İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, AB Dışişleri Konseyi’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü sondaj çalışmalarına ilişkin 11 Kasım 2019 tarihinde kabul ettiği yaptırım kararını değerlendiren bir açıklama yayımladı. İKV Başkanı Zeytinoğlu kararın kapsamına ilişkin şunları söyledi:
“AB Dışişleri Konseyi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü sondaj çalışmalarına ilişkin 15 Temmuz ve 14 Ekim 2019 tarihlerinde kabul ettiği skandal niteliğindeki kararları bir adım daha ileriye taşıyarak, bir yaptırım çerçevesi kabul etti. Hatırlanacağı üzere, AB Dışişleri Bakanları tarafından 14 Ekim’de alınan ve daha sonra AB liderlerince de benimsenen kararlar kapsamında, AB Dış İlişkiler Servisi ve Avrupa Komisyonu kısıtlayıcı önlemler için bir çerçeve oluşturmakla görevlendirilmişti. Kabul edilen yaptırım çerçevesi, bu kararın devamı niteliğinde. Kabul edilen çerçeve, AB’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü sondaj çalışmalarıyla bağlantılı doğal ve tüzel kişilere AB’ye seyahat yasağı ve AB’deki mal varlıklarının dondurulması gibi kısıtlayıcı önlemler uygulamasına zemin hazırlayacak. Ayrıca, çerçeve kapsamında, AB’deki doğal ve tüzel kişilerin yaptırım listesinde yer alacak kişi ve kurumlara fon vermesi yasaklanacak. Bunu takip eden süreçte, AB’nin, kısıtlayıcı önlemler kapsamına alınacak kişi ve kurumlar belirlemesi gündeme gelebilir.”
İKV Başkanı Zeytinoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs meselesine ilişkin objektifliğini yitiren AB’nin, Türkiye’nin; kıta sahanlığından kaynaklanan meşru haklarını ve adadaki doğal kaynakların ortak sahibi olan Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak üzere yürüttüğü sondaj çalışmalarına karşı ‘üye ülke dayanışması’ adı altında Kıbrıs Rum tarafına koşulsuz destek vermeyi sürdürdüğü görülüyor. Böyle bir kararın, Kıbrıs’taki iki tarafın BM Genel Sekreteri Guterres ile 25 Kasım’da Berlin’de gerçekleştirmeleri beklenen üçlü görüşme öncesinde alınmış olması, son derece talihsiz bir durum. AB’nin yapıcı çözüm önerileri üzerinde çalışmak yerine yine yaptırım kartını kullanması, Türkiye ile AB arasında gergin seyreden ilişkilerde tansiyonun artmasına yol açarken adada çözümü daha da zorlaştırıyor.”