesi oldu. ABD yetkili birimlerinin istihbarat amacıyla AB vatandaşlarının kişisel verilerini kullanımını sınırlandırmak ve sıkı kurallara bağlayabilmek amacıyla kurulan Ombudsmanlık makamı aracılığıyla, AB vatandaşları, kendilerine ait kişisel verilerin ABD’nin ilgili birimleri tarafından izinsiz ve hukuk dışı yollarla kullanıldığı gerekçesiyle şikâyetlerde bulunabilecek.
AB Rekabet Konseyi`nde Tek Pazar Stratejisi Kabul Edildi
29 Şubat 2015 tarihinde toplanan Rekabet Konseyi AB’de büyüme ve istihdamın artırılması amacıyla temel alanlara odaklanan Tek Pazar Stratejisi’ne ilişkin sonuçları kabul etti. Tek Pazar Stratejisi geçtiğimiz yıl 28 Ekim 2015 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından sunulmuştu. Söz konusu strateji, yaratıcı KOBİ’lerin ve yeni girişimlerin desteklenmesi, hizmetler sektörünün potansiyelinin ortaya çıkarılması, Tek Pazar kurallarına uyum ve Tek Pazar’ın etkili bir şekilde uygulanmasına ilişkin politikaları içeriyor. Strateji kapsamında Avrupa Komisyonunun almayı planladığı önlemler arasında şunlar geliyor: Standartlar sisteminin modernizasyonu; Tek pazarda gıda pazarının güçlendirilmesi; iş dünyasına yönelik hizmetler, inşaat ve perakende gibi temel sektörlerde engellerin kaldırılması.
AB Rekabet Konseyi Tek Pazar’ın güçlendirilmesi ve derinleştirilmesinin, başta KOBİ’ler olmak üzere doğrudan tüketiciler ve iş dünyasına yönelik, AB ve üye ülkeler düzeyinde acil ve iddialı eylemler gerektirdiğini belirtti. Tek Pazar Stratejisi’nin, Dijital Tek Pazar ve Sermaye Piyasası Birliği büyüme ve istihdamın artırılmasında birlikte ve karşılıklı işbirliği halinde yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti.
ABAD’dan Üçüncü Ülke Vatandaşlarına Yönelik Önemli Karar
ABAD, 1 Mart 2016 tarihinde aldığı bir kararla, üye ülkelerin sosyal yardım alan üçüncü ülke vatandaşlarının ikamet yeri zorunluluğu getirilebileceğine hükmetti. Söz konusu kararın hâlihazırda devam eden mülteci krizine de önemli etkileri olabileceği dile getiriliyor.
ABAD, söz konusu ikamet zorunluluğu koşulunun bulundukları üye ülkede, entegrasyon sorunu yaşayan ve yasal korunmadan yararlananlara uygulanabileceği sonucuna vardı. Söz konusu karar, 1998 ve 2001 yıllarında iki Suriye uyruklu vatandaşın Almanya’ya seyahat etmesi ile ilgili idi. İbrahim Alo ve Amira Osso isimli iki Suriyeli vatandaş, sosyal yardımlardan yararlanmak için ikamet zorunluluğu getiren Almanya’ya karşı dava açmıştı. ABAD, söz konusu ikamet zorunluluğunun AB hukuku ile uyumlu olduğunun altını çizdi. Buna karşın 2011/95/EU sayılı Yönerge’ye göre, üye ülkelerin serbest dolaşım hakkına sahip olan üçüncü ülke vatandaşları gibi koruma statüsünden yararlanan kişileri de kabul etmesi gerektiği belirtiliyor.
Avrupa Komisyonundan Schengen Sisteminin Güncellenmesine İlişkin Yol Haritası
Avrupa Komisyonu, 4 Mart 2016 tarihinde AB’nin dış ve iç sınırlarının yönetimine ilişkin detaylı bir yol haritası önerdi. Komisyon, Schengen Alanı’nın gelişmesinin AB vatandaşları ve şirketlerine çok önemli faydalar getirdiğinin altını çizerken, son aylarda mülteci krizinden dolayı sistemin sorunlarla karşı karşıya olduğunu açıkladı. 18-19 Şubat 2016 tarihlerinde AB Konseyi, Schengen Alanı’nın normal sürecine dönmesi için birtakım önerilerde bulunmuştu. Komisyon, üye ülkeler ile Frontex’in yeni sistemin gelişmesine yardımcı olmak için gerekli insani ve teknik kaynakların belirlenmesi için çalışmaları başlatmaları çağrısında bulundu Komisyon ayrıca, AB sınırları içerisine tüm girişlerin belirlenmesi ve kaydedilmesinde Yunan yetkililerinin sistematik güvenlik kontrollerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Komisyon, süregelen göç akınları ve AB dış sınır kontrollerindeki sorunların 12 Mayıs 2016 tarihinden sonra devam etmesi halinde, kurumun Schengen Sınır Kodu’nun 26’ncı Maddesi’nin 2’nci fıkrası çerçevesinde yeni bir öneri ile gelebileceğini de hatırlattı. Buna ek olarak Komisyon, Aralık 2016’dan önce iç sınırlarda devam eden tüm kontrollerin kalkmasının hedeflendiğini de ifade etti.
İrlanda’da Genel Seçimler Yapıldı
AB’ye 1973 yılından beri üye olan İrlanda’da 26 Şubat 2016 tarihinde genel seçimler yapıldı. Ancak hafta boyunda sonuçların netleşmediği genel seçimlerde hiçbir partinin tek başına iktidar olmadığı açıklandı.
Başbakan Ensa Kenny’nin partisi Fine Gael ve koalisyonda bulunan Tanaiste Joan Burton başkanlığındaki İşçi Partisi’nin yeniden koalisyon oluşturmak için yeterli milletvekili sayısına ulaşmadıkları açıklandı. Oy kaybetmesine rağmen Fine Gael’in birinci parti konumunu koruduğu ancak İş Partisi’nin yarışta dördüncü sıraya gerilediği belirtildi. Fine Gael 50, İrlanda Cumhuriyetçiliği merkez- sol ideolojisindeki Gerry Adams’ın partisi Sinn Fein 23 ve İş Partisi 7 sandalye kazandı. Ülkede koalisyon görüşmeleri devam ediyor.
AB Adalet ve İçişleri Bakanları Toplandı
AB Adalet ve İçişleri Konseyi, 10-11 Mart 2016 tarihlerinde toplandı. 7 Mart 2016 tarihli Türkiye-AB Zirvesi'nin sonuçlarına ilişkin olumlu mesajların verildiği Konsey toplantısında, ana gündem maddeleri, Türkiye ile AB’nin yük paylaşımı ve göçmen krizinin kontrolü oldu.
Bilindiği üzere 7 Mart 2016 tarihinde Brüksel’de gerçekleşen zirvede görüşülen taslak metne göre, Türkiye’nin, Türkiye üzerinden Yunanistan’a düzensiz yollarla ulaşan tüm göçmenleri kabul etmesi öngörülüyor. Buna ek olarak, AB’nin sürecin yönetimine yönelik Türkiye’ye mali yardımda bulunması, vize serbestliği diyaloğunun hızlandırılması ve yeni müzakere fasıllarının açılması da gündemdeki konular arasında. Konsey, taslak metnin genel çerçevesine olumlu yaklaşsa da uluslararası hukuka ve AB hukukuna uyulması çağrısında bulundu. Ayrıca Konsey, Türkiye’nin vize serbestliğinin gerçekleşebilmesi için karşılamakla yükümlü olduğu 72 kritere vurgu yaptı ve çekincelerini ortaya koydu.
Adalet ve İçişleri Konseyi, taraflar arasında anlaşmaya varılması durumunda gerekli önlemleri alacaklarını belirtti. Bu önlemler arasında, Schengen Alanı’nın güçlendirilmesi için devam eden çalışmaların artırılması, Yunanistan’a göç konusunda gerekli desteğin sağlanması ve Frontex, EASO ve Europol’ün ortaya koyduğu kuralların uygulanması yer alıyor. AB çapında sınır kontrolünden sorumlu yeni bir birimin oluşturulmasına yönelik çabalar da Konseyin bir diğer önemli gündem maddesiydi. Nisan 2016’da AB üye ülkelerinin bu konuda anlaşmaya varması bekleniyor.
Avrupa Komisyonu Üyelerinden Kadınlar Günü Ortak Açıklaması
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcıları Timmermans, Georgieva ve Yüksek Temsilci Mogherini ile altı Komisyon Üyesi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tüm Üye Devletlerde ve üçüncü ülkelerde teşvik edilmesi ile tüm politikalara entegre edilmesi yönünde çaba gösterilmesi üzerinde duruldu. Kadınların erkeklere kıyasla çalıştıkları her saat için yüzde 16 oranında daha az ücret aldığı, şirketlerin yönetim kurullarında yüzde 25’in altında temsil edildiği ve aile bakımı konusundaki sorumluluklarının erkeklerle eşit şekilde paylaşılmaması nedeniyle üçte birinin yarı zamanlı çalışmak zorunda kaldığı belirtildi.
Açıklamada, AB’nin cinsiyetçilik, ayrımcılık, cinsiyet temelli şiddet ve eşitsizlikle mücadele etmeyi sürdürdüğü belirtildi ve bu alandaki girişimler; ebeveynlerin iş-yaşam dengesinin sağlanması ve kadınların istihdam piyasasına katılımı konusunda girişimler ile kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin İstanbul Sözleşmesi’nin AB tarafından onaylaması teklifi olarak özetlendi. Bunların yanında AB’nin, 2030 BM Gündemi ile kadının güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliği vurgusu içeren Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini ilerletmek istediği belirtildi.
Göçmen krizi de dâhil olmak üzere insani felaketlerde, AB’nin insani yardım sağlarken göçmen kadınların ihtiyaçları başta olmak üzere cinsiyet özelinde belirli ihtiyaçları da karşılamaya gayret ettiği vurgulandı. AB’nin kadınların güçlendirilmesi, hakları için mücadele edilmesi ve ekonomik kaynaklara eşit erişiminin sağlanmasının yanı sıra kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin tüm şekilleriyle mücadele yönünde adımlar attığı ifade edildi. Açıklamada, kadınların; sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir barış için itici güç ve araç olduğu belirtilerek, eşitsizlik ve çatışmalar ile sarsılan bir dünyada hayati bir rol üstlendikleri belirtildi.
Avrupa Komisyonundan Geçici Görevlendirmeye İlişkin Yeni Adım
Avrupa Komisyonu 8 Mart 2016 tarihinde, Geçici Görevlendirme Yönergesi’nin güncellenmesine ilişkin bir teklif sundu. AB İç Pazarı’nı ve emek piyasasını güçlendirmek üzere sunulan söz konusu teklifle, sınır-ötesi hizmet sunumunun güçlendirilmesi, Üye Devletler arasında adil rekabet şartlarının garanti altına alınması ve geçici görevlendirmeye tabi çalışanların korunması hedefleniyor.
Avrupa Komisyonunun İstihdam, Sosyal İşler ve Sosyal İçermeden Sorumlu Üyesi Marianne Thyssen konuya ilişkin 8 Mart 2016 tarihinde yaptığı açıklamada, sınır-ötesi hizmet sunumunun AB İç Pazarı’nın temellerinden birini oluşturduğunu ve bu nedenle AB şirketlerinin çalışanlarını geçici görevlendirmeyle başka bir Üye Devlette çalışmalarını sağlayabilmesi gerektiğini vurguladı. Geçtiğimiz dört yılda, geçici görevlendirmeyle başka bir Üye Devlette çalışmaya başlayan çalışanların sayısının yüzde 50 arttığını belirten Thyssen, Geçici Görevlendirme Yönergesi’nin güncellenmesine ilişkin teklifin bu açıdan ayrı bir öneme sahip olduğunu ifade etti.
Bilindiği üzere, Geçici Görevlendirme Yönergesi’nin 1996 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana Birliğin emek piyasasının durumunda büyük değişiklikler yaşandı. Bunların en başında ise Üye Devletler arasında ücretler arasındaki farkın artması geliyor. Bu nedenle, Komisyonun Yönergenin güncellenmesine ilişkin teklifinde, bir AB üye ülkesinin vatandaşı ile geçici görevlendirme ile o ülkede çalışan başka bir AB üye ülkesi vatandaşının aynı iş için eşit ücret alması öngörülüyor. Benzer şekilde, hukuki olarak açıklık sağlamak amacıyla süresi iki yılı aşan geçici görevlendirmelerde çalışanın hizmet sunduğu ülkenin iş hukukunun kapsamına girmesi planlanıyor. Öte yandan, Komisyonun sunduğu yeni teklifte Üye Devletlerin ücret belirlemeye ilişkin yetki alanına müdahale etmediği, yalnızca geçici görevlendirmeyle başka bir üye ülkede hizmet sunan çalışanların da o ülkenin vatandaşlarıyla aynı kurallara tabi olması gerektiği belirtiliyor.
Almanya’da Seçim Sonuçları Aşırı Sağın Yükselişini Gösteriyor
Almanya’da 13 Mart 2016 tarihinde Baden-Württemberg, Rhineland-Palatinate ve Saxony-Anhalt eyaletlerinde gerçekleştirilen yerel seçimlerin sonuçları göçmen karşıtı tavrıyla bilinen AfD (Alternative für Deutchland) Partisi’nin hızlı yükselişini gösteriyor. Bilindiği üzere Almanya’daki bu üç eyaletteki seçimler Başbakan Angela Merkel’in göçmenlere yönelik açık kapı politikasının kamuoyu tarafından ne kadar desteklendiğini göstermesi açısından önem taşıyordu. Seçim sonuçları AfD’nin her üç eyalet meclisine girmeyi başarması ve özellikle Saxony Anhalt’ta oyların neredeyse yüzde 24’ünü alarak Merkel’in liderliğindeki Hristiyan Demokrat Birlik’ten (CDU) sonraki ikinci parti olmasıyla açık bir zafer kazandığını gösteriyor. Her ne kadar AfD’nin bu hızlı yükselişi hâlihazırda Merkel’in göçmen politikasına duyulan kızgınlığı yansıtsa da diğer iki eyalette Merkel’in açık kapı politikasını açıkça desteklediklerini ilan eden iki adayın kazanması ise Almanya’daki siyasi bölünmüşlüğün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
CDU’nun çarpıcı düşüşü
13 Mart’ta eyalet seçimlerinin yapıldığı Rhineland-Palantinate ve Baden-Württemberg’in CDU için farklı bir önemi var. Öncelikle partinin efsane başkanı Helmut Kohl’ün bölgesi olan Rhineland-Palatinate’de aday olarak gösterilen Julia Kloeckner Merkel’in favori siyasetçileri arasında sayılıyordu. Seçimlerden önce Angela Merkel’in göçmenlere yönelik açık kapı politikasına eleştiriler getiren Kloeckner bu politikayı desteklediğini açıklayan Sosyal Demokrat Parti’nin adayı Malu Drey’in gerisinde kaldı. Öte yandan İkinci Dünya Savaşı’ndan beri CDU hâkimiyetinde olan Baden-Württemberg’de geçtiğimiz seçimlerde Fukişima felaketinin etkisiyle rüzgâr tersine esmeye başlamış ve CDU Yeşiller karşısında ilk yenilgisini almıştı. Bu seçimlerde ise Yeşiller oyların yüzde 32’sini alarak bir rekora imza attılar. Her iki eyalette de AfD oylarının yüzde 10’u aşması ise dikkat çekici bir diğer sonuç.
Almanya’da mevcut seçmenlerin beşte birini barındıran bu üç eyaletteki seçimlerin sonuçları önümüzdeki günlerde kendi partisi içerisinde de Merkel’in göç politikasının daha fazla eleştirileceğini ancak Başbakan olarak konumunu çok fazla sarsamayacağını gösteriyor. Buna rağmen bu seçimler sonrasında incelenmesi ve cevaplanması gereken önemli sorular çıkıyor: Almanya giderek yükselen aşırı sağ sorunu ile nasıl baş edecektir? Aynı şekilde her yeni seçimde daha güçlü bir şekilde aşırı sağ sorunu ile yüzleşen Fransa ve Hollanda da dikkate alındığında Birliğin bu güçlü ülkelerindeki bu durum AB’nin geleceğini nasıl etkileyecektir? Halihazırda yeniden hızlanan Türkiye’nin AB süreci ve göçmenler konusunda Almanya’nın başı çektiği Türkiye-AB uzlaşısı bu durumdan nasıl etkilenecektir? Türkiye ile mülteci konusunda işbirliğinin en önemli savunucularından olan Angela Merkel’in Partisi CDU’nun seçimlerde oy kaybetmesi AB içinde bu konuda oydaşmayı sağlamakta zorlanacağının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
Avrupa Komisyonundan Suriyelilere İnsani Yardım
Avrupa Komisyonu, 15 Mart 2016 tarihinde Suriye krizine yönelik olarak 445 milyon avro değerinde insani yardımda bulunacağını açıkladı. Bu yardım ile ülke içerisinde ve komşu ülkeler olan Türkiye, Lübnan ve Ürdün’de sığınmacı olarak bulunan ve yardıma muhtaç Suriyelilere destek olunması amaçlanıyor. Söz konusu yardımın, AB ve üye ülkeler tarafından vaat edilen 3 milyar avroluk bütçenin bir parçası olduğu belirtildi.
Yardımların ayrıca BM’nin yanı sıra birçok uluslararası kuruluşlar ve uluslararası sivil toplum temsilcileri kanalıyla ulaştırılacağı açıklandı. Bu fonların özellikle gıda yardımı, su, sağlık hizmetleri ve hijyenin yanı sıra eğitim alanlarında kullanılacağı belirtildi. Yardım miktarları ise 140 milyon avro Suriye’ye, 87 milyon avro Lübnan’a, 53 milyon avro Ürdün’e ve 165 milyon avronun Türkiye’ye aktarılması sağlanacak.
Yunanistan’a 300 Milyon Avroluk İnsani Yardım
AB Konseyi, AB sınırları içindeki mültecilere yönelik olarak kullanılmak üzere 700 milyon avroluk insani yardım mekanizmasına ilişkin Yönergeyi 15 Mart 2016 tarihinde onayladı. EURO ECHO adı verilen ve üç yıllığına tahsis edilen mekanizma kapsamında, 300 milyon avroluk ilk yardım dilimi Yunanistan’da bulunan 35 bin mülteci için verilecek. Genel İşler Konseyi’nde Konsey tarafından onaylanan mekanizmaya ilişkin olarak açıklama yapan Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, Birliğin mülteci krizi ile mücadele ettiği bu dönemde Yunanistan’a destek olmak için söz konusu mekanizmayı kabul ettiklerini belirtti. Yeni mekanizma kapsamında sağlanacak insani yardım, insan yaşamını ve onurunu korumak için yemek, barınma, su, ilaç ve diğer temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik olarak hazırlandı.
ABD’den Mülteci Krizine İlişkin 18 Milyon Dolar Tutarında Yardım
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 28 Mart 2016 tarihinde yapılan bir açıklamayla, ABD’nin, AB’deki mültecilere yönelik 18 milyon dolar tutarında ek yardım gerçekleştireceği belirtildi. Üzerinde anlaşmaya varılan bu yardımla birlikte, ABD tarafından geçtiğimiz yıldan bu yana göçmen krizine ayrılan toplam yardımın tutarı 43 milyon dolara ulaşmış olacak. Yardımın büyük bir kısmının BM’nin göç birimlerine aktarılması öngörülüyor. 18 milyon doların kalan bölümü ise Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Teşkilatları Federasyonu’na ve BM’nin diğer birimlerine aktarılacak.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Heather Higginbottom, bu kapsamda Yunan Adalarına bir ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016 tarihinde varılan mülteci uzlaşısının sonuçlarını gözlemek için gerçekleştirdiği ziyarette Higginbottom, Yunanistan tarafından sürdürülen altyapı çalışmalarını ve teknik faaliyetleri değerlendirdi.
AB Sivil Koruma Mekanizması’ndan Yunanistan’a Yardım
29 Mart 2016 tarihinde AB Sivil Koruma Mekanizması kapsamında, Yunanistan’daki mültecilere yönelik elektrikli ısıtıcı, yatak, çadır, yangın alarmı, yangın söndürücü, battaniye ve yastık yardımı yapıldı. Ulaşım masraflarının Avrupa Komisyonu tarafından karşılandığı yardım paketi kapsamındaki malzemeler İsveç ve Almanya tarafından gönderildi. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz haftalarda da Avusturya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, Litvanya, İspanya, İsveç ve Norveç Yunanistan’a çadır, uyku tulumu, battaniye, ısıtıcı ve su deposu gibi malzemelerden oluşan acil ihtiyaç yardımı göndermişti.
Avrupa Komisyonunun İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Christos Stylianides konuya ilişkin yapılan açıklamada, Yunanistan’ın 2015 yılının Aralık ayında Sivil Koruma Mekanizması’nı başlatmasından bu yana 17 ülkenin yardımıyla 87.000’den fazla yardım malzemesi toplandığını belirterek, yardımda bulunan tüm ülkelere teşekkür etti. Bilindiği üzere, kriz durumlarında Sivil Koruma Mekanizması herhangi bir Üye Devlet veya AB’ye üye olmayan ülkeler tarafından aktif hale getirilebiliyor. Mekanizmanın işlemesinin ardından diğer ülkelerin yardım tekliflerinin koordinasyonu Avrupa Komisyonu tarafından yürütülüyor.
13’üncü AB-Hindistan Zirvesi Gerçekleştirildi
Dört yılık bir aradan sonra, 13’üncü AB-Hindistan Zirvesi, 30 Mart 2016 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirildi. AB heyetinin, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker tarafından temsil edildiği zirvede Hindistan heyetinin başkanlığını Başbakan Shri Narendra Modi yaptı. Zirvede öncelikli olarak ticaret ve yatırım, enerji ve iklim değişikliği, su, göç sorunu, dış ilişkiler ve güvenlik politikası konuları ele alındı.
Liderler önümüzdeki beş yıl için somut bir yol haritası ortaya koyan AB-Hindistan 2020 Gündem Eylemi’ni kabul ettiler. Bu kapsamda taraflarca öncelikli olarak güvenlik ve dış politika (özellikle nükleer yayılmanın önlenmesi ve silahsızlanma girişim hedefleri, korsanla ve terörizmle mücadele) alanlarında işbirliğinin güçlendirilmesi, insan haklarına ilişkin ortak değerlerin teşvik edilmesi ve AB ile Hindistan arasındaki ticari ilişkilerin ve yatırımların artırılması amaçlanıyor. AB-Hindistan Ticaret ve Yatırım Anlaşması’na ilişkin müzakerelerin canlandırılmasına yönelik girişimlerin yeniden gündeme getirilmesi taraflarca olumlu karşılandı. AB ve Hindistan arasında enerji, çevre, araştırma, bilgi ve iletişim teknolojileri, ulaştırma ve eğitim gibi birçok alanlarda işbirliğinin güçlendirilmesi öngörülüyor.
Tüm bunların yanı sıra taraflar, AB-Hindistan su ortaklığı ile temiz enerji ve iklim ortaklığı bildirisi yayımladı, göç ve hareketlilik konularına yönelik oluşturulan ortak gündemi onayladı.
Romanya’daki KOBİ’ler İçin Yatırım Paketi Kabul Edildi
Avrupa Komisyonu 2014-2020 döneminde Romanya’daki KOBİ’lere yönelik, 100 milyon avro tutarındaki “KOBİ Girişimi” operasyonel programını 29 Mart 2016 tarihinde kabul etti. Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu tarafından garanti şeklinde sağlanan yatırımın KOBİ’lere yönelik özel sektör yatırımlarına kaldıraç etkisi sayesinde dört katına çıkarak 400 milyon avroya ulaşması bekleniyor.
Romanya’ya yönelik KOBİ Girişimi, 2014-2020 dönemi için Avrupa Komisyonu ve Avrupa Yatırım Bankası işbirliğinde AB’de finansal desteğe ihtiyaç duyan KOBİ’lere yönelik girişimlerin dördüncüsünü teşkil ediyor.
2016
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT