ŞUBAT

AB ve ABD Arasında Verilerin Korunmasında Genel Bir Anlaşmaya Varıldı

2 Şubat 2016 tarihinde Avrupa Komisyonu ve ABD arasında veri güvenliği alanında yeni bir çerçeve üzerinde anlaşmaya varıldığı açıklandı. AB-ABD Gizlilik Kalkanı olarak adlandırılan bu yeni düzenleme ile ABD’ye veri transferinde bulunan Avrupalıların, temel haklarının korunmasının güçlendirilmesi ve ABD’de faaliyette bulunan Avrupalı şirketlere yasal belirginlik sağlanması amaçlanıyor.

Yeni düzenlemeye göre, Avrupalıların kişisel verilerinin korunması için ABD’deki şirketlere daha fazla yükümlülük verilmesi öngörülüyor. Ayrıca, ABD Ticaret Bakanlığı ile Federal Ticaret Komisyonu’nun AB’nin veri koruma yetkilileri ile yakın işbirliğinde bulunarak, daha sıkı bir denetim uygulamaları da bekleniyor. Yeni düzenlemeye göre, Amerikan kamu kuruluşlarının AB’den transfer edilen kişisel verilere erişebilmeleri ancak belli şartlar ve sıkı bir denetim altında gerçekleşebilecek. Yeni düzenleme ile öngörülen bir diğer önemli husus da, Avrupalılara şikâyetlerini iletebilme imkânı verilmesi olacak.

Avrupa Komisyonunun Adalet ve Tüketici Haklarından Sorumlu Üyesi Vera Jourova bu anlaşma ile ABD hükümetinin milli güvenlik amaçları doğrultusunda kamu kuruluşlarına sağlanan kişisel verilere erişmede ilk defa ciddi bir sınırlamayla ve sıkı bir gözetim mekanizması ile karşı karşıya kalacağını açıkladı. Aynı zamanda yeni düzenleme, ilk defa, AB vatandaşları için bu alanda tazmin mekanizmasından yararlanma imkânı sağlayacak.
 

Yunanistan’a İlişkin Schengen Değerlendirme Raporu Onaylandı

Schengen Değerlendirme Komitesi’nin verdiği olumlu kararın ardından, Avrupa Komisyonu, 2 Şubat 2016 tarihinde Yunanistan’a ilişkin Schengen Değerlendirme Raporu’nu onayladı. Buna ek olarak, Yunanistan’ın dış sınırlarının yönetimine dair ciddi sorunları ele alan bir Konsey önerisi de kabul edildi.

Ekim 2013 tarihinde yürürlüğe giren Schengen Değerlendirme Mekanizması, Schengen kurallarının uygulanmasının kontrolü için söz konusu Üye Devlete, diğer Üye Devletler ile Frontex’den gelen bir uzman grubun gözetim ziyaretlerini dâhil ediyor. Değerlendirme Raporu’nda yer alan tavsiyeler ile Yunanistan’ın tüm Schengen kurallarına uyması ve AB’nin dış sınırlarının yönetimini doğru bir şekilde uygulaması öneriliyor.

Bununla beraber kayıt prosedürlerinin iyileştirilmesini de öneriler arasında yer alıyor. Raporda, Yunanistan tarafından kayıt süreci sırasında söz konusu kişiler için gereken tesislerin kurulması ve iltica talebi bulunmayan veya uluslararası koruma gerektirmeyen göçmenlerin geri kabulünün sağlanması öneriliyor. Raporda, sınır gözetimine ilişkin kontrollerin güçlendirilmesi, risk analizi sisteminin kurulması ve sınır kapılarında mevcut altyapı ve ekipmanın güçlendirilmesi de tavsiye ediliyor.

 

Avrupa Komisyonu Terörün Finansmanıyla Mücadeleye İlişkin Eylem Planı Sundu

Avrupa Komisyonu 2 Şubat 2016 tarihinde terörün finansmanı ile mücadeleye yönelik mevcut kurallara yeni düzenlemeler getirilerek sorunların hızlı ve güçlü bir şekilde çözümünü amaçlayan Eylem Planı’nı sundu. Söz konusu Eylem Planı kapsamında gerçekleştirilmesi öngörülen faaliyetler şu şekilde: Teröristlerin para hareketlerinin takip edilerek çeşitli fonlara ve varlıklara ulaşmalarının önlenmesi; terörist organizasyonların mali kaynak sağlama kapasitelerinin, kullandıkları gelir kaynakları hedeflenerek yok edilmesi.

Teröristlerin kanuni ve kanun dışı birçok faaliyetle eylemlerinin finansmanını sağladıkları göz önüne alındığında, terörün finansmanı yollarının önlenmesi güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Bununla birlikte Avrupa Komisyonu, alınan önlemlerin ekonomik faaliyeti ve vatandaşların yaşamını olumsuz etkilememesi amacıyla sunduğu Eylem Planı kapsamında güvenlik önlemlerinin artırılmasına olan ihtiyaç ile başta veri güvenliği ve ekonomik özgürlükler olmak üzere temel hakların korunması arasında denge kurmayı hedefliyor. Avrupa Komisyonu tarafından kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin geçen yıl kabul edilen paket kapsamında geçen yıl Kasım ayında terörist faaliyetlerin finansmanının cezalandırılmasına yönelik bir yönerge tasarısı sunmuştu.   

Komisyon halen, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi Yönergesi’ne ilişkin birtakım değişiklik önerileri sunmayı planlıyor. Bu öneriler kapsamında alınması öngörülen başlıca önlemler şu şekilde:

-Yüksek riskli üçüncü ülkelerden finans akışlarına yönelik ileri derecede önlemler alınmasının sağlanması;

-AB mali istihbarat servislerinin güçlerinin artırılması ve birbirleri arasında işbirliğinin kolaylaştırılması

-Üye ülkelerde ulusal banka ve ödeme kayıtlarının merkezileştirilmesi veya merkezi bilgi erişim sistemlerinin oluşturulması;

-Sanal ortamdaki döviz bürolarının kara paranın aklanması amacıyla kullanılmalarını önlemek üzere Avrupa Komisyonu tarafından, müşterilerin sıkı bir şekilde kontrol edildiği sanal döviz platformların oluşturulması;

-Ön ödemeli kartlar gibi ödeme araçlarının ödeme limitlerinin azaltılması ve müşteri tanımlama şartlarının sıkılaştırılarak ortak kullanılan bu kartlardan doğabilecek risklerin önlenmesi. 

Eylem Planı’nda sunulan önlemlerin 2017 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmesi öngörülüyor.

 

Avrupa Yatırım Planı Kapsamında İsveç’ten KOBİ’lere Destek

Avrupa Yatırım Planı kapsamında Avrupa Yatırım Fonu ve İsveç finansman kuruluşu Norrlandsfonden arasında yaratıcı KOBİ’lere kredi imkânlarının artırılması amacıyla 8 Şubat 2016 tarihinde anlaşma imzalandı. Anlaşma kapsamında, önümüzdeki 2 yılda İsveç’teki yaratıcı şirketlere 19 milyon avro tutarında kredi sağlanması hedefleniyor. Söz konusu kredinin, Horizon 2020 Programı mali desteği ve Avrupa Yatırım Fonu’nun AB’nin inovasyona yönelik finansman aracı InnovFin kapsamında sağladığı garanti ile yararlandırılması öngörülüyor. Anlaşma ile Norrlandsfonden İsveç!teki yaratıcı şirketlere uygun koşullarda finansman sağlayacak.

Avrupa Komisyonunun İstihdam, Büyüme, Yatırımlar ve Rekabet Gücü’nden Sorumlu Üyesi Jyrki Katainen, Avrupa Yatırım Planı’nın meyvelerini verdiğini, İsveç’in de kapsamda Avrupa Stratejik Yatım Fonu’ndan (ASYF) yaralanmasında memnuniyet duyduğunu açıkladı.

Bilindiği üzere, geçen yıl Kasım ayında Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker tarafından ortaya koyulan Avrupa Yatırım Planı ile AB ekonomisinin canlandırılması için yatırım atağı başlatılması amaçlanıyor. Avrupa Yatırım Planı kapsamında büyümeyi destekleyecek projelerin finansmanı için oluşturulan ASYF’ye, AB bütçesinden ve Avrupa Yatırım Bankası (AYB) tarafından destek sağlanması öngörülüyor. 2015-2017 döneminde 315 milyar avro tutarında kaynağı harekete geçirmesi planlanan ASYF’ye, AB bütçesinden 16 milyar avro, AYB’den ise 5 milyar avro tutarında olmak üzere toplam 21 milyar avro garanti sağlanacak.

 

Havacılık Sektöründe Yeni Küresel Emisyon Standartlarına Yeşil Işık

8 Şubat 2016 tarihinde Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu’nun (ICAO) Çevre Koruma ve Havacılık Komitesi’nde (CAEP) havacılık sektörünün yol açtığı emsiyonların azaltılmasına yönelik bir uzlaşı sağlandı. Uzlaşı ile ilk kez küresel boyutta havacılık emisyonlarının azaltılmasına ilişkin yeni standartların uygulanmaya koyulması bekleniyor.

Havacılık sektöründen oluşan emisyonlar konusunda gerek AB gerekse ICAO nezdinde uluslararası müzakereler sürdürülmekteydi. Özellikle 1 Ocak 2012 tarihinde AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi’ne (AB ETS) dâhil edilen havacılık sektörü, bu tartışmaları beraberinde getirmişti. Ancak havacılık sektörünün hazır olamaması nedeniyle sektörün AB ETS kapsamında geçici olarak askıya alınmasına karar verilmişti.

Yeni anlaşma için Avrupa Komisyonu tarafından yapılan resmi yazılı açıklamada, Komisyonun Ulaştırmadan Sorumlu Üyesi Violeta Bulc, AB tarafı olarak anlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı. AB’nin iklim politikalarının, Enerji Birliği Stratejisi’nin tamamlayıcısı, yeni Havacılık Stratejisi’nin ise öncelikli alanı olduğunu belirtti. Bulc, geçen yılsonunda 195 ülke tarafından onaylanan Paris Anlaşması’na yönelik müzakerelerde de havacılık sektörünün ayrı bir önemde masaya yatırıldığını ve söz konusu yeni küresel pazar merkezli standartların ICAO çerçevesinde oluşturulmasını önemsediklerini ifade etti.

ICAO Başkanı Olumuyiwa Benard Aliu yaptığı açıklamada, yeni standartların yeni teknoloji modellerini geliştirmeyi sağlayacağı gibi, daha çevreci gelecek nesil uçaklar ile küresel emisyonların azaltılmasına katkı sağlanacağını belirtti. 

8 Şubat tarihli anlaşma henüz resmiyet kazanmazken, 2016 yılının eylül ayında ICAO Genel Kurulu’nda ana gündem maddesi olarak ele alınması öngörülüyor. ICAO tarafından resmi onayın 2017 yılının ilk aylarında verilmesi bekleniyor.

Yeni emisyon standartları, uçağın ağırlığına göre ve ne kadar yeni olduğuna göre değişecek. Ancak yeni ve büyük uçaklar için daha sıkı standartlar uygulanacak. Standartların 2020 yılından sonra uygulanması planlanırken, günümüzde kullanımda olan uçak türlerinin yeni standartları uygulaması için son tarih 2028. Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan veriye göre, 2040 yılına kadar yeni standartların uygulanması ile 650 milyon ton emisyonun havaya karışmasının engellenmesi planlanıyor. ICAO üyeleri arasında AB üye ülkeleri ve Türkiye de bulunuyor.

 

AB Kış Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu Yayımlandı

Avrupa Komisyonunun yayımladığı 2016 Kış Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu AB ekonomisinin toparlanmada dördüncü yılına girerken büyümenin iç tüketimin desteğiyle ılımlı bir şekilde sürdüğünü ortaya koyuyor. Avro Alanı’nda büyümenin geçen yıl yüzde 1,6’dan bu yıl 1,7’ye ve 2017’de yüzde 1,9’a yükseleceği tahmin ediliyor. AB’nin ise ekonomik büyüme tahminin bu yıl yüzde 1,9 ile sabit kalırken gelecek yıl yüzde 2’ye yükselmesi bekleniyor. Düşük petrol fiyatları, olumlu finansman koşulları ve avronun düşük döviz kuru gibi büyümeye etkin eden faktörlerin daha fazla güçlenmesi ve tahmin edilenden daha uzun süre etkili olması bekleniyor. Öte yandan, raporda geçen yıl yayımlanan 2015 yılı Sonbahar Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’ndan bu yana büyümenin gerilemesine yol açabilecek etkenlerin dış faktörlerin etkisiyle arttığına dikkat çekiliyor. Riskler de daha belirgin hale gelirken Çin’in ve diğer yükselen ekonomilerin daha düşük oranda büyümesi, düşük küresel ticaret, jeopolitik ve siyasi politikalara ilişkin belirsizlikler gibi yeni birtakım zorlukların ortaya çıkması bekleniyor.

Gelişen işgücü piyasaları ve reel kullanılabilir gelirin artmasıyla birlikte özel tüketimin bu yıl ve gelecek yıl büyümenin en önemli itici gücü olduğu ifade ediliyor. İstihdamın sınırlı bir şekilde artması ve işsizlik oranlarının ise geçen yıldan daha düşük bir oranda azalacağı tahmin ediliyor. İşgücü piyasasına ilişkin reformların uygulandığı ülkelerde işsizlik oranlarının daha fazla azalacağı tahmin ediliyor. İşsizlik oranının Avro Alanı’nda 2015’te yüzde 11’den 2016’da yüzde 10,5’e ve 2017’de yüzde 10,2’ye inmesi öngörülüyor. AB’de ise işsizlik oranının 2015’te yüzde 9,5’ten 2016’da yüzde 9 ve gelecek yıl yüzde 8,7’ye inmesi bekleniyor.

Ekonomik faaliyetin artmasıyla birlikte kamu açığının da Avro Alanı’nda 2015’te GSYİH’nin yüzde 2,2’sinden, 2016’da yüzde 1,6’sına ve 2017’de yüzde 1,8’ine inmesi bekleniyor. AB’de ise kamu ağının GSYİH’ye oranının 2015’te yüzde 2,5’ten bu yıl yüzde 2,2’ye ve 2017’de yüzde 1,8’e düşmesi öngörülüyor.

 

AB Liderler Zirvesi Göç Gündemiyle Toplandı

AB Liderler Zirvesi, 18-19 Şubat 2016 tarihlerinde, AB ülkelerinin Devlet ve Hükümet Başkanlarının katılımıyla, Konsey Başkanı Donald Tusk’un başkanlığında Brüksel’de gerçekleştirildi. Ankara’da 17 Şubat 2016 tarihinde gerçekleşen terör saldırısını kınayan bir açıklamayla başlayan Zirvenin ana gündem maddelerini Birleşik Krallık’ın AB üyeliğinden ayrılması ihtimaline ilişkin tartışmalar ve mülteci krizi oluşturdu.

Zirvede göç gündemine ilişkin, AB Konseyi Dönem Başkanı Hollanda ve Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan raporlar ve Türkiye-AB Eylem Planı masaya yatırıldı. Öte yandan, NATO’nun, Akdeniz’deki düzensiz göç akınlarına yönelik destekleyici istihbarat ve gözetleme faaliyetlerini başlatma kararı da ele alınan konulara arasında yer aldı. Başta Frontex olmak üzere, bütün üye ülkelerin ilgili birimlerinin NATO’ya destek vermesi çağrısında bulunulan Zirve’de, Türkiye’nin, Suriyelilerin işgücü piyasasına katılımı ve AB ile veri paylaşımı konularında attığı adımlar olumlu karşılandı. Zirve’de ayrıca Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yapan düzensiz göçmenlerin sayısında azalma gerçekleşmediğinin, taraflar arası işbirliğinin artırılmasının hayati önem taşıdığının altı çizildi.

Batı Balkanlardan ve Afrika’dan gerçekleşen göç akınına yönelik üzerinde anlaşmaya varılan insani yardım önlemlerinin takibi de gündeme alınan bir diğer konu oldu. Son olarak, Konseyin Schengen Bölgesi’nin istikrarlı bir hal almasına ilişkin Tavsiye Kararı da gündeme alındı. Bu konuda Schengen Sınır Kodu’nun tam olarak uygulanması ve AB-Türkiye arasındaki deniz sınırları başta olmak üzere, dış sınırlardan giriş koşullarının etkin bir şekilde işlenmesi üzerinde liderler görüş birliğine vardı.

 

Komisyon Sürdürülebilir Enerji Güvenliği Paketi’ni Açıkladı

Avrupa Komisyonu 16 Şubat 2016 tarihinde Sürdürülebilir Enerji Güvenliği Paketi’ni açıkladı. Enerji Birliği girişiminin bir parçası olan paket kapsamındaki önlemler ile AB’nin küresel enerji geçişlerine ve enerji arzında olası kesintilere daha hazırlıklı hale gelmesi amaçlanıyor. Paket enerji talebinin yönetilmesini, Avrupa’da enerji üretiminin artırılmasını, tamamen entegre olmuş ve iyi işleyen bir enerji iç pazarının geliştirilmesini, enerji kaynaklarının ve rotalarının çeşitlendirilmesini içeriyor. Bunun yanında, Avrupa enerji piyasasına daha fazla şeffaflık getirirken üye ülkeler arasında dayanışmanın artırılmasını gözetiyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Avrupa Komisyonunun Enerji Birliği’nden Sorumlu Başkan Yardımcısı Maroš Šefcovic bir yıl önce açıklanan Enerji Birliği Stratejisi ile tüm AB vatandaşlarına güvenli, sürdürülebilir ve rekabetçi enerji temininin amaçlandığını hatırlatarak, kabul edilen yeni paketin arz güvenliğine odaklandığını belirtti. Avrupa Komisyonunun İklim Eylemi ve Enerjiden Sorumlu Üyesi Miguel Arias Cañete ise 2006 ve 2009 yıllarındaki doğal gaz krizlerinde milyonlarca kişinin soğukta kaldığını, bu nedenle aynı sorunların bir daha asla tekrarlanmamasının hedeflendiğini dile getirdi. 2014 yılında yapılan stres testlerinin AB’nin halen doğal gazda olabilecek büyük kesintiler karşısında hassas durumunu koruduğunu ve AB sınırlarındaki siyasi gerginliklerin bu sorunların bir anda aşılamayacağının en önemli göstergesi olduğunu belirten Cañete, paket ile getirilen önlemlerin güvenilir, rekabetçi ve esnek bir sistem kurulabilmesi için gerekli olduğunu söyledi.

Sürdürülebilir Enerji Güvenliği Paketi şunları kapsıyor:

- Doğal Gaz Arz Güvenliği Tüzüğü;

- Enerjide Hükümetlerarası Anlaşmalara ilişkin karar;

- LNG ve doğal gaz depolamasına ilişkin strateji;

- Isıtma ve soğutma stratejisi.

Paketle ilgili daha kapsamlı bilgiye buradan ulaşılabilir.

 

Mogherini ve Kerry Bölgesel Konuları Görüştü

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 19 Şubat 2016 tarihinde, Suriye ve Orta Doğu’daki durumu ele alan bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. AB’den yapılan resmi açıklamaya göre, geçen hafta Münih’te gerçekleştirilen Güvenlik Konferansı’nın ardından yapılan telefon görüşmesinde iki liderin, Münih’te karara bağlanan Uluslararası Suriye Destek Grubu zirvesinde alınan kararlar hakkında görüştükleri belirtildi. Açıklamada ayrıca Mogherini’nin ABD Dışişleri Bakanı Kerry’yi AB Liderler Zirvesi’nde ele alınan konular hakkında bilgilendirdiği belirtildi. 

 

Akdeniz Üzerinden Yunanistan’a Gelen Mülteci Sayısı Yüzde 40 Azaldı

AB’nin dış sınırların kontrolü ve güvenliğinden sorumlu ajansı Frontex’in 22 Şubat 2016 tarihinde yayımladığı verilere göre, Akdeniz üzerinden Yunanistan’a gelen mülteci sayısının 68 bine düştüğü belirtildi. Yunanistan’dan AB’ye giren mülteci sayısında geçen yılın aralık ayına göre yüzde 40 oranında bir azalma yaşandığı görülürken, bu durumun kötü hava koşullarından kaynaklandığı ifade edildi. Frontex’e göre, Yunanistan’a ocak ayında giriş yapan mültecilerin çoğunluğu Irak, Suriye ve Afganistan’dan geldi. İtalya’ya gelen ve çoğunluğu Nijeryalı olan mültecilerin sayısı ise 5.600 olarak kaydedildi. Ocak ayında Batı Balkanlar üzerinden AB’ye yasadışı giriş yapan mülteci sayısında da düşüş gözlemlendi. 2015 yılının aralık ayına göre üçte bir oranında düşüş kaydedilirken, bu yol üzerinden AB topraklarına geçiş yapan mülteci sayısı 65.300 oldu.

Öte yandan, Suriyeli mültecilerin durumuna ilişkin olarak Türkiye-AB Ortak Eylem Planı kapsamında düzenli olarak bir araya gelmesi öngörülen tarafların 7 Mart 2016 tarihinde özel bir zirvede konuyu ele alacakları belirtildi. Bilindiği üzere, 18-19 Şubat 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi’nde AB liderleri, Türkiye ile özel bir zirve düzenlenmesine karar vermişti. Zirvenin ardından AP’de bir konuşma yapan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye ve AB yetkililerinin 7 Mart 2016 tarihinde bir araya geleceğini duyurdu. 

 

Sağlıklı Besinler İçin Avrupa İşbirliği

22 AB üye ülkesi, Norveç, İsviçre, uluslararası işletmeler ve hastalara ilişkin kuruluşlar gıda ürünlerinde tuz, doymuş yağ ve şeker içeriğinin azaltılması yoluyla ürünleri daha sağlıklı hale getirme konusunda uzlaşmaya vardı. Bunun gerçekleştirilmesi amacıyla 22 Şubat 2016 tarihinde, Hollanda AB Dönem Başkanlığı himayesinde Amsterdam’da düzenlenen konferansta söz konusu ülkeler gıda sanayi ve sivil toplum kuruluşları işbirliğinde çalışma kararı aldı.

Avrupa’daki birçok insan çok fazla tuz, yağ ve şeker tüketiyor. Bu tüketim diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve obezitenin de önemli sebepleri arasında gösteriliyor.  Çeşitli AB ülkeleri, hâlihazırda gıda üretiminde tuz, doymuş yağ ve şeker oranını azaltmaya çalışıyor. Her bir ülke farklı bir yaklaşım ele alıyor, ancak Tek Pazarda AB düzeyinde işbirliği, tüketicilere sağlıklı seçim imkânı sağlamak açısından oldukça önem taşıyor.

Hollanda Sağlık Bakanı Edith Schippers ve Tarım Bakanı Martijn van Dam, Avrupa Komisyonunun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Vytenis Andriukaitis, İşletmeler ve Sanayi Genel Müdür Yardımcısı Antti Peltomaki, gıda sanayi temsilcileri, süpermarketler, STKlar, Dünya Sağlık Örgütü Temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen konferansta “Eylem için Yol Haritası” oluşturulmasına yönelik geniş bir destek sunuldu. Katılımcılar, ürünlerin tuz, doymuş yağ ve şeker oranının azaltılarak daha sağlıklı hale getirilmesi için ortaklaşa hareket etmeye acil ihtiyaç duyulduğunun önemini vurguladı. Gıda endüstrisi, hasta ve tüketici kuruluşlarının yanı sıra, üye ülkelerin uzmanları kamu-özel ortaklığı işbirliği yapacaklarını açıkladılar. Amsterdam’daki konferans Avrupa Sağlık Komisyonunun yıl sonunda düzenleyeceği ve politik kararların alınması gereken resmi ve gayri resmi toplantılara öncülük etti.

 

AB Sigorta Acenteleri Yönergesi Yürürlüğe Girdi

Avrupa Komisyonu tarafından AB genelinde sigorta acenteleri arasında adil şartların hâkim olduğu bir piyasa yaratmak amacıyla hazırlanan Sigorta Acenteleri Yönergesi 23 Şubat 2016 tarihinde yürürlüğe girdi. Yönerge ile sigortanın satın alındığı üye ülkeye bakılmaksızın, müşterilerin tercih ve hizmette aynı standartlara ulaşmasının garanti altına alınması hedefleniyor. Yönerge, sigorta sözleşmelerinin imzalanması öncesinde tüketicileri daha şeffaf kurallar çerçevesinde bilgilendirmeyi ve gerekli bilgileri düzenlemelerine yardımcı olmayı sağlayan standartları getiriyor. Söz konusu yönerge ile  tasarruflarını yatırıma dönüştüren tüketicilerin, karşılaştırma yapma imkânını korumak amacıyla, sigorta ile ilgili yatırım ürünlerinin dağıtımına ilişkin belirli kurallar getirilmesi de öngörülüyor. Öte yandan yönerge, sınır ötesi işlemlerin açıklığa kavuşturulması ve sigorta acentelerinin denetimi ile ilgili kuralları da içeriyor. Üye ülkelerin söz konusu kuralları kendi iç mevzuatlarına 2 yıl içinde aktarmaları öngörülüyor.

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT