“Artık Adil, Yeşil ve Dijital Toparlanma Zamanı”: Portekiz, AB Konseyi Başkanlığı’nı Devraldı
1 Ocak 2021 tarihinde AB Konseyi Başkanlığı’nı Almanya’dan devralan Portekiz, 6 aylık ajandasını Avrupa Komisyonunun öncelikleri paralelinde şekillendirdi.
Almanya’nın 1 Temmuz-31 Aralık 2020 tarihleri arasında yürüttüğü AB Konseyi Dönem Başkanlığı, yeni bir trio dönemini de başlatmıştı. 18 ayı kapsayan öncelikler çerçevesinde birbirini tamamlayacak politikalar yürütmeyi taahhüt eden 3 üye ülkenin oluşturduğu dönemin liderliği, 1 Ocak 2021 itibarıyla Portekiz’e geçti. 2020’nin başında Portekiz Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva, 1986 yılından bu yana dördüncü kez üstlenilecek AB Konseyi Başkanlığı’na dair önceliklerin entegrasyon projesinin karşılaştığı zorluklar temelinde şekillendirildiğini açıklamıştı. Ancak Mart ayı itibarıyla koronavirüs pandemisinin çok yönlü etkilerini her zerresine kadar hisseden AB’nin öncelikleri ve gündemi de bu krizin çevresinde yeniden şekillendi. Bu kapsamda ilk kez üstlendiği Başkanlığın yarısını COVID-19 pandemisinin yarattığı panik dalgasını yönetmekle geçiren Hırvatistan’ın ardından Almanya, dönem başkanlığı koltuğunda koronavirüs ile mücadelenin eklemlendiği bütçe tartışmalarına yön vermek için çabaladı. Bu konuda önemli kazanımlar elde eden Almanya, devamında Başkanlığı devralacaklara da rehberlik etmiş oldu. Bu doğrultuda koronavirüs çerçevesinde önceliklerini güncel duruma adapte etmek zorunda kalan Portekiz, AB’nin geleceğini şekillendirme döneminde kritik rol oynayan bir aktör olarak konumlanacak.
Portekiz Dönem Başkanlığı’nın Vurguladıkları ve 3 Önceliğin Alt Başlıkları
1 Ocak-30 Haziran 2021 tarihleri arasında yürüteceği Konsey Başkanlığı’nda Portekiz, 3 temel öncelik çerçevesinde 5 faaliyet alanı belirledi. Buna göre Portekiz’in öne çıkardığı ve aktif rol almak istediği öncelikler şu şekilde sıralanıyor:
1-İklim hedefleri ve dijital dönüşüm paralelinde şekillenen COVID-19 sonrası toparlanma dönemini teşvik etmek,
2-İklim odaklı ve dijital dönüşümlerin adil ve kapsayıcı olmasını sağlamak amacıyla AB’nin sosyal sütununu hayata geçirmek,
3-AB’nin stratejik bağımsızlığını güçlendirmek.
Brexit, 2021-2027 bütçesi, COVID-19 ve Yeşil Düzen eksenindeki çok yönlü tartışmalarla geçen dönemin ardından AB’nin pek çok konuda karar verdiği bir dönemde AB Konseyi Başkanlığı görevini devralan Portekiz, söz konusu kararların hayata geçirilme aşamasında rol oynama şansına sahip olacak. Bu kapsamda 3 başlık altında belirlediği temel önceliklerini beş faaliyet kapsamında detaylandıran Portekiz’in Ursula von der Leyen Komisyonu öncelikleri ve ajandası paralelinde ilerletmek istediği görülüyor.
Faaliyet planlarını sırasıyla:
-Avrupa’nın toparlanma, uyum ve değerlerini teşvik etmek,
-İklim hedeflerinde AB’yi küresel liderliğe getirmek,
-Bireylere ve kurumlara hizmet edecek dijital dönüşümü hızlandırmak,
-Sosyal Avrupa modelini güçlendirmek ve teşvik etmek,
-Küresel aktör olarak AB’nin gücünü pekiştirmek olarak kurgulayan Portekiz’in iç ve dış AB politikasındaki yenilenmeleri 2021 yılının ilk yarısında hızlandırma amacı taşıdığını da söylemek mümkün.
Portekiz’in AB Yolculuğu ve Entegrasyon Projesine Katmak İstedikleri
1974 yılında General Antonio Spinola’nın önderliğinde başlatılan Karanfil Devrimi sonucunda faşist Salazar rejimi devrilerek ülkede yarı başkanlığa dayalı demokratik bir hükümet sistemi oluşturuldu. 2 Aralık 1976 tarihinde kabul edilen 296 maddelik Portekiz Cumhuriyeti Anayasası, hükümet sistemini demokratik cumhuriyet olarak tanımladı.
1 Ocak 1986 tarihinde İspanya ile beraber AB üyesi olan Portekiz, oluşturulduğu ilk günden itibaren (1 Ocak 1999) Avro Alanı’nın içinde yer aldı ve 26 Mart 1995 tarihinde de Schengen Alanı’na katıldı. AB nüfusunun yüzde 2’sini oluşturan ülke, AP’de 21 sandalye ile temsil ediliyor. Ursula von der Leyen Komisyonu’nda Uyum ve Reformlardan Sorumlu Komisyon Üyeliği Portekizli Elisa Ferreia tarafından yürütülüyor. Bu bağlamda Portekiz’in 2019-2024 yılları arasında görev yapacak Komisyon içerisinde AB’nin geleceğini şekillendiren yenilenmelerde söz sahibi olmak istediğini ortaya koyuyor. 2021 AB Konseyi Başkanlığı’nı da bu temel doğrultusunda şekillendiren Portekiz, bu motivasyonuna koronavirüsle mücadeleyi de ekleyerek yoluna devam etmeyi planlıyor.
Şimdiye kadar 1992, 2000 ve 2007 yıllarında olmak üzere toplam üç kez dönüşümlü AB Konseyi Başkanlığı görevini üstlenen ülke, önümüzdeki 6 ay boyunca Birliğin hem iç politikasında hem de Transatlantik ilişkileri başta olmak üzere dış politikasında etkili adımlar atmak için kolları sıvadı. Dolayısıyla Portekiz AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nın AB’nin kendi içindeki reformlarına odaklanacağını ve özellikle Trump döneminde zarar gören ABD-AB ilişkilerini onarmak için çabalayacağını söyleyebiliriz.
Üç temel önceliğin ilk faaliyet alanı olarak belirtilen bu alt başlık, kapsamlı bir şekilde koronavirüsle mücadele odağındaki AB bütçesinin hedeflerinin tamamlanacağını ortaya koyuyor. Aynı zamanda AB’nin dışa olan bağımlılığını azaltmasının önemine vurgu yapılırken; ticaret, gıda güvenliği ve KOBİ’lerin konularının COVID-19 pandemisinin ardından yeniden gözden geçirilmesi ve güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Birliğin temel değerlerinin korunmasının yanı sıra Yeni Göç ve Sığınma Paktı çerçevesinde göç politikalarının da insan haklarını koruyan bir doğaya kavuşması için çalışmalar sürdürüleceği vurgulanıyor.
Avrupa Yeşil Düzeni’nin hedeflerini benimseyen bu alt başlık ile Portekiz, dönem başkanlığı döneminde Birliğin ilk İklim Yasası’nın onaylanması için çabalayacağını da taahhüt ediyor. “2050 Karbon Nötr Avrupa” gayesinin gerçekleşmesi için döngüsel ekonominin tüm alt sektörlerde benimsenmesi için gereken değişimleri hızlandırmak istenen bu dönemde Ortak Tarım Politikası ve Ortak Balıkçılık Politikası’ndaki dönüşümlere öncelik verileceğinin altı çiziliyor.
Komisyonun “Dijital 10 Yıl” hedefi çerçevesinde dijitalleşmeyi dönem başkanlığı faaliyetlerine eklemleyen Portekiz, bu sayede Birliğin geleceğine dair tüm gayelerin gerçeğe dönüşmesinde dijitalleşmenin olmazsa olmaz bir unsur olduğunu da yeniden hatırlatıyor. Fikri mülkiyet, sanayi, adalet, ulaşım, ekolojik üretim, sağlık, araştırma ve İnovasyon başta olmak üzere çok farklı politika alanına doğrudan dokunan dijital araçlar, bu alanlardaki ilerlemenin de anahtarı olarak konumlanıyor.
Juncker Komisyonu’nun AB literatürüne kazandırdığı “sosyal politikalar sütunu”, von der Leyen Komisyonu’nun 6 önceliğinden biri olarak konumlanırken; Portekiz’in de özellikle öne çıkarmak istediği bir politika alanı olarak öne çıkıyor. Mayıs ayında “Avrupa Sosyal Haklar Sütunu” temalı bir Zirve’nin Porto şehrinde düzenlenmesi hatta Zirve çıktısı olarak konuya yönelik bir eylem planının kabul edilmesi planlanıyor. Vurgulanan tüm reform fikirlerinin ve faaliyet ajandalarının “hiç kimseyi geride bırakmadan” gerçekleşmesinin önemine dikkat çeken Portekiz, bu bağlamda sosyal politikaların güç kazanmasının ve yaşanacak değişimlerin çıktılarından tüm vatandaşların adil ve eşit şekilde faydalanmasının önünü açıyor.
Başta Birleşik Krallık ve ABD olmak üzere üçüncü ülkeler ile olan ilişkilerin güçlendirilmesi ve iletişim kanallarının sağlıklı ve şeffaf şekilde çalışabilmesine önem veren Portekiz, AB’nin küresel aktör olarak konumunu pekiştirmek istiyor. Bu başlığın altında ayrıca “Akdeniz ülkeleriyle olan ilişkilerin iyileştirilmesi” hedefinin yer alması, Türkiye ile olan gerilimlerin çözülmesi konusunda adımlar atılacağına dair de olumlu bir sinyal olarak algılanabilir. Ancak bu anlamdaki amaçların “komşular ve üçüncü ülkeler ile ilişkiler” çerçevesinde çizilmesi, Portekiz Dönem Başkanlığı’nın Türkiye’nin katılım müzakereleri çerçevesinde bir önceliğe sahip olmadığını gösteriyor. Öte yandan 6’ncı AB-Afrika Zirvesi için iş birliğini pekiştirme adına hazırlıklar yapacağını taahhüt eden Portekiz, Mayıs ayında Porto’da Hindistan-AB Zirvesi düzenlemek istediğini de ortaya koyuyor.
Portekiz’in 1 Ocak- 30 Haziran 2021 tarihleri arasında yürüteceği AB Konseyi Başkanlığı’na ilişkin detaylar için https://www.2021portugal.eu/en/ adresini takip edebilirsiniz.