BASIN DUYURULARI » 2024 » EKİM 2024: “AB SÜRECİNDE İLERLEME OLMAMASI ENDİŞE VERİCİ” | İKV - İKTİSADİ KALKINMA VAKFI

İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, bugün yayımlanan Avrupa Komisyonu 2024 Genişleme Paketi ve Türkiye raporu hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Zeytinoğlu, Türkiye’nin 2018’den beri fiilen donmuş olan üyelik müzakerelerinde ilerleme sağlamak için atılması gereken adımlar üzerinde durdu. Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi:

“Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan 2024 Genişleme Stratejisi Paketi ve Aday Ülke raporları bugün yayımlandı. AB her yıl aday ülkelerin Kopenhag Kriterleri esasında üyeliği yönelik gelişimini analiz eden raporlar yayımlıyor. Türkiye’nin yanı sıra, diğer sekiz aday ülke ve bir potansiyel aday için de bu raporlar açıklanıyor. Şu anda AB üyeliğine yönelik en fazla ilerleme kaydeden ülkeler arasında Karadağ ve Sırbistan geliyor. Diğer adaylar olan Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Ukrayna ve Moldova gibi ülkeler için de üyelik müzakereleri başlamış durumda. Türkiye’nin durumunda ise son fasıl 2016 yılında açılabildi. Ancak 2018 yılında AB yeni fasıl açılmayacağına yönelik bir karar aldı. Zaten 2006 yılındaki Konsey kararı ile Güney Kıbrıs menşeli gemilerin limanlara alınmaması gerekçesiyle sekiz faslın açılmaması ve hiçbir faslın kapatılmaması kararı alınmıştı. Yani fasıl açabiliyor olsak da kapatamıyorduk. Bu durum üyelik vizyonunu ortadan kaldırmış oldu. Türkiye tam üyelikten başka bir alternatif kabul etmese de, bu hedefe ulaşmakta önemli zorluklar ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerini yerine getirmeye yönelik reformları yeniden canlandırması büyük önem taşıyor. Tek başına üyelik sürecini canlandırmaya yetmese de Türkiye’nin 2000’li yılların başındaki dinamizmi yeniden yakalaması, hukuk, demokrasi ve temel haklar alanındaki sorunlarını çözüme kavuşturmak için adım atması ve yabancı yatırımın artması açısından gerekli.”


2024 Türkiye Raporu Açıklandı

İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 2024 Türkiye raporunun içeriğini şu şekilde değerlendirdi:

“2024 raporu büyük ölçüde önceki raporlarla benzerlikler gösteriyor. Türkiye’nin AB sürecinin canlandırılmasına yönelik önerilerden ziyade, Türkiye’nin AB üyelik kriterleri ve müktesebat başlıkları açısından durumu ve ilerleyişi irdelenmiş. Avrupa Komisyonunun kümeleme stratejisi kapsamında hukukun üstünlüğü, demokrasi, yargı bağımsızlığı ve temel haklar konularını öncelikle ele alınmış. Bu konularda AB’nin uyarılarının dikkate alınmadığı ve ilerleme sağlanmadığı yönünde eleştiriler yer alıyor. Mart 2024 yerel seçimlerinin iyi organize edildiği ve halk iradesinin tecelli etiği belirtiliyor.

Türkiye’nin kilit bir partner ve aday ülke olduğu tespiti ile birlikte, Kıbrıs müzakerelerinin devamının iş birliği açısından önemle üzerinde durulmuş. Türkiye’nin AB’nin 5’inci büyük ticari ortağı olduğu ve 18 Mart 2016 bildirisi uyarınca mülteci konusunda iş birliğinin devam ettiği belirtiliyor. Dış, güvenlik ve savunma politikası alanında Türkiye’nin AB önceliklerine aykırı olduğu alanlara işaret edilmiş. Bu konuda özellikle giderek daha gerilimli hale gelen jeopolitik ortamda Türkiye ve AB’nin farklılıkları aşarak daha koordineli çalışması büyük önem taşıyor.

Benzer şekilde ticaretteki engellerin kaldırılması, dijital ve yeşil dönüşümün Türkiye-AB ilişkisinin ayrılmaz bir parçası haline gelmesi iki taraf için de kazanımlara yol açacak. Bunun için de vizyoner bir yaklaşım ve sorunları çözümlemeye yönelik güçlü bir siyasi irade gerekiyor.

Sivil toplum ve iş dünyası olarak bizlere düşen ise, İKV olarak 60 yıldır yaptığımız gibi süreci desteklemek, sorunların aşılması için tavsiyelerde bulunmak, AB’deki paydaşlarla Türkiye ve AB ilişkilerinin iyileşmesi ve Türkiye’nin AB’de hak ettiği yeri alması için çaba göstermek, Avrupa’nın kazanımlarının Türk halkı için somut yararlar sağlamasına yönelik ortak çalışmalarda bulunmak.

Daha önceki raporlarda sıklıkla kullanılan geri kayma/gerileme ifadesi bu raporda geçmese de, bunun yerini “ilerleme yok (no progress)” ifadesi almışa benziyor. Türkiye’nin işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olduğu tespiti ile uygulanan sıkı para politikasına devam edilmesi öneriliyor. Enerji alanında yenilenebilir enerji oranının artırılması, iş gücü piyasasının gerektirdiği becerilere yönelik eğitim sisteminin güncellenmesi, GB’ye aykırı tarife dışı engellerin kaldırılması, AB hizmetler direktifi ile uyum sağlanması gibi tavsiyelerde bulunuluyor. Türkiye’nin gümrük birliğine aykırı görülen ek tarife uygulamaları gibi konularda ve AB Ortak Gümrük Tarifesine uyum sağlaması hatırlatılıyor. Birçok konu başlığında Türkiye’nin oldukça hazırlıklı olduğu veya belirli düzeyde hazırlıklı olduğu belirtilse de bu alanların bazılarında ilerleme kaydedilmediği de ekleniyor.
 

-Türkiye’nin belirli düzeyde hazırlıklı olduğu alanlar şu şekilde sıralanıyor: Kamu yönetimi reformu, adalet, özgürlük, güvenlik, organize suçla mücadele, kamu alımları, istatistik, sermayenin serbest dolaşımı, rekabet, dijital dönüşüm ve medya, vergilendirme, ekonomik ve parasal politika, sosyal politika ve istihdam, girişimcilik ve sanayi politikası, eğitim ve kültür, ulaştırma, enerji, çevre ve iklim değişikliği, tarım ve kırsal kalkınma, gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı, balıkçılık, bölgesel politika ve yapısal araçlar, mali ve bütçesel hükümler, dış ekonomik ilişkiler, dış, güvenlik ve savunma politikası.

-Türkiye’nin iyi hazırlıklı durumunda olduğu alanlar ise daha az: piyasa ekonomisi, rekabetçi baskılara karşı koyabilme, mali kontrol, malların serbest dolaşımı, şirketler hukuku, fikri mülkiyet, mali hizmetler, tüketici ve sağlığın korunması, bilim ve araştırma, gümrük birliği, trans-Avrupa ağları.

-Türkiye’nin çok erken aşamada olduğu veya hazırlıklı olmadığı alanlar ise şöyle: yolsuzlukla mücadele, ifade özgürlüğü, işçilerin serbest dolaşımı, hizmetler ve yerleşme hakkı konuları.

-Hazırlılık düzeyine bakılmadan geçtiğimiz bir yıl içinde hiç ilerleme olmayan alanlar ise şu şekilde sıralanmış: Kamu yönetimi reformu, yargı ve temel haklar, yolsuzlukla mücadele, ifade özgürlüğü, kamu alımları, mali kontrol, işçilerin serbest dolaşımı, yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest dolaşımı, fikri mülkiyet, rekabet, vergilendirme, sosyal politika ve istihdam, gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı, mali ve bütçesel hükümler, dış, güvenlik ve savunma politikası.


Türkiye’nin piyasa ekonomisi, büyüme oranı, AB’ye kurumsal uyum gibi alanlarda diğer aday ülkeler ile karşılaştırılmayacak kadar gelişmiş durumda olduğu bir gerçek. Ancak hukuk, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda gerekli reform adımlarında geç kalınması AB sürecimizi olumsuz etkiliyor. Bunun yanında Kıbrıs konusu gibi bazı AB üyeleri tarafından tek taraflı olarak önümüze sürülen konularda AB’nin tavrı yapıcı olmaktan uzak. Ancak Türkiye’miz için AB kriterlerine doğru ilerlemek kalkınma hamlesine güç katacak, demokrasimizi geliştirecek ve yeşil ve dijital dönüşümü de takviye edecek olan yatırımları tetikleyecektir”.

https://www.ikv.org.tr/ikv.asp?id=9199